Üs-t(de) hareketlilik var, acaba aşağısı için mi' / Yasin Temel

ABD'nin Ortadoğu projesine yatırım olarak geliştirdiği savaş stratejileri arasında yer alan, hedefe yakın yerlere üs kurma politikası, ABD'nin Ortadoğu'daki hâkimiyetini ve buna endeksli ne kadar tehlikeli olduğu gerçeğini, bir kez daha su yüzüne çıkarıyor. Ortadoğu'da hareketlilik her geçen gün tırmanırken, her geçen gün suçsuz siviller, emzikli çocuklar, kadınlar hayatını kaybederken İsrail ise katliama devam ediyor. Amerika da el altından ama alenen desteğine, yardımına devam ediyor. Amerikanın Ortadoğu'da birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de bir hava üssü mevcut. Adana'nın merkez Yüreğir İlçesi'ne bağlı İncirlik Beldesi'ndeki "İncirlik Hava Üssü"nün Irak'a girilmeden önce acil bir tezkereyle rezervasyon edildiğini hatırlarsınız. Önceki gün sıcak bir gelişme yaşandı Adana'da. İncirlik Hava Üssü'nden acil ve hızlı bir şekilde, adeta "yangından mal kaçırırmışçasına" Mersin'in Silifke ilçesine bağlı Taşucu Beldesi'ndeki NATO limanına bir sevkıyat vardı. İncirlik Hava Üssü'ne boş giren 15 TIR, geri üzerinde "USAF" (Amerikan Hava Kuvvetleri) ve Explosive (patlayıcılar)  yazan konteynırlarla askeri malzeme yüklü bir şekilde çıkış yaparak, özel harekât polisleri eskortu eşliğinde Taşucu NATO limanına götürüldü. Daha sonra Taşucu'nda TIR'lardaki yükler jandarma ekiplerinin geniş güvenliği eşliğinde limana boşaltıldı. TIR'lar yüklerini boşaltıp limandan ayrılırken, jandarma ekiplerinin geniş güvenlik önlemi aldığı limana Türk bayraklı TCG Serdar adlı bir firkateyn yanaştı. SAS komandoları da tertibat aldı. Balıkçı tekneleri ile turistlere de yasak getirildi. Bu arada sevkıyatın 155 konteynırlık olduğu belirtildi. Yüklemenin bir hafta sonra yapılması bekleniyor.İsrail kaynakları; "Türkiye İsrail'e askeri mühimmat taşıyan uçakların kalkmasına izin vermedi" ve The Times'in "100 GBU-28 füze Türkiye üzerinden İsrail'e gitti" haberinin ardından önceki gün İncirlik Üssü'nden olağanüstü güvenlik önlemleri altında 15 TIR'ın "USAF (ABD Hava Kuvvetleri) ve Explosive (patlayıcı)" yazan konteynırlarla ayrılması, "ABD, füzeleri İsrail'e İncirlikten mi gönderiyor?" sorusunu gündeme getirdi. Bir anda Ankara'da tansiyonu yükseltti. ABD'ye ait mühimmatın ani tansiyon yükselmesine sebep olmasından dolayı İncirlik Hava Üssü'ndeki ABD'li yetkililerinden alınan bilgilerde; "TIR'lardaki malzemelerin, rutin envanter değerlendirmesi sonucu kullanılmayacak nitelikte mühimmat" olduğu açıklandı. Envanterlerin 2 yılda bir yenilendiğini açıklayan yetkililer, bu sebeple kullanılmayacak niteliklere sahip mühimmatın Taşucu Limanı'ndan gemiyle ABD'ye gönderileceğini ifade ettiler. Bu yaşananlarla birlikte, bir soru gündeme geldi. Acaba bu sevkıyattan birilerinin haberi var mıydı? Ya da icazet döneminde böyle bir söz mü verildi? Ortadoğu kan gölü olmuşken her gün Irak'ta, Filistin'de, Lübnan'da, Afganistan'da onlarca insan hayatını sadece vatanını Yahudilere bırakmamak için, onların tanklarına karşı taş ile savaşırken, birilerinin kalkıp ta bu adaletsizliğe destek vermesi, ne Şanlı Türklüğe yakışır, ne de Kutsal Müslümanlığa... Her gün hayatı tanımadan, anne baba diyemeden, hayatını kaybeden ağzı emzikli çocukların yakası ellerinde olur mizanda. Bu sevkıyat gündemi çok karıştıracak muhtemelen. Çünkü şu an Ortadoğu'yu hırsız gibi bekleyen ABD'nin bizim ülkemizde kurmuş olduğu bir üs'ten, tamponu olan İsrail'e bizi alet ederek, bizim üzerimizden yardım göndermesi, yarın hedefin Türkiye olduğunu gösterir. ABD'den dost olmaz. Bugün ABD'ye