Vahşi küresel eğitim sistemi

Bedenen ve ruhen çok değerli çocuklarımızı; dayatılmış, dikta ettirilmiş, bize göre yozlaştırılmış, vahşi kapitalist, emperyalist, sömürgeci ve küresel eğitim sistemleri ile yok edip bitirerek, dünya vatandaşı yapma sürecine kapılmış gidiyoruz. Bu oyun 1945'lerden beri devam etmekte ve bizler bu trajediyi hiçbir tepki vermeden komedi seyreder gibi  seyretmekteyiz.YALOVA Fırın sokakta bir çocuk;Annemizden emanet kalan bahçemizdeki dut ağacı, bu sene maşallah çok miktarda ürün verdi.  Altı yedi yaşlarında kemale ermiş bir aydın,  ağaçtan topladığı dutları bana uzatarak, amca bu dutlar sizin ağacın dedi. Bu ulvi güzellik karşısında şaşırdım, dondum kaldım.   Bu ruhi ve manevi güzellik nereden geliyordu?  Tabii ki kutsal aile düzenimizden. İşte batının hayran olup, haset içinde yok etmek istediği bir ulvi değer ve erişemedikleri gizemli güç....Büyüyünce ne olmak istiyorsun diye sordum. Polis olmak istediğini söyledi. Şaşırtacak değerde adalet ve koruma  duygusu.  Kendisine senden mükemmel bir yargıç olur dedim. Bence genleri tepeden tırnağa adalet  duygu ve ilkeleri ile yüklenmiş,  geleceğimizin bir aydını. Cumhuriyetimizin böyle aydınlar aydını gençlere ve nesillere şiddetle ihtiyacı var!....YALOVA İSTANBUL Caddesinde bir kaç çocuk;Çok sevdiğim bir dostum anlattı. On yaşlarında iki çocuk kendi aralarında ellerindeki tahta parçaları ile savaşçılık oynuyorlar. Bir arkadaşları da oyuncak bir fotoğraf makinesi ile onların fotoğraflarını çekiyor. Dostum çocuğa takılarak " Benim fotoğrafımı da çektin buna hakkın yok, benden izin aldın mı?" diyor. Çocuk bu oyuncak makine, hakiki değil amca diyor. Arkadaşım, "o makineyi bana kaça satarsın" diye soruyor. Çocuk, ben bu makineyi sokakta buldum, sen ne verirsen olur amca diye cevap veriyor. Arkadaşım 2.5 YTL. veririm diyor. Çocuk, amca çok verdin o kadar etmez diyor. Arkadaşım, peki sana baban ne kadar harçlık veriyor dediğinde; babam öldü, ağabeyim de 25 YKRŞ. verebiliyor diye cevap veriyor. Bir çoklarının yaptığı gibi paraya tapmayan ruhen maddiyatçılığı aşmış bir çocuk aydın. Halen yurdumuzda uygulanmakta olan ekonomik sistem (IMF, DÜNYA BANKASI, AŞIRI FAİZ İLE BORÇLANMA, ÖZELLEŞTİRME), bu güzel çocuğu da; işbirlikçi, maddiyatçı, faizci, dövizci, borsacı, kredi kartçı ve tüketim ekonomisi kölesi yapma süreci içinde çabalarını sürdürmektedir... İşte biz bu cevherleri, küreselleşen dünyaya uyduralım diye teslimiyetçi (Emanet ve taklitçi) eğitim politikaları ile tamamen maddiyatçı yetiştirip, paraya esir olan bir nesil olarak bitirip yok etme çalışmalarımızı, büyük bir aymazlık içinde sürdürüyoruz.Bir ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliklerini kullanma ve fayda sağlama hakkı o ülkenin vatandaşlarınındır. Dışardan gelen sömürgecilere ve onların işbirlikçilerine ait değildir. Bu yağma ve talan ( Türk Milletinin tasarrufları devamlı olarak yurt dışına pompalanmaktadır. SICAK PARA ve FAİZİN FAİZİ ) ile Türk halkının, güvensizlik ve umutsuzluk içinde bırakılarak, Ulus Devlete ve Millete karşı bir davranış ve tutum içinde olması senaryosu büyük bir titizlikle oynanmaktadır (Soros). TV 'de sık sık " NEREDE BU DEVLET"sözünü boşa duymuyoruz!...ABD' nin de şikayet ettiği gibi Lise mezunları toplama- çıkarma yapamıyor. Çünkü hesap makinesi denen küresel bir aletin esiri olmuşlar. Sınavlara dahi hesap makinesi ile girmek istiyorlar. Gençler düşünme ve yorumlama yeteneğinden yoksun bırakılmak isteniyor. Şimdi de bilgisayar aldatmacası ile sadece küresel düşünebilen bir nesil yetiştirilmek isteniyor. Yüz binlerce modası geçmiş bilgisayar bu maksatla Türkiye'ye sokulmak ve Türk Eğitim Sistemi kontrol ve denetleme altına alınmak istenmektedir. Bilgisayar ile sadece ne almak isterseniz onu verebilme imkanını elde etmiş olursunuz !...Vahşi küresel eğitim sistemi ile Ulus Devletlerin ortadan kaldırılması ve dünyanın kent devletlere dönüştürülmesi planları empoze edilmekte ve bütün kent devletlerin, Çok Uluslu Şirket ve Kurumların yönetimi ve sömürüsü altına girmeleri arzu edilmektedir. Bu vahşi küresel amaçta, boyalı uluslar arası ve ulusal medyaların da çok büyük