Irak'ta işler iyice çığırından çıktı.
Haziran sonunda bölgeden çekilerek sözde(!) yetkileri Iraklılar'a teslim edecek olan Amerikan yönetimi, helikopterlerle havadan Iraklılar'ı vurmaya başladı.
Şii yetkililerin tutuklanması ve halkın arasına fesat sokulmasından sonra patlak veren olaylar bölgeyi tekrar kaosa sürükledi.
Kerbela ve Necef merkezli kentlerde patlak veren şiddet, ülkenin diğer eyaletlerine de sıçradı.
İşgal güçlerini sokaklara dökülerek protesto eden halk, işgal askerlerine karşı saldırı başlattı. Saldırılarda çok sayıda Amerikan askeri yanısıra siviller de öldürüldü.
Karada kontrolde zorlanan Amerikan ordusu, havadan helikopterler eşliğinde ateş açarak sükuneti sağlamak istiyor.
Irak'ta huzur başından itibaren bu satarılarda ifade etmeye çalıştığımız gibi çok güç.
Aynı durum Afganistan için de geçerli.
Lokal bazda sürdürülen barışın tesisi çabaları bu zamana kadar belli bir netice verebilmiş değil.
Afganistan eyaletlerinde insan hakları konusunda, ekonomik ve siyasal alanlarada gözle görülür bir iyileştirme olmadığı gibi; ülkenin rehabilitasyonuna yönelik adımlar da atılamadı.
Şu sıralar Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon'da Afganistan'la ilgili itiraf niteliğinde raporlar dolaşıyor. Bu raporlar Bush yönetiminin karnını ağrıtıyor.
Irak'ta Saddam'ın yakalanması ile insan hakları konusundaki ihmaller bir nebze olsa unutturuldu; ama Afganistan'daki ihlaller kapatılamadı. Bunun kapanabilmesi ve gündemin biranda değişebilmesi için Ladin'in yakalanması gerekiyor.
Otokontrolden(!)çıkan ve önüne gelen her hedefi yoketmeye başlayan,en sonunda sahibini hedef seçen filmlerdeki robotlar gibi Ladin üzerinden spekülasyonlar yapılıyor.
Amerika ve Avrupa başkentleri Ladin ve adamlarına karşı teyakkuza geçirilirken, Afganistan'da Amerikan güçlerinin uyguladığı terörist faaliyetler sümenaltı ediliyor.
Afganistan'da hemen her gün birer ikişer sivil ya da yerel yetkili öldürülüyor, Suikastlar dizboyu. Amerikan üsleri ise tehdit altında.
Bir diğer sorunlu bölge Filistin.
Şeyh Yasin'i öldüderek terörün ateşini alevlendiren Şaron yönetimi Amerika'ya verdiği "Arafat'a dokunmama'' sözünün artık bir anlamı kalmadığını söyleyerek Bush ile ipleri kopardı.
"Çirkin Duvar" projesi ile Filistin kentlerini tecrit eden İsrail ordusuna karşı Filistinliler arasında yeni bir protesto dalgası başladı.
Atılan taşlara mermilerle cevap veren İsrail ordusu, tanklar eşliğinde Gazze ve Tulkarim gibi stratejik merkezlere gir çık yapar oldu.
Irak, Afganistan ve Filistin'de Amerikan destekli şiddet paralelinde yangın sonrası yeni bir dönem öngörülüyor.
Ekin tarlası yakılacak, anızlar küllerden temizlenerek yeni tarlaya yeni tohumlar ekilecek.
Afganistan'da islami direniş grupları ve Taliban, Irak'ta Şiiler ve Türkmenler, Filistin'de ise İntifada grupları ateşe verilerek bu plan yürürlük kazanacak.
Afganistan'da Conilere yeni üs, Irak'ta Kürtler'e yeni bir devlet, İsrail'de ise yahudi diyasporasına yerleşkeler sağlanacak.
"BOP" denen senaryoda İslam kimlikli kurum ya da kuruluşlar ateşe verilecek. Demokrasi vaadleri ise boş laf.
