Milli manevi konulardan bahsettik de peki ya mutfakta neler oluyor? Biraz da ekonomik durumumuzu değerlendirelim. Nereye gidiyoruz bir bakalım.- 2014 yılı ilk altı aylık dönemde ASGARİ ÜCRET 846 000 lira, - 2014 yılı kırmızı etin en düşük fiyatı kilosu 23 lira,- 2014 yılı tavuk etinin en düşük fiyatı kilosu 6.5 lira,- 2014 yılı normal ekmeğin tanesi 1 lira,- İstanbul için aylık akbil ücreti 140 lira,- En düşük ücretten 1 damacana su 5 lira.Şimdi bir kişinin asgari ücretle çalıştığı baba, anne ve bir çocuktan oluşan İstanbul'da yaşayan küçük bir aile için aylık hesap yapalım, bakalım masrafları kıssak ne kadar tasarruf ederiz ve bakalım iktidarımızın uygun bulduğu asgari ücretle geçim nasıl olur?- İstanbul için en ucuz kira bedeli merkeze çok uzak bir ilçede bile otursanız 450 liradan başlıyor,- Minimum harcama ile elektrik, su, telefon ve yakıt masrafını küçük bir aile için ayda 260 lira diye hesaplasak, - Her gün 1 ekmek yese ailemiz, ayda 30 lira ekmek parası, 4 damacana su içse ayda 20 lira su parası desek,- 140 (yol parası)+450(kira bedeli)+260(faturalar)= 850 lira ediyor.Hesaplayacaktık ama zaten ekmek su ve et almaya para kalmadı ki. Peki ne yiyip ne içecek vatandaş? Hadi bakalım gelsin kredi kartı? Başbakan diyor ki "kredi kartı kullanmayın" güzel, kredi kartı kullanıp bankalara borçlanmasın kimse, amenna, ama bu aile nasıl geçinecek? Hala ekmek götürebiliyorsa sofraya sanal para ile her ay asgarisinden kredi kartını ödeyip, borcunu biraz daha içinden çıkılmaz bir hale getirerek yapıyor. Yani her ay biraz daha batıyor. Çorbasını kaynatabilen kardeşim lütfen bu haldeki milyonlarca insanı da bir düşün. Burası çöller ülkesi mi, Allah bizim ülkemizi her şeyden yoksun mu bırakmış ki iktidarımız bırakın asgari ücreti normal bir memuruna bile insani ihtiyaçlarını karşılayacak maaşı veremiyor? - 2005 yılından 2014 Şubat ayına kadar 1 milyon 21 bin 73 esnaf, "sicil terki" yaptırdı.Emin olun esnafın bir o kadarı da vergi borcu, pirim borcu birikmiş vaziyette, kredi kartlarına yüklenerek güç-bela ayakta durmaya çalışıyor. Halkın hali böyleyken, ayakkabı kutularından paralar çıkıyor, evde para sayma makinaları bulunuyor? Hayretler içinde kalıyor insan. Yokluktan veremiyorsan bu paralar ne, varsa milletin geneli niye yoksulluk sınırının altında yaşıyor.Ey benim güzel milletim, biz buna mı muhtaçtık? Prof. Dr. Haydar Baş bize "maaş vereceğim T.C. vatandaşı olana" dedi?Millet, "neyle verecek" dedi. Prof. Dr. Haydar Baş "ev hanımlarına maaş vereceğim" dedi?Millet, inanamadı.Prof. Dr. Haydar Baş bize "100 milyarın altında geliri olandan vergi almayacağım" dedi?Millet, vergi sıkıntısı duymadan kepenk açacağı bir sabaha uyanamadı.Şimdi yine söz sende ey milletim, ya kutulara gideni destekleyecek ya da artık "BTP zamanı geldi, Türk milletinin zamanı geldi" deyip, bu gidişi durduracaksın. Tercih senin?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Seçil Mumcuoğlu / diğer yazıları
- Kimliğimiz en büyük gücümüzdür / 09.04.2025
- Kurban Bayramı notları / 18.06.2024
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu ve Çanakkale Destanı… / 29.08.2023
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu / 21.07.2023
- Özlemle / 14.04.2023
- Asgari ücret müjde mi, hayal kırıklığı mı? / 26.12.2022
- Kader / 18.10.2022
- Şaka değil, kapıdaki açlık / 25.07.2022
- Allah’ım afetsiz ver / 11.07.2022
- Haydar Baş Üniversitesi -II- / 23.04.2022
- Kurban Bayramı notları / 18.06.2024
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu ve Çanakkale Destanı… / 29.08.2023
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu / 21.07.2023
- Özlemle / 14.04.2023
- Asgari ücret müjde mi, hayal kırıklığı mı? / 26.12.2022
- Kader / 18.10.2022
- Şaka değil, kapıdaki açlık / 25.07.2022
- Allah’ım afetsiz ver / 11.07.2022
- Haydar Baş Üniversitesi -II- / 23.04.2022