Ülkemizde yaşanan terör kimin işine yarıyor?

7 Haziran seçimleri öncesi başlayan ve bugüne dek devam eden bulanık süreci çok iyi irdelemeliyiz. Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde yaşanan, özellikle de Kobani'de yaşanan değişimi çok iyi yorumlamalıyız. Çünkü buralarda yaşananlar turnusoldür, hedefte olan ülkemiz için emsal teşkil etmektedir.Hatırlamak babından; Kobani'de Alevi Kürtler özekliğe zorlanmış; "sürüden ayrılanı kurt kapar" misali IŞİD bu yalnızlaşan Kürt kardeşlerimizin üzerine salınmış, Kobani boşalttırılmış; ardından da büyük İsrail devletinin taşlarını döşeyen Yahudi Barzani bu bölgeyi "kurtarıcı kahraman" gibi kontrolü altına almıştır. Şimdi aynı senaryo ülkemizdeki Kürt kardeşlerimiz için planlanmaktadır. Farklı olarak; ülkemizde birileri koltuk sevdasındadır, bir takım münferit uygulamalar vardır, fakat nihayetinde aynı kapıya çıkılacağından dolayı ABD-İsrail ikilisi yaşananlara göz yummaktadır.7 Haziran seçimleri öncesi Ağrı'da askerimize bir saldırı düzenlenmiş, bu saldırıyı PKK'nın yaptığı ileri sürülmüş, ama gerek HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamaları gerekse PKK'lıların yaralı askerleri taşıması işin içinde başka bir iş olduğunu ortaya koymuş, gizli hesapları deşifre etmişti.Seçimlere yakın HDP'nin Diyarbakır mitingine yapılan bombalı saldırı da PKK'yı silahlı eyleme zorlama amaçlıydı. Amaç, PKK'ya buna cevaben silahlı ve kanlı eylem yaptırarak seçimlerde HDP'nin barajı aşmasını engellemekti.Ama Demirtaş'ın provokasyonu engelleyen açıklamaları bu oyunu da bozdu ve HDP seçimde ciddi bir başarı elde ederek yüzde 13 oyla 80 milletvekilini elde etti.Tabii ki bu neticenin kimleri erittiği, kimleri rahatsız ettiği malum?Halbuki, size, nasıl yapılan bunca yanlışa rağmen verilen oy milletin iradesi oluyorsa, HDP'nin aldığı bu oy da milletin iradesiydi. Demokrasi bu?Oylar sana gelince demokrasi güzel, başkasına gidince yanlış mı oluyor?Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bu durumu makalesinde şöyle özetledi: "Demokratik yolla elde edilen başarı kıskanılmış ve ABD'nin de sessiz onayı ile Alevi Kürtlerin üzerine gidilmektedir. Bugünün gelişmeleri Alevi Kürt kardeşlerimiz için ikinci Kobani'dir."7 Haziran seçimlerinden sonra kaplumbağa hızıyla yürütülen koalisyon görüşmeleri devam etmektedir. Daha hükümet kurma yetkisi verilmeden erken seçim söylemleri ayyuka çıkmıştı. Bütün partiler koalisyonun parçası olma konusunda ayak sürtüyordu.Bir anda Suruç'ta canlı bomba saldırısı gerçekleşti, 32 genç hayatını kaybetti.Suruç'taki bu toplantıyı güvenlik güçleri, istihbarat biliyordu, hatta güvenliğin sağlandığı da ifade ediliyordu. Saldırıyı IŞİD üslendi. Hadiseler bu katliamla sınırlı kalmadı, ardından PKK'nın güvenlik güçlerine saldırdığı haberleri gelmeye başladı.Soru şu: Bu katliam iddia edildiği gibi IŞİD tarafından yapıldıysa, PKK Güneydoğu'daki IŞİD yapılanmasını gayet iyi bilmektedir neden IŞİD'e değil de güvenlik güçlerine saldırdı?Sonra, PKK ilk defa demokratik yöntemlerle kendisini TBMM'de ifade etme hakkını elde etmişken neden böyle bir eylem yapma gereği duysun?Bir soru daha: CHP'nin sunduğu terörü araştırmak için komisyon kuralım önergesine HDP evet derken, terör konusunda hassas olduğunu iddia eden AKP ve MHP neden hayır dedi? Terör estirdiği söylenenler "terörün perde arkasını araştıralım" diyor, kendilerini hesap sorma makamında görenler ise "hayır araştırmayalım" diyor. Sizce de garip değil mi?Yoksa bizler de atalarımız gibi, "yarası olan gocunur" mu diyelim?Yoksa yaşanan son gelişmeler, 7 Haziran seçimleri öncesi PKK'yı eyleme zorlayarak HDP'yi Meclis dışı bırakmaya çalışanların, her ortamda ilan edilen ve çok kısa zaman sonra kaçınılmaz olan erken seçim öncesi HDP'yi Meclis'in dışına atma projesi mi?Yaşanan bu kadar gelişmeden sonra Prof. Dr. Baş'ın da Haftanın Sohbeti programında altını çizdiği gibi, sağduyu çağrısı yapanın, birlik ve beraberlik mesajı verenin, demokratik davrananın Sayın Demirtaş olduğunu görüyoruz.Diğerlerinin fevrilikleri, rahatsızlıkları her hallerinden, yaptıkları küfürvari açıklamