Büyük meydan mitinglerinde, kapalı spor salonu toplantılarında ve televizyon programlarında kalabalık kitlelere yüksek sesle sorulan bu sorunun patenti sayın Prof. Dr. Haydar Baş'a aittir.
Türkiye'nin siyasi hayatını az-çok takip edenler hemen hatırlayacaklardır, özellikle son on beş yıl boyunca "var mısınız?" sorusunu duyan hemen herkesin aklına ilk gelen lider Haydar Baş'tır.
Daha sonraki yıllar içinde onu taklit etmeye kalkanlar oldu ama, pek tutmadı ve kitlelere hitaben yüksek tonla sorulan bu "Var mısınız?" sorusu hep Haydar Hoca'yı hatırlatır oldu.
Şimdi Sayın Baş, aynı soruyu bu sefer tüm dünya Müslümanlarına hitaben ve daha, çok daha yüksek bir seda ile soruyor; "Kudüs'ü Müslümanların başkenti ilan etmeye var mısınız?"
İslam ülkelerini yönetenlerin kulağını dört açmaları gereken tarihi bir çağrı.
Buyurun:
ABD Başkanı Trump'ın, Kudüs'ü İsrail'in başkenti şeklinde ilanı, tüm İslam âlemine karşı yapılmış bir hareket ve hakarettir.
Mescid-i Aksa, Hz. Peygamber'in (sav) Miraç mucizesinde göğe yükselmeden önce peygamberlere namaz kıldırdığı yer olarak inancımızda kutsal kabul edilir ve Kudüs'tedir. Yine hadis-i şerifte Hz. Peygamber buranın önemine işaret ederek, "Ziyaretler ancak üç mekâna yapılır. Mekke'deki Mescidu'l-Haram'a, Medine'deki benim bu mescidime ve Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya" buyurmuştur.
İşlenen cinayete ümmetin tamamı tek vücut olarak karşı durmalı ve Mescid-i Aksa'yı Müslümanların başkenti ilan etmelidir.
Bu mescid ve Kudüs, Müslümanların ve orada yerleşen Filistinlilerin asırlardır kolu kanadı olmuştur. Gaye, topyekûn İslam tarihini inkâr ile burayla alakası olmayan Yahudilere İslam kutsalını teslim etmektir.
Yahudi inancı ile Hıristiyan itikadı, Kudüs konusunda bileşirler. Zira Hıristiyanlara göre Mesih'in yeryüzüne ineceği yer Kudüs topraklarıdır. Bu sebeple, her Hıristiyan'ın Yahudilere hizmeti itikadî bir zorunluluktur.
Yahudiler ise, Süleyman Mabedi'ni inşa için çalışmaktadır ki Büyük İsrail Devleti kurulabilsin. Yine, Mescid-i Aksa yıkılmalı ve yerine Süleyman Mabedi inşa edilmelidir ki, Mesih yeryüzüne inebilsin?
Trump'ın bastığı düğme Ortadoğu'da kaynak ve yerleşim savaşları olarak başlayan savaşı 'dinler savaşı'na dönüştürmüştür.
İnançları aynı gaye etrafında birleşen Hıristiyan ve Yahudi dünya, İslam dinine ve Müslüman'a karşı aleni bir savaş açmıştır. Bu iki dinin temsilcileri inançlarının gereğini yapmaktadır. Peki, İslam dünyası neyin peşindedir?
Hz. Ali şöyle buyurur: "Mehdi, Beyt'ül Mukaddes'e girecek ve İmam olarak halkla namaz kılacak. İsa da O'nun arkasında namaz kılacak ve O'na biat edecektir."
Biz, son dinin, hak din olan İslam'ın temsilcileri neye ve ne için inandığımızı unutarak maalesef Haçlı dünyasının elinde kukla olduk.
Bakara suresinin 120. ayetinde "Sen onlardan olmadıkça, Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar" buyruluyor. Bu ikazı reddedercesine hareket ediliyor.
İktidara geldikleri günden beri, kardeşlik ve barış adına dinlerarası diyalog yapanlar, Yahudiler ve Hıristiyanlarla iftar sofralarında el açıp dua edenler, Papa'dan barış adına medet umanlar kardeşliği şimdi görsünler?
Mescid-i Aksa'nın Yahudilerin başkenti yapılması demek, sınırlarından içeri girmeye çalışan her Müslüman'ın öldürülmesi demektir.
Göbeği ABD ile bir kesilen Arap İslam dünyasında veya pek çok anlaşmayla İsrail ile kardeşlik bağı kuranlar arasında buna karşı çıkacak imanî bir hal var mıdır sizce?
İslam dünyasının imanının ispatı, Ben-i İsrail kavmine karşı durmanın adıdır.
Şimdi hodri meydan, kendinizi gösterin!
Demek ki, mesele diyalogla Müslümanları uyuşturup yok etmek değil, Peygamber'e gerçek ümmet olmaktır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Yeni Mesaj, 8/12/2017).
Türkiye'nin siyasi hayatını az-çok takip edenler hemen hatırlayacaklardır, özellikle son on beş yıl boyunca "var mısınız?" sorusunu duyan hemen herkesin aklına ilk gelen lider Haydar Baş'tır.
Daha sonraki yıllar içinde onu taklit etmeye kalkanlar oldu ama, pek tutmadı ve kitlelere hitaben yüksek tonla sorulan bu "Var mısınız?" sorusu hep Haydar Hoca'yı hatırlatır oldu.
