Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) verdiği kararı uygulamayan bir mahkeme başkanı…
AYM'nin Türkiye İşçi Partisi milletvekili Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararı üzerinden günler geçti. Ve karar uygulanmıyor, tutuklu milletvekili tahliye edilmiyor.
Oysa;
1-Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesi:
"Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır." (Anayasa/madde:11)
2-AYM kararlarının bağlayıcılığı ilkesi:
"Anayasa Mahkemesi kararlarıResmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar." (Anayasa/madde:153)
Cumhuriyetin niteliklerini belirleyen Anayasa'nın 2. maddesi hükmüne göre hukuk devletiyiz. Hukuka bağlı olmamız gerekirken hukuk çiğnenmektedir. Üstelik yargı eliyle. Yerel mahkeme, en üst yargı merciinin kararına uymamaktadır.
Fotoğrafın bütününe baktığımızda manzara kaostur;
Aynı suçlarda veya benzer olaylarda yargıcın biri tutuklarken öbürü salıvermekte, biri beraat ettirirken diğeri mahkûm etmekte, biri "hukuka uygun" derken öbürü "hak ihlali" demektedir.
Yargısal kararlarda hukuka aykırılık giderek artmaktadır.
Yargıyı iyileştirmenin yolu, önce yargıcın eğitiminden, sonra onun bağımsızlığı ve dokunulmazlığından geçmektedir. Yargıç dokunulmazlığı, yargıca sağlanan bir ayrıcalık değil, yargı hizmetlerinden yararlanan insanlara verilen bir güvencedir. Bununla, "Yargıcına güven, o şahsi veya siyasi hiçbir baskı altında değildir" mesajı verilmektedir. O halde yapılması gereken ilk iş, hukuk eğitimini iyileştirmektir.
Hukuk fakültelerinde öğrenim süresinin 5 yıla çıkarılacağı düşünülmektedir. Ancak önemli olan eğitimin süresi değil, içeriğidir. 5 yıla çıkarılmakla hukuk fakültelerindeki ezbere dayalı hafızlık geleneği bir yıl daha mı uzayacaktır, yoksa insanı insan yapan o temel özelliği "nedensel" ve "analitik" düşünmeyi öne çıkaran programlar mı izlenecektir?
Doktrin ve hukuk pratiğinin yanında "genel felsefe", "hukuk felsefesi", "hukuk sosyolojisi" ve hatta "matematik" programlarına ciddi bir şekilde yer verilmelidir.
Yargı bağımsızlığı için;
Yargı üzerinde "yürütme" erkinin "denetim" ve "vesayeti" olduğu izlenimi veren anayasal ve yasal düzenlemeler kaldırılmalıdır. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üye seçimi ile, seçilmemiş üyeler Adalet Bakanı ve müsteşarının kurulda yer almasını sağlayan düzenlemeler değiştirilmelidir. Bu yapılmadığı sürece ne yargı bağımsızlığından, ne yargıç dokunulmazlığından, ne de yargıya güvenden söz edilebilir.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023





























































