Haziran sonunda bölgeden çekilerek sözde(!) yetkileri Iraklılar'a teslim edecek olan Amerikan yönetimi, helikopterlerle havadan Iraklılar'ı vurmaya başladı.
Şii yetkililerin tutuklanması ve halkın arasına fesat sokulmasından sonra patlak veren olaylar bölgeyi tekrar kaosa sürükledi.
Kerbela ve Necef merkezli kentlerde patlak veren şiddet, ülkenin diğer eyaletlerine de sıçradı.
İşgal güçlerini sokaklara dökülerek protesto eden halk, işgal askerlerine karşı saldırı başlattı. Saldırılarda çok sayıda Amerikan askeri yanısıra siviller de öldürüldü.
Karada kontrolde zorlanan Amerikan ordusu, havadan helikopterler eşliğinde ateş açarak sükuneti sağlamak istiyor.
Irak'ta huzur başından itibaren bu satarılarda ifade etmeye çalıştığımız gibi çok güç.
Aynı durum Afganistan için de geçerli.
Lokal bazda sürdürülen barışın tesisi çabaları bu zamana kadar belli bir netice verebilmiş değil.
Afganistan eyaletlerinde insan hakları konusunda, ekonomik ve siyasal alanlarada gözle görülür bir iyileştirme olmadığı gibi; ülkenin rehabilitasyonuna yönelik adımlar da atılamadı.
Şu sıralar Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon'da Afganistan'la ilgili itiraf niteliğinde raporlar dolaşıyor. Bu raporlar Bush yönetiminin karnını ağrıtıyor.
Irak'ta Saddam'ın yakalanması ile insan hakları konusundaki ihmaller bir nebze olsa unutturuldu; ama Afganistan'daki ihlaller kapatılamadı. Bunun kapanabilmesi ve gündemin biranda değişebilmesi için Ladin'in yakalanması gerekiyor.
Otokontrolden(!)çıkan ve önüne gelen her hedefi yoketmeye başlayan,en sonunda sahibini hedef seçen filmlerdeki robotlar gibi Ladin üzerinden spekülasyonlar yapılıyor.
Amerika ve Avrupa başkentleri Ladin ve adamlarına karşı teyakkuza geçirilirken, Afganistan'da Amerikan güçlerinin uyguladığı terörist faaliyetler sümenaltı ediliyor.
Afganistan'da hemen her gün birer ikişer sivil ya da yerel yetkili öldürülüyor, Suikastlar dizboyu. Amerikan üsleri ise tehdit altında.
Bir diğer sorunlu bölge Filistin.
Şeyh Yasin'i öldüderek terörün ateşini alevlendiren Şaron yönetimi Amerika'ya verdiği "Arafat'a dokunmama'' sözünün artık bir anlamı kalmadığını söyleyerek Bush ile ipleri kopardı.
"Çirkin Duvar" projesi ile Filistin kentlerini tecrit eden İsrail ordusuna karşı Filistinliler arasında yeni bir protesto dalgası başladı.
Atılan taşlara mermilerle cevap veren İsrail ordusu, tanklar eşliğinde Gazze ve Tulkarim gibi stratejik merkezlere gir çık yapar oldu.
Irak, Afganistan ve Filistin'de Amerikan destekli şiddet paralelinde yangın sonrası yeni bir dönem öngörülüyor.
Ekin tarlası yakılacak, anızlar küllerden temizlenerek yeni tarlaya yeni tohumlar ekilecek.
Afganistan'da islami direniş grupları ve Taliban, Irak'ta Şiiler ve Türkmenler, Filistin'de ise İntifada grupları ateşe verilerek bu plan yürürlük kazanacak.
Afganistan'da Conilere yeni üs, Irak'ta Kürtler'e yeni bir devlet, İsrail'de ise yahudi diyasporasına yerleşkeler sağlanacak.
"BOP" denen senaryoda İslam kimlikli kurum ya da kuruluşlar ateşe verilecek. Demokrasi vaadleri ise boş laf.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005