Bugün İslam dünyasının karşı karşıya olduğu en büyük tehlike, bu dünyanın sahip olduğu maddi ve manevi zenginliğe küresel güçlerin direkt müdahalesinin yanında; maruz kaldığı kültürel ve dini kaynaklı bozulmuş fikri cereyanlardır.Haçlı dünyası olarak genelleyebileceğimiz Batılı egemen güçler, İslam coğrafyasına 1.Dünya Savaşı'ndan itibaren yaptıkları direkt müdahaleden sonra, amaçlarına kökten ve kesin bir netice alabilmek için; fiili işgallerin yanında daha etkin olduğunu düşündükleri, İslam dünyasında güdümlü mezhep ve tarikatlar ihdas ederek kesin işgali gerçekleştirdiler.Bu konuda geniş bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş'ın, "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" eserine başvurulabilir.Bunun neticesinde İslam Coğrafyasını oluşturan ülkeler son olarak "Arap Baharı" denilen, dönüştürerek imha sayılabilecek bir operasyonla, teker teker büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldı. Müslüman toplumlar, can ve mal güvenliklerini kaybettikleri gibi; geleceklerini de kaybetmekle karşı karşıya geldiler. Ülkeler parçalanıyor, sınırlar yeniden düzenleniyor, milyonlarca Müslüman nüfus can ve namus emniyetinden yoksun değişik ülkelere göç etmek zorunda kalıyor.Müslümanların gönül dünyası Haçlı mayasıyla mayalanınca, ülkelerin işgali daha da kolaylaştı. İşgalciler kurtarıcı olarak görülmeye başlandı. Her iki dünya savaşı sonrası hızlanan faaliyetler; selefi mezheplerin ihdası ile başlayıp dinlerarası diyalog faaliyetleri ile devam ettirildi!Böylece işgallere hazır bir dünya oluşturuldu. Katillerine aşık, çaresizliğinin çaresini kendisini dönüştürerek bağımlı bir dünya oluşturmak isteyenlere muhtaç edildi. Bugün Ortadoğu'da oluşan kaostan kurtulmak için gözler Batılı egemen güçlere dönüyorsa, nedeni budur.Hürriyet fikri önce insanların beyinlerinde ve gönüllerinde yeşermeli. O zaman bağımsız yaşamanın kadri ve kıymeti anlaşılabilir. Bağımsızlık her şeyden önce İslam toplumunun fikir ve gönül dünyasına yerleşmeli.Mezhep ve fikir ayrılıkları bölünmenin değil, birleşerek güçlenmenin dayanakları olmalı. Bunun içinde ortak payda tarih boyunca bağımsızlık ve birlik uğruna çaba gösteren Ehl-i Beyt anlayışında buluşmak olmalıdır. Bu ortak payda dışında gelişen akımlar İslam coğrafyasını modern çağın haçlıları olan emperyalist egemenlerin lokması olmaktan kurtaramayacaktır.
Mustafa Çiçek / diğer yazıları
- Birlik çağrısı / 27.10.2014
- Yol ayrımı / 15.08.2014
- Ey cumhur, kimi seçmek istersin?.. / 26.07.2014
- Yazmadan önce okumayı öğrenmek / 24.07.2014
- Ya Büyük İsrail, Ya Büyük Türkiye!.. / 22.07.2014
- Özgürleşme ve İslam Dünyası / 18.07.2014
- Cumhurbaşkanı ne iş yapar? / 16.07.2014
- Ramazanın çağrıştırdıkları... / 08.07.2014
- Geleceğin inşası / 19.06.2014
- Soma faciası ve madenlerde yaşam odası zorunluluğu... / 23.05.2014
- Yol ayrımı / 15.08.2014
- Ey cumhur, kimi seçmek istersin?.. / 26.07.2014
- Yazmadan önce okumayı öğrenmek / 24.07.2014
- Ya Büyük İsrail, Ya Büyük Türkiye!.. / 22.07.2014
- Özgürleşme ve İslam Dünyası / 18.07.2014
- Cumhurbaşkanı ne iş yapar? / 16.07.2014
- Ramazanın çağrıştırdıkları... / 08.07.2014
- Geleceğin inşası / 19.06.2014
- Soma faciası ve madenlerde yaşam odası zorunluluğu... / 23.05.2014