Zikrullah ile ilgili bid’atler
İrşat vazifesinde seçilmişliği göz ardı edip baş olma sevdası içindeki bazı insanlar kendilerini haklı çıkarmak için sahabe, Ehli Beyt ve hatta Peygamber Efendimizin bizzat kendisine iftiralar atmaktan, dinde olmayan şeyleri uydurmaktan çekinmemişlerdir
17.12.2024 08:43:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
İrşat vazifesinde seçilmişliği göz ardı edip baş olma sevdası içindeki bazı insanlar kendilerini haklı çıkarmak için sahabe, Ehli Beyt ve hatta Peygamber Efendimizin bizzat kendisine iftiralar atmaktan, dinde olmayan şeyleri uydurmaktan çekinmemişlerdir.
Bu, tarih boyunca yaşanmış ve hâl-i hazırda da yaşanagelmektedir. Bu gerçeğe binaen Dârimî'nin Sünen'inde yer alan bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur:
Muâz,"Kur'ân insanlara açılacak. Öyle ki, kadın, çoluk-çocuk (herkes rahatlıkla) Kur'ân okuyacak. Sonra kişi kalkıp, 'Ben Kur'ân okudum. Yine de bana uyulmadı' diyecek. Sonra namaz kıldıracak ama gene uyulmayacak.
Sonra evinde bir mescid edinecek ama gene uyulmayacak. Diyecek ki: 'Kur'ân okudum, bana uyulmadı; onunla namaz kıldırdım, yine bana uyulmadı, evimde mescid edindim, yine uyulmadı. Vallahi onlara Allah'ın Kitabında bulamadıkları ve Resûlünden duymadıkları bir hadis getireceğim, belki uyarlar.'
Sakın onun getirdiğine inanmayın çünkü onun getireceği ancak sapıklık olacaktır."
Dinde inanç ve itikat konularında bir çok bid'at çıkarıldığı gibi, ibâdetler konusunda da hem baş olma sevdası içinde olanlar, hemde insanları İslamiyet'ten uzaklaştırmak, dinden koparmak, soğutmak iddiasında olanlar tarafından ibâdetlere birçok bid'at sokulmuştur.
Konumuz zikrullah olduğu için zikrullah ile ilgili bid'atleri aktarmadan önce bid'at nedir bu kavramı öğrenmekte fayda vardır.
BİD'AT
Bid'atin sözlük anlamı; "sonradan ortaya konulan, icat edilen"dir.
Bid'at, dinî terminolojide; sonradan ortaya atılan ve Kur'ân'a ve Sünnet'e ters düşen her türlü söz, düşünce ve işe denir.
Bid'atin dinde yeri yoktur. Bu bizzat Peygamber Efendimiz tarafından reddedilmiştir: "Bir kimse, dinimizde olmayan bir şey çıkarırsa, o şey reddedilir."
Müslim'in başka bir rivâyeti şöyledir: "Bir kimse, dinimizde olmayan bir amel işlerse, o amel reddedilir."
Ayrıca Peygamber Efendimiz bid'ati sapıklık olarak nitelendirmiştir.
"Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) hutbe verirken gözleri kızarır, sesi yükselir ve gerilimi artardı. Sanki bir orduyu uyarıyormuş gibi: '(Düşman) akşama sabaha size baskın yapacak' diyen (ordu komutanı) gibi olurdu.
Şehâdet ve orta parmağını birleştirerek, 'Ben ve Kıyâmet bunlar gibi yakın olduğu bir zamanda gönderildim. Bundan sonra malumunuz olsun ki, en güzel söz Allah'ın Kitabıdır. En güzel hidâyet Muhammed'in hidâyetidir. İşlerin en kötüsü sonradan icat edilenlerdir. Her bid'at dalâlettir' derdi."
Fatiha Sûresi'ni okumadan namaz olmaz. Fatiha Sûresi'ni okumak farzdır. Bizler her gün, "Bize doğru yolu göster. Kendilerine lutuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!" âyetlerini farz ve nafile namazlarımızda okumak sûretiyle Cenâb-ı Hakk'ın lisânıyla dalâlet ehlinden olmamak için Allah'a yalvarıyoruz.
