Uludağ ile ilgili yazımda sürçü lisan eylemişim. Uludağ İzciliğinin bayrağını taşımaya devam eden arkadaşlarım hemen arayıp uyardılar.
Öncelikle bir özür ve kendilerine teşekkür borçluyum.
Öncelikle Bursa'da başlayan, daha sonra da Türkiye'nin değişik illerinden bu çalışmalara katılan izcilerin Uludağ Milli Parkı'nda sürdürdükleri uygulamalar 1972 yılında başlayıp 1992 yılında tam 20 sene Sarıalan ve Kirazlıyayla'da devam etti.
Milli Park'ta yönetim değişikliğinin meydana gelmesi sonucu alan olarak yer değiştirdi. Faaliyetlerini Uludağ kamplarından yetişenlerin ve çocuklarının katılımı ile sürdüren dernek; şimdi Orhaneli Sadağı Kanyonu girişindeki müze binasında, yine ayni yerdeki kamp alanında ve Bursa Muradiye'deki merkezinde İçişleri Bakanlığı'nın dernek statüsünde sürdürüyor.
Öncelikle bu yanlış anlamayı bir düzeltelim.
Yıllar süren beraberlikten oluşan üyeleri ve dayanışma içinde bir yönetim kurulu var. Kamplarını bu sefer Uludağ'ın güney yüzünde yapıyorlar.
Uludağ İzcileri, Bursa izcilik tarihinde önemli bir yere sahip. Başta Hollanda, İngiltere, İsviçre, Norveç, İtalya, Amerika, Şili gibi ülkelerin düzenlediği uluslararası izcilik kamp ve izci toplantılarına, Jamboree'lere katılmış; bu organizasyonlardan takdir belgeleri ile dönmüş bir kuruluş.
***
Elbette bizi daha çok ismini aldıkları 'dağ'da yaptıkları ilgilendiriyor.
Öncelikle kış aylarında Sarıalan'da hafta sonları ve Şubat tatillerinde yaptıkları kış kampları kayak ve hedik kullanma eğitimleri, karda adam kurtarma, kötü hava koşullarında hayatta kalma eğitimleri, siste yön ve yol bulma vb. çalışmaları ile biliniyorlar.
Yaz aylarında Kirazlıyayla kamplarından yüzlerce çocuk ve genç yararlanıp, açık havada çadır kurma, güvenli bir biçimde ateş yakma, yemek pişirme gibi eğitimleri almışlar. Uludağ'ın her yöresini çok iyi biliyorlar. Patikalar, dereler, ara geçişler. Öyle ki bir dönem montgolfier balon ile Kirazlıyayla, Sarıalan, Oteller, Zirve düzlüğüne kadar uçarak havadan fotoğrafların çekilmesine öncülük etmişler.
Teleferik çalışmadığında Sarıalan-Bursa teferrüç hattında yayan inip çıkacak kadar ustalaşmışlar.
Bir dönem Milli Park'ın gönüllüleri olarak çalışmışlar. Orman yangınlarının söndürülmesine katılmışlar. Kısacası bir uluslararası milli parktaki gönüllüler olarak göz doldurmuşlar. Hatta Uludağ Milli Parkı'nın kuruluş yıllarında bayağı destek vermişler.
***
Yaz aylarında çadırlı kamplar, kış aylarında baraka kampları gençlerin arayıp bulamadıkları şeyler. Hele hele dar gelirli ise ve zengin sporu olarak görülen kayak ile tanışmaları, gönüllü olarak görev yapan izci liderlerinden bir şeyler öğrenmeleri, Uludağ ile ilgili güzel anılar inşa etmeleri hayatlarında derin izler bırakmış.
Ayrıca Türkiye'de bilime ve üniversitelere hizmet etmiş Prof. Dr. Zihni Erençin, Prof. Dr. Ahmet Minbay, Prof. Dr. Aydın Evren, Prof. Dr. Atıf Şengün gibi isimler ile Uludağ ve izcilik konusunda çalışmalar yapmış, Uludağ izcilerinin 'motto'sunu oluşturmuştur.
Ben yazımda Uludağ İzcilerinin çalışmalarının sona erdiğini beyan ederken işte tüm bunları kastettim.
1914'te öğretmen okulu izcilerinin sesleri ile çınlayan yerleri yeniden canlandıran, onların izinden giderek Nafi Atıf Kansu tarafından "Uludağ İzcileri" isminin verildiği bireyler olmaktan asla mutsuzluk duymamışlardır.
Özellikle dernek başkan Muhsin Kul, izcilere yer kazandıran Yaşar Palalı ile Cüneyt Karadeniz, Süha Büyükkoç, Mehmet Cengiz, Tevfik Karaca, Lütfullah Ege, Cengiz Palalı, Cengiz Yılmaz, Mustafa Kara, Özkul Türkoğlu, Ahmet Atalay gibi dünün genç izcileri-bugünün yetişkin yöneticisi olanların elli yıllık uğraşlarını inkâr etmek mümkün değildir.
Hele yaşamınızın bir döneminde hizmet ettiğimiz bir yapıyı unutmak, Uludağ'ın beyaz örtüsü üstünde yaşadığımız güzellikleri unutmak mümkün değil.
Sadece Uludağ'ın geldiği son durumu görünce üzülmemek mümkün değil.
Emek veren ve bugün bile iyi birer vatandaş, iyi birer insan yetiştirmeye çalışan gençlere selam olsun…
- Rekabet ve geleceğin partisi olmak… / 05.04.2025
- İlahi adalet… / 04.04.2025
- Sahne… / 02.04.2025
- Sessizlik… / 01.04.2025
- Bayramlık… / 28.03.2025
- Gelecek kaygısı… / 21.03.2025
- VEFA… / 19.03.2025
- Doğruları söylemek… / 14.10.2024
- Haydar Hoca'yı hatırlarken… / 06.08.2024