Görüldüğü ve anlaşıldığı üzere, bu iki kelime arasında sadece ses uyumu yok, ses uyumu ile beraber daha nice gizli-açık bağlantılar var. Yalan söylemi olmadan yolma eyleminin gerçekleşmesi mümkün değil, yani söylem ve eylem birliği…
Yalan önden taşları döşüyor, ardından da yolma faaliyetleri baş gösteriyor.
Geçim sıkıntısından, hayat pahalılığından ve buna bağlı olarak bin bir çeşit sancılar içinde kıvranan kitleler, hal dilleri ile, lisan-ı halleri ile ve sesleri çıktığı kadar 'yolunuyoruuuuz' diye bağırıyorlar, kendilerine bu olumsuz şartları sunanlar ise; 'biraz daha sabır, az kaldı, refah pek yakında' diyerek onları teskin ve teselli ediyorlar.
Görüldüğü üzere, yalanlar ve yolanlar yine aynı masada buluşuyorlar.
Her akşam, televizyon karşısına geçip haber saatlerinde kanal kanal dolaşırken, memlekete dair havadisleri öğrenmeye çalışırken, neredeyse ilk yarım saatlerin 'yolma' haberleriyle geçtiğine hep beraber üzülerek şahit oluyoruz.
Seçimlerden sonra kurulan yeni kabine ilk altı ayını doldurmak üzere.
Yeni İçişleri Bakanı, her gün hem de birkaç tane olmak üzere yerli-yabancı çeteler, suç örgütleri, uyuşturucu baronları çökerttiklerini açıklıyor ve ardı-arkası gelmiyor bir türlü.
Bir avuç mutlu azınlığın yaşamakta olduğu aşırı lüks ve debdebeli hayatlar, aralarında dönen paralar, gösterime giren ziynet eşyaları, bu ülkede yaşayan nüfusun yüzde doksanının başını döndürüyor.
Dar gelirli, asgari ücretli, emekli direkt ve dolaylı vergilerden ötürü inim inim inlerken, ne yazık ki, 'yolan' kesimler, lüksten ve şatafattan dört köşe yaşıyorlar.
Dünya üzerinde, yalanı ve yolanı bu kadar bol bir başka ülke daha var mıdır bilmiyoruz.
Yalanın seller gibi söylendiği, yolanların da mantar gibi dört bucakta çoğaldığı bir ortamda, bir gerçek daha ortaya çıkıyor, demek ki bu ülkede yalanlara inanmaya hazır ve yolunmaya amade kalabalıklar var, hem de çok.
Yalan… İnananı olmasa, itibar görmese, ardından kitleler sürüklenmese çoğalır mı hiç?
Yolunmaya hazır, yolunmayı dert etmeyen, sorup-sorgulamayan kalabalıklar olmasa, yolmayı meslek edinmiş bunca çete, bunca şebeke iş yapabilir mi ve günden güne artarak bir sektör haline gelebilir mi?
Yalanı bol ve yolanı bol bir ülkeyiz vesselam.
Yalancısı bol ve yolanları bol bir milletiz vesselam.
Köşe yazarlarının hepsini okuyorum,yazılarınız çok güzel aynı zamanda uyarıcı.Sizden ricam yazı arasına reklam koymayın.
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025