Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması mesele haline getirilerek T.C vatandaşı olan patrik Bartholomeos tarafından dünya gündemine taşındı. ABD başkanlarının gündemi dünya gündemi sayılır tabii ki. Fener Rum Patriği Bartholomeos, ABD Başkanı George Bush'tan, Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun açılmasına ilişkin sorunun çözümü için yardım istediğini belirterek, "Bu okul meselesi, bizim için çok önemlidir. Çünkü patrikhanemizin akıbeti ile direkt olarak bağlantılıdır"diyor. "Peki o zaman kendi iradenizle neden kapattınız" diye sormazlar mı adama? Hayır, sayın patrik bu sorunun ne anlama geldiğini çook iyi bildiği için çözümü Atlantik ötesine taşıyor...
Bartholomeos, "Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun açılması için Bush'tan destek istediniz mi?" sorusunu ise şöyle cevaplıyor:"Kendisi sordu 'Ne problemleriniz var, nasıl yardımcı olabilirim?' diye. Bu konuya değindiğimiz zaman, tabii yardımlarını istedim. Bu okul meselesi, bizimiçin çok önemlidir. Çünkü patrikhanemizin akıbeti ile direkt olarak bağlantılıdır."
"Türk kanunlarına göre Heybeliada'da ruhban okulunun açılması yasak. Bu yasağa rağmen nasıl istiyorsunuz Bush'tan desteği?" şeklindeki soru üzerine de Bartholomeos, "Eğer devlet iradesi varsa okulun açılması için çözümü bulunur" diyor. Türkiye devlet olma iradesini çıkarmış olduğu kanunlarla ortaya koymuşken bu kanunların hiçbirine uymayacağını ruhban okulunu kapatarak ilan eden patrikhane hangi iradeden söz ediyor? Görüşmelerinin ardından Türkiye'yi ikna edeceğini umduğu iradeden mi?
Sayın patriğin kendi kapattıkları okulu yeniden açmak için bu çabalarının nedenleri nelerdir acaba? Meselenin bam teli burası... Patrikhane Türkiye Cumhuriyetinin kanunlarına bağlı kalmak istemiyor. Ne de olsa kendilerini evrensel olarak tanımlıyorlar. Dolayısıyla evrensel ekümenik patriklik olarak ancak evrensel kurallara bağlı olabilirler.
Statüsü Lozan'da belirlenen patrikhane, kendisine tanınan hakları aşarak uluslararası statüyle Vatikanlaşma çabasında. Masum istekleri ile takındıkları tavırlar hiç bağdaşmıyor. Patrikhane, arkasına AB, ABD ve Atina'yı da alarak Türkiye'yi siyasi tavize zorluyor. Bu mesele Lozan'da halledilmişti demek bile yetersiz şimdilerde. Çünkü Lozan Anlaşması delik deşik edilmiş durumda. Zira artık evrensel kanunlar yapan bir AB ve parlamentosu var.
Devletlerarası ilişkilerde mütekabiliyet esası çok önemli. Patrikhane konusunda devlet başkanı gibi uluslararası destek turlarına çıkan patriğin karşısında Batı Trakya da bulunan Türkler kendi müftülerini seçemiyorlar bile. 1990 yılından itibaren Yunanistan devleti Müslümanların müftüsünü kendisi tayin ediyor. Müslüman Türklerin seçtiği müftüler yunan mahkemelerinden makam gaspı nedeniyle cezalar alıyor. Bugün kalkıp Yunanistandaki bir Türk bölgesine gitmeye kalksanız izin almak mümkün değildir. Yunanlı dostlarımız Karadeniz'de fink atıp, köylerde horon teperken ; Yunanistan'da yapılan bir kültür haftasına katılmak isteyen Türk folklor ekibine Yunan devleti izin vermemişti.
Lozan Barış Antlaşması görüşmelerinde, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin Türkiye'de kalmasına, Türkiye'deki Rum ahalinin dini ihtiyaçlarını karşılaması, 'siyasi ve idari faaliyetlerde bulunmaması' şartıyla izin verilmişti. O günden bu güne patrikhane Rum vatandaşların dini hizmetini görmekten çok uluslar arası pek çok meseleye el atmış, kendisini adeta Vatikan benzeri bir devlet olma amacına yönelik faailyetler sürdürmüş ve sürdürmektedir. Bu amaçla yapılan geziler de devlet başkanı gibi karşılanmakta ve görüşmeler yapılmaktadır.
Tüm bunlar olurken bizim dışişlerimiz sayın patriğe hiçbir şey sormuyor. Anlaşmalarla belirlenen statüsünü aşarak ekümenik patrik sıfatıyla yurt dışı gezileri nasıl yapıyorlar? T.C vatandaşı bir kişinin başka devletlerle anlaşmalar yapma yetkisi var mı? Patrik geçen aylarda İran'da kendi ifadesiyle bir kültür anlaşması imzalamıştı, yanında da Yunan büyük elçisi olarak. Neden ruhban okulunu Türk devletinin denetiminin dışında tutmak istiyorsunuz? Amacınız din adamı yetiştirmek ise bu denetimde ve kanunlardan rahatsızlığınızın sebebi nedir? Bu soruların patrikhaneye ve patriğe sorulması ve cevaplarının alınması gerekiyor. Devlet olma iradesi hiç şüphesiz bu soruların sorulmasıyla ortaya çıkacaktır.
Bartholomeos, "Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun açılması için Bush'tan destek istediniz mi?" sorusunu ise şöyle cevaplıyor:"Kendisi sordu 'Ne problemleriniz var, nasıl yardımcı olabilirim?' diye. Bu konuya değindiğimiz zaman, tabii yardımlarını istedim. Bu okul meselesi, bizimiçin çok önemlidir. Çünkü patrikhanemizin akıbeti ile direkt olarak bağlantılıdır."
