Vatansız vatandaşlık, vatandaşsız vatan olmaz.Vatan ile vatandaş ayrılmaz bir bütündür. O bakımdan, bunların her ikisi birlikte korunur. Vatanı korumak amacıyla, vatandaşa eziyet ve sıkıntı çektirenler, farkında olmadan vatanı tehlikeye atarlar.Bu temel tespitten sonra, günümüzde vatandaşlık kavramına yapılan saldırılara dönelim. Küreselleşmeciler, önlerinde en büyük engel vatandaşlık kurumunu gördükleri ve onu yıkmak istedikleri için, şu görüşleri ileri sürüyorlar: "Artık dünyada milletlerin değil, sermayenin iktidarı vardır. Bu iktidarın öznesi de müşteridir. O sebepten vatandaşlık kurumu yavaş yavaş ortadan kalkmaktadır". Bu görüş yeni seslendiriliyor, fakat temelleri yıllar öncesinden atılmıştır. Bakınız, T. H. Marshall, ta 1949 yılında ne diyor: "Vatandaşlık toplum üyelerine bağışlanan bir statüdür. Bu statüye sahip olan herkes, haklar ve ödevler çerçevesinde eşittir. Onun için vatandaşlık hakları ne kadar genişlerse, liberalizmle o kadar çatışır". Öyleyse, vatandaşlık hakları daraltılmalı, dahası vatanla ilişkisi koparılmış bir vatandaşlık ihdas edilmeli. İşte, yapmaya çalıştıkları budur. Liberalistlere göre, "vatandaş olmak belli hakları elde etmekten ziyade, belli sorumlulukları kabul etmek manasına gelmektedir" (Bkz. Prof. Dr. Haydar Baş, Sosyal Devlet-Milli Devlet, s. 157). Vatandaşa şöyle dayatıyorlar. Vatandaşlığı kabul ediyorsan, şu külfete katlanacaksın. İyi de, her külfetin bir nimeti vardır. Peki, vatandaşlığın nimeti nedir? Nimet yok, sadece külfet. Amaç, vatandaşlık kavramı yerine müşteri, tüketici, ortak... gibi kavramları ikame etmektir.Bu küresel tuzağa karşı, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın geliştirdiği "vatandaşlık maaşı projesi" gerçekten dahiyane bir buluştur. "Vatandaşlık maaşı projesi, ekonomik refahı sağlayacağı gibi, aynı zamanda devletimizin bekası ve milletimizin istikbali için hayati önemdedir" (A.g.e., s. 314). Sosyal devlet, vatandaşlarına sosyal yardım yapmak zorundadır. Bu sosyal yardımların 'vatandaşlık maaşı' adı altında yapılması, yıkılmak istenen vatandaşlık kurumunu kuvvetlendirecektir. "Hakikatte vatandaşlık maaşı, devletini sevme, kimliğine ve vatanına sahip çıkma projesidir" (A.g.e., s. 317). Demek ki, bu projenin ekonomik boyutu yanında, sosyal ve siyasi boyutu da bulunmaktadır. Vatandaşlık maaşı projesine, yalnız ekonomik açıdan yaklaşanları ve benimseyenleri görmek bile, insanı sevindiriyor. Bunlardan biri Milliyet gazetesinden Meral Tamer'dir. O, 30 Mayıs 2007 tarihli yazısında şöyle diyor: "Yoksulların da vatandaşlık hakkı olduğunu teslim eden bir sistemin, mutlaka devreye sokulması lâzım... Vatandaşlık geliri bir an önce hayata geçirilmeli. İş bulumayan, çalışamayan insanımızın -salt Türkiye vatandaşı olduğu için- hayatını asgari koşullarda idame ettirme hakkı olmalı". Olmalı, ama nasıl? IMF programlarıyla, liberal modelle, bu olabilir mi? Elbette olmaz. Bu ancak 'Milli Ekonomi Modeli' ile hayata geçirilecek bir projedir. CHP, kendince yoksullukla mücadele programı hazırladı. Programda işsizlere, toplumun en yoksul kesimlerine aile bazında her ay 250 YTL bir gelir öngörülüyor. Kaynak olarak da, yüzde 6.5 olan faiz dışı fazla oranını, yüzde 5 veya 5.5'e çekmek gösteriliyor. Tamam da, yine işimiz IMF'ye kalmıyor mu? Yüzde 6.5 faiz dışı fazla oranını dayatan IMF değil mi? Şimdi nasıl olacak? CHP, IMF'yi ikna edecek ve kaynak sağlayacak da yoksullara para verecek. Yılların CHP'si halkın karşısına bu proje ile çıkıyor. Çok yazık. Niçin BTP gibi, "IMF'yi kapı dışarı edeceğiz ve Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayacağız" diyemiyorsunuz? Bunu diyemiyenler, en küçük bir projeyi dahi uygulayamazlar. IMF'nin yolu belli, yöntemi belli. O, hiçbir ülkenin yoksulunu düşünmez. CHP, IMF insafa gelecek ve yoksullara 250 YTL verilmesine razı olacak diye boşuna ümitlenmesin. Millet de, bu vaatleri işitsin, fakat inanmasın. İnanılacak doğrular, vatan ile vatandaşı ayırmayan, aynı anlayışla koruyan BTP'nin söyledikleridir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018