İsrail bile dost değil. Büyük İsrail projesini bilirsiniz. Şu an büyük İsrail ABD'de kuruldu. İşte büyük İsrail orası. Ve şimdi sırada Büyük Ortadoğu Projesi var. Bunun için çocukları bile öldüren İsrail, Türkiye ile muhalefet düşmesi durumda, Türkiye'yi de hedef listesine koymaz mı? İsrail bu şeker olmaz katran, bunlar cinsine çeker?Artık mahlûkatlar üç'e ayrıldı. Eşref-i Mahlûkat insan, Havyanlar ve Yahudiler. Artık kızdığımız bir insana af beyan ederek yazıyorum; "hayvan, eşek" gibi sözler söylemeyeceğiz. Çünkü onlar bile mecbur kalmadıkça ne insana ne de başka bir hayvana saldırır. Ama Yahudilerin sınırı yok. İşte bunun için bundan sonra birine kızdığınız zaman kullandığımız kelimenin yerini "Yahudi" kelimesi aldı?Hala bunlara rağmen "bizim buna alet olduğumuz gerçeği ortaya çıkarsa, bu bir sözdü yerine getirdik denilirse" bunun hesabı bizim için utanç sebebi olur. Yok mu açık destek veren? Mutlaka var. Geçtiğimiz günlerde CHP Manisa Milletvekili Nuri Çilingir; "İsrail kendini savunuyor nefsi müdafaa yapıyor, İsrail haklı bir savaş yapıyor" dedi. El-insaf? Bugün, tarihe baktığımızda zalim Firavun bile sadece erkek çocukları öldürmüştü, kızlara dokunmamıştı. Hitler bile soykırımında bir ölçü kullanmıştı. Stalin aynı şekilde. Hepsi zalim, hepsi vahşi ama sonuçta hepsinin Yahudilere göre, bir ölçüsü vardı. Soruyorum, "emzikli, daha anne baba diyemeyen, hayatın ne olduğunu, yaşananların anlamının ne olduğunu bilmeden hayatlarını kaybeden, çocuklara karşı mı savaşıyor İsrail? Alıp vermediği, küçücük çocukların emzikli olması mı? Sivillerin silahsız olması mı? Kadınların hamile olması mı, karnında tüyü bitmemiş bir çocuk taşıması mı İsrail'in davası? Eğer Çilingir ve onun gibi düşünen herkes bu soruya "evet" diyorsa,  gitsinler o zaman İsrail'e onlarla omuz omuza, emzikli çocuklara, silahsız sivillere, tanklara taşla cevap veren çocuklara, hamile kadınlara ve karnında ki tüyü bitmemiş yetime, akşam evde karanlıkta oturan aileye, yemek bulamayan insanlara, gözünde yaş dinmeyen herkese karşı savaşsın bir kurşunda onlar atsın, bir çocukta onlar öldürsün, elinde taştan başka hiçbir savunma aracı olmayan çocuğa karşı bir tank kurşunu da onlar atsın, bir ailenin daha evinin ışığını onlar söndürsün, bir çift gözden onlarda bir damla yaş döksün. Döksün ki haklının yanında, haksızın karşısında duruşunu gösterip yerini alsın. Bu düşüncede ki herkese denilebilecek tek şey bu olsa gerek, çünkü bunlar "Yahudi" gibiler? Adana da ki bu sevkıyat eğer bu yönde ise, buna destek verenlerde gitsin İsrail'e. Gitsin, hatta kendi götürsün mühimmatı eliyle atsın.Adana'daki sevkıyat bakalım nasıl sonuçlanacak, ne çıkacak altından. Eğer dediğim gibiyse, "üs-t(de) ki hareketlilik aşağısı için" ise bu bazı çevreler için zor bir sürecin başlangıcı olacaktır özellikle seçim sürecinde. İşte İnsan Hakları İhlali. Buyurun beyler meydan burası, ihlal var kesin cezanızı. Konvoyla mühimmat gidiyor nereye araştırın, soru önergesi verin. O mühimmat müzeye gitmiyor, bir insanın canını almaya, bir çocuğu öldürmeye gidiyor muhakkak. Sizin çalıştığınız kurumda bir grup var ismi "İsrail Dostluk Gurubu" adı bile açıklanmıyor üyelerin. Niçin acaba? İnsan Haklarını İhlal eden bir ülkenin gurubu hem de dostluk şu işe bakın. Araştırın bu grubu, kimler üye, üyeleri istifaya çağırın. Ha siz ve arkadaşlarınızda üye ise o zaman bunu açıklayın ve siz de gidin İsrail'e, bir kurşun da siz atın.Yetmiyor dünyanın sizi tanıması, diplomatik temaslar, yetmiyor, bu görevde olmanız. Yoksa sizin mantığınız da mı? "Haklar ihlal içindir" şeklinde.