"Türk kanunlarına göre Heybeliada'da ruhban okulunun açılması yasak. Bu yasağa rağmen nasıl istiyorsunuz Bush'tan desteği?" şeklindeki soru üzerine de Bartholomeos, "Eğer devlet iradesi varsa okulun açılması için çözümü bulunur" diyor. Türkiye devlet olma iradesini çıkarmış olduğu kanunlarla ortaya koymuşken bu kanunların hiçbirine uymayacağını ruhban okulunu kapatarak ilan eden patrikhane hangi iradeden söz ediyor? Görüşmelerinin ardından Türkiye'yi ikna edeceğini umduğu iradeden mi?
Sayın patriğin kendi kapattıkları okulu yeniden açmak için bu çabalarının nedenleri nelerdir acaba? Meselenin bam teli burası... Patrikhane Türkiye Cumhuriyetinin kanunlarına bağlı kalmak istemiyor. Ne de olsa kendilerini evrensel olarak tanımlıyorlar. Dolayısıyla evrensel ekümenik patriklik olarak ancak evrensel kurallara bağlı olabilirler.
Statüsü Lozan'da belirlenen patrikhane, kendisine tanınan hakları aşarak uluslararası statüyle Vatikanlaşma çabasında. Masum istekleri ile takındıkları tavırlar hiç bağdaşmıyor. Patrikhane, arkasına AB, ABD ve Atina'yı da alarak Türkiye'yi siyasi tavize zorluyor. Bu mesele Lozan'da halledilmişti demek bile yetersiz şimdilerde. Çünkü Lozan Anlaşması delik deşik edilmiş durumda. Zira artık evrensel kanunlar yapan bir AB ve parlamentosu var.
Devletlerarası ilişkilerde mütekabiliyet esası çok önemli. Patrikhane konusunda devlet başkanı gibi uluslararası destek turlarına çıkan patriğin karşısında Batı Trakya da bulunan Türkler kendi müftülerini seçemiyorlar bile. 1990 yılından itibaren Yunanistan devleti Müslümanların müftüsünü kendisi tayin ediyor. Müslüman Türklerin seçtiği müftüler yunan mahkemelerinden makam gaspı nedeniyle cezalar alıyor. Bugün kalkıp Yunanistandaki bir Türk bölgesine gitmeye kalksanız izin almak mümkün değildir. Yunanlı dostlarımız Karadeniz'de fink atıp, köylerde horon teperken ; Yunanistan'da yapılan bir kültür haftasına katılmak isteyen Türk folklor ekibine Yunan devleti izin vermemişti.
Lozan Barış Antlaşması görüşmelerinde, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin Türkiye'de kalmasına, Türkiye'deki Rum ahalinin dini ihtiyaçlarını karşılaması, 'siyasi ve idari faaliyetlerde bulunmaması' şartıyla izin verilmişti. O günden bu güne patrikhane Rum vatandaşların dini hizmetini görmekten çok uluslar arası pek çok meseleye el atmış, kendisini adeta Vatikan benzeri bir devlet olma amacına yönelik faailyetler sürdürmüş ve sürdürmektedir. Bu amaçla yapılan geziler de devlet başkanı gibi karşılanmakta ve görüşmeler yapılmaktadır.
Tüm bunlar olurken bizim dışişlerimiz sayın patriğe hiçbir şey sormuyor. Anlaşmalarla belirlenen statüsünü aşarak ekümenik patrik sıfatıyla yurt dışı gezileri nasıl yapıyorlar? T.C vatandaşı bir kişinin başka devletlerle anlaşmalar yapma yetkisi var mı? Patrik geçen aylarda İran'da kendi ifadesiyle bir kültür anlaşması imzalamıştı, yanında da Yunan büyük elçisi olarak. Neden ruhban okulunu Türk devletinin denetiminin dışında tutmak istiyorsunuz? Amacınız din adamı yetiştirmek ise bu denetimde ve kanunlardan rahatsızlığınızın sebebi nedir? Bu soruların patrikhaneye ve patriğe sorulması ve cevaplarının alınması gerekiyor. Devlet olma iradesi hiç şüphesiz bu soruların sorulmasıyla ortaya çıkacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Çiçek / diğer yazıları
- Birlik çağrısı / 27.10.2014
- Yol ayrımı / 15.08.2014
- Ey cumhur, kimi seçmek istersin?.. / 26.07.2014
- Yazmadan önce okumayı öğrenmek / 24.07.2014
- Ya Büyük İsrail, Ya Büyük Türkiye!.. / 22.07.2014
- Özgürleşme ve İslam Dünyası / 18.07.2014
- Cumhurbaşkanı ne iş yapar? / 16.07.2014
- Ramazanın çağrıştırdıkları... / 08.07.2014
- Geleceğin inşası / 19.06.2014
- Soma faciası ve madenlerde yaşam odası zorunluluğu... / 23.05.2014
- Yol ayrımı / 15.08.2014
- Ey cumhur, kimi seçmek istersin?.. / 26.07.2014
- Yazmadan önce okumayı öğrenmek / 24.07.2014
- Ya Büyük İsrail, Ya Büyük Türkiye!.. / 22.07.2014
- Özgürleşme ve İslam Dünyası / 18.07.2014
- Cumhurbaşkanı ne iş yapar? / 16.07.2014
- Ramazanın çağrıştırdıkları... / 08.07.2014
- Geleceğin inşası / 19.06.2014
- Soma faciası ve madenlerde yaşam odası zorunluluğu... / 23.05.2014