payı vardır.!...ABD ve AB eğitim sistemleri problemler içinde boğuşurken biz, ABD' li eğitim danışmanlarını en az  4000 ABD doları ödeyerek M E Bakanlığında bizi de yozlaştırın diye çalıştırıyoruz. Bu ne gaflet ve delalet ve hatta hıyanet. Şu an ABD' nin işe yaramaz diye terk ettiği eğitim sistemini, TÜRK Eğitim Sistemine yerleştirmenin telaşı içindeyiz. Ev ödevimizi   büyük bir istek ve arzu ile yapmaktayız!...Neymiş efendim her öğrencinin kişisel yeteneğine göre kişisel ders verilecekmiş!...60 kişilik bir derslikte (20 kişi olsa ne olur!....) 40 dakika da 60 öğrenciye kişiye mahsus eğitim yaptırılacakmış!...Öğrenci başına 1 dakikadan az zaman kalıyor. Kısaca çağdaş ( Kemalist ve Milli) eğitim yaptırmayın çocuklar boş ve karışık kafalar ( Ulus ve milliyetçilik düşmanı, küreselci) ile mezun olup milletin başına bela olsunlar.Bir sözde  aydınımız çıkıp eğimin de Millisi mi olurmuş?. Milli Eğitim Bakanlığı adını sadece Eğitim Bakanlığı yapalım demesi ne kadar büyük bir yozlaştırma bombardımanı içinde olduğumuzun en açık bir delilidir. Bu tuzaklara üniversite mezunlarımız dahi kolayca düşebilmektedir....Şu an gençler ne yapıp yapıp ABD veya Avrupa Devletlerine kaçmanın peşindeler. Bu yozlaştırılmış eğitim sistemi ile genç ve milli beyinler, yurt dışına çekilerek Türkiye'nin gelişme ve çağdaşlaşma süreci uzamakta, çabalar boşa çıkarılmaktadır.ABD ve baz AB ülkelerine çekilen genç ve süper beyinlere  yaptırılmakta olan akademik çalışmalarda, bu genç beyinlerin kendi öz ülkelerinin etnik oluşumu, dinsel-mezhepsel yapısı, kültürel ve sosyal yapısı, iktisadi ve siyasal yapıları   ayrıntılı olarak işlenmektedir.Bu gençlerin bir kısmı, ABD ve AB ülkelerine yerleşip öz ülkelerine yönelik grup çalışmaları yaparken, geri kalan kısmı da öz yurtlarındaki üniversitelerde, genç nesillerin eğitilmesi görevini üstlenmekte ve yeni nesilleri kendi bilinçlenmeleri doğrultusunda yönlendirmektedirler.( ABD ve Avrupalı gibi düşünmek).Yurt dışında Küresel düşünce ile eğitilen ve maddiyatçı gençler maalesef çok uluslu şirketlerin ve  kendi çıkarlarını düşünmekten, ulusumuza ve milletimize faydalı olamamaktadırlar. Tabii ki iliklerine kadar milliyetçi ve ulusal çıkarlarımıza sahip çıkma arzusu içinde olan gençlerimizi bu güruhun içine katmayı asla düşünemem.Eğitim sistemi üç-beş siyasetçinin inisiyatifine bırakılamayacak kadar ulvidir!...Bu konuda bütün kamu ve sivil toplum kuruluşlarına sorumluluk verecek bir sistem geliştirilmeli, siyasetçiler görevleri bitince sorumluluktan kurtulamamalıdırlar. Örnek olarak her seviye de Tarih kitapları hazırlanırken; bütün Tarih Fakülteleri, Tarih uzmanları ve eğitmenleri devreye girmeli ve tarihi bir sorumluluk taşımalıdırlar. Bizim tarihimizi yabancılara yazdırmayalım lütfen!.... Her kitabı yazan ve tanzim eden ekip mutlaka sorumluluk altında olmalı ve gerektiğinde hesabını vermelidir. Kitaplar herhangi bir değişiklik gerektiğinde sadece ilgili sayfalar değiştirilecek şekilde planlanarak ormanlarımız korunmalı, yandaş kitap basımevlerine her yıl rant sağlanmamalıdır.Katrilyonlarca  liralık rant dönen Özel Dershane sistemi de yeni baştan ele alınmalı, gerekirse kaldırılmalıdır. Eğitim ve Öğretim, Devletin sorumluluğunda ücretsiz olmalıdır.Yine Özel Üniversite ve Yabancı Dil ile Eğitim Yapan Üniversiteler konusu masaya yatırılmalı, fayda ve mahzurları kıyaslanarak, mahsurları tek tek incelenip önlemler alınarak bertaraf edilmelidir.  Üniversitelerimizde maalesef yabancı kaynakların esiri olmuş durumdayız. Yabancıların ikinci sınıf bilgileri bizim için yeni sayılmakta, ARGE için emirle çok az bir ödenek ayırmaktayız.  Türkiye'ye gelen yeni bilgilerin de bedava geldiğini zannetmeyelim. Bir bedel karşılığında elde edilmiş bilgileri,  bu kapitalist sistemde kimse hayır olsun diye bedava vermez. Adamlar enayi mi bir çalışma ve masraf karşılığı elde ettikleri bilgileri  ve teknolojiyi ücretsiz versinler. Bir büyüğümüzün dediği gibi, biz enayi gibi kar eden işletmeleri yabancılara satabiliriz, büyüğümüzce bir mahsuru yok, ancak bizce (Sağduyu sahibi halk)   çok ama çok var!.....Sağlıcakla kalınız!...

MİSAFİR KALEM/ Yıldır BİLEN