Şimdi Sayın Baş, aynı soruyu bu sefer tüm dünya Müslümanlarına hitaben ve daha, çok daha yüksek bir seda ile soruyor; "Kudüs'ü Müslümanların başkenti ilan etmeye var mısınız?"
İslam ülkelerini yönetenlerin kulağını dört açmaları gereken tarihi bir çağrı.
Buyurun:
ABD Başkanı Trump'ın, Kudüs'ü İsrail'in başkenti şeklinde ilanı, tüm İslam âlemine karşı yapılmış bir hareket ve hakarettir.
Mescid-i Aksa, Hz. Peygamber'in (sav) Miraç mucizesinde göğe yükselmeden önce peygamberlere namaz kıldırdığı yer olarak inancımızda kutsal kabul edilir ve Kudüs'tedir. Yine hadis-i şerifte Hz. Peygamber buranın önemine işaret ederek, "Ziyaretler ancak üç mekâna yapılır. Mekke'deki Mescidu'l-Haram'a, Medine'deki benim bu mescidime ve Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya" buyurmuştur.
İşlenen cinayete ümmetin tamamı tek vücut olarak karşı durmalı ve Mescid-i Aksa'yı Müslümanların başkenti ilan etmelidir.
Bu mescid ve Kudüs, Müslümanların ve orada yerleşen Filistinlilerin asırlardır kolu kanadı olmuştur. Gaye, topyekûn İslam tarihini inkâr ile burayla alakası olmayan Yahudilere İslam kutsalını teslim etmektir.
Yahudi inancı ile Hıristiyan itikadı, Kudüs konusunda bileşirler. Zira Hıristiyanlara göre Mesih'in yeryüzüne ineceği yer Kudüs topraklarıdır. Bu sebeple, her Hıristiyan'ın Yahudilere hizmeti itikadî bir zorunluluktur.
Yahudiler ise, Süleyman Mabedi'ni inşa için çalışmaktadır ki Büyük İsrail Devleti kurulabilsin. Yine, Mescid-i Aksa yıkılmalı ve yerine Süleyman Mabedi inşa edilmelidir ki, Mesih yeryüzüne inebilsin?
Trump'ın bastığı düğme Ortadoğu'da kaynak ve yerleşim savaşları olarak başlayan savaşı 'dinler savaşı'na dönüştürmüştür.
İnançları aynı gaye etrafında birleşen Hıristiyan ve Yahudi dünya, İslam dinine ve Müslüman'a karşı aleni bir savaş açmıştır. Bu iki dinin temsilcileri inançlarının gereğini yapmaktadır. Peki, İslam dünyası neyin peşindedir?
Hz. Ali şöyle buyurur: "Mehdi, Beyt'ül Mukaddes'e girecek ve İmam olarak halkla namaz kılacak. İsa da O'nun arkasında namaz kılacak ve O'na biat edecektir."
Biz, son dinin, hak din olan İslam'ın temsilcileri neye ve ne için inandığımızı unutarak maalesef Haçlı dünyasının elinde kukla olduk.
Bakara suresinin 120. ayetinde "Sen onlardan olmadıkça, Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar" buyruluyor. Bu ikazı reddedercesine hareket ediliyor.
İktidara geldikleri günden beri, kardeşlik ve barış adına dinlerarası diyalog yapanlar, Yahudiler ve Hıristiyanlarla iftar sofralarında el açıp dua edenler, Papa'dan barış adına medet umanlar kardeşliği şimdi görsünler?
Mescid-i Aksa'nın Yahudilerin başkenti yapılması demek, sınırlarından içeri girmeye çalışan her Müslüman'ın öldürülmesi demektir.
Göbeği ABD ile bir kesilen Arap İslam dünyasında veya pek çok anlaşmayla İsrail ile kardeşlik bağı kuranlar arasında buna karşı çıkacak imanî bir hal var mıdır sizce?
İslam dünyasının imanının ispatı, Ben-i İsrail kavmine karşı durmanın adıdır.
Şimdi hodri meydan, kendinizi gösterin!
Demek ki, mesele diyalogla Müslümanları uyuşturup yok etmek değil, Peygamber'e gerçek ümmet olmaktır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Yeni Mesaj, 8/12/2017).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yapma hacım, ters köşeye yatma hacım / 17.12.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024
- Dumura uğratılmış duygular yüzünden… / 12.12.2024
- Hanım yaparsa kaza hizmetçi yaparsa ceza / 07.12.2024
- Fazla söze ne hacet? / 06.12.2024
- Soru dağları kardan olsaydı… / 05.12.2024
- Haramilere haramdan bahsetmek beyhudedir / 03.12.2024
- Hüzün Irmağı / 30.11.2024
- Çayırhan’da bir Genel Başkan: Hüseyin Baş / 27.11.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024
- Dumura uğratılmış duygular yüzünden… / 12.12.2024
- Hanım yaparsa kaza hizmetçi yaparsa ceza / 07.12.2024
- Fazla söze ne hacet? / 06.12.2024
- Soru dağları kardan olsaydı… / 05.12.2024
- Haramilere haramdan bahsetmek beyhudedir / 03.12.2024
- Hüzün Irmağı / 30.11.2024
- Çayırhan’da bir Genel Başkan: Hüseyin Baş / 27.11.2024