Yalvarıyoruz, lakin bunu sadece lisânla söylemek yetmez; gönülden istemek dalâlet yoluna sapmamak, bu konuda gayretli olmak, uyanık olmak gereklidir.
Sırat-ı müstakim Allah'ın yoludur. O'nun yolunun dışındaki bütün yollar insanı dalâlete iletir." (Prof. Dr. Haydar Baş Dua ve Zikir eserinden)
Bu, tarih boyunca yaşanmış ve hâl-i hazırda da yaşanagelmektedir. Bu gerçeğe binaen Dârimî'nin Sünen'inde yer alan bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur:
Muâz,"Kur'ân insanlara açılacak. Öyle ki, kadın, çoluk-çocuk (herkes rahatlıkla) Kur'ân okuyacak. Sonra kişi kalkıp, 'Ben Kur'ân okudum. Yine de bana uyulmadı' diyecek. Sonra namaz kıldıracak ama gene uyulmayacak.
Sonra evinde bir mescid edinecek ama gene uyulmayacak. Diyecek ki: 'Kur'ân okudum, bana uyulmadı; onunla namaz kıldırdım, yine bana uyulmadı, evimde mescid edindim, yine uyulmadı. Vallahi onlara Allah'ın Kitabında bulamadıkları ve Resûlünden duymadıkları bir hadis getireceğim, belki uyarlar.'
Sakın onun getirdiğine inanmayın çünkü onun getireceği ancak sapıklık olacaktır."
Dinde inanç ve itikat konularında bir çok bid'at çıkarıldığı gibi, ibâdetler konusunda da hem baş olma sevdası içinde olanlar, hemde insanları İslamiyet'ten uzaklaştırmak, dinden koparmak, soğutmak iddiasında olanlar tarafından ibâdetlere birçok bid'at sokulmuştur.
Konumuz zikrullah olduğu için zikrullah ile ilgili bid'atleri aktarmadan önce bid'at nedir bu kavramı öğrenmekte fayda vardır.
BİD'AT
Bid'atin sözlük anlamı; "sonradan ortaya konulan, icat edilen"dir.
Bid'at, dinî terminolojide; sonradan ortaya atılan ve Kur'ân'a ve Sünnet'e ters düşen her türlü söz, düşünce ve işe denir.
Bid'atin dinde yeri yoktur. Bu bizzat Peygamber Efendimiz tarafından reddedilmiştir: "Bir kimse, dinimizde olmayan bir şey çıkarırsa, o şey reddedilir."
Müslim'in başka bir rivâyeti şöyledir: "Bir kimse, dinimizde olmayan bir amel işlerse, o amel reddedilir."
Ayrıca Peygamber Efendimiz bid'ati sapıklık olarak nitelendirmiştir.
"Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) hutbe verirken gözleri kızarır, sesi yükselir ve gerilimi artardı. Sanki bir orduyu uyarıyormuş gibi: '(Düşman) akşama sabaha size baskın yapacak' diyen (ordu komutanı) gibi olurdu.
Şehâdet ve orta parmağını birleştirerek, 'Ben ve Kıyâmet bunlar gibi yakın olduğu bir zamanda gönderildim. Bundan sonra malumunuz olsun ki, en güzel söz Allah'ın Kitabıdır. En güzel hidâyet Muhammed'in hidâyetidir. İşlerin en kötüsü sonradan icat edilenlerdir. Her bid'at dalâlettir' derdi."
Fatiha Sûresi'ni okumadan namaz olmaz. Fatiha Sûresi'ni okumak farzdır. Bizler her gün, "Bize doğru yolu göster. Kendilerine lutuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!" âyetlerini farz ve nafile namazlarımızda okumak sûretiyle Cenâb-ı Hakk'ın lisânıyla dalâlet ehlinden olmamak için Allah'a yalvarıyoruz.
Yalvarıyoruz, lakin bunu sadece lisânla söylemek yetmez; gönülden istemek dalâlet yoluna sapmamak, bu konuda gayretli olmak, uyanık olmak gereklidir.
Sırat-ı müstakim Allah'ın yoludur. O'nun yolunun dışındaki bütün yollar insanı dalâlete iletir." (Prof. Dr. Haydar Baş Dua ve Zikir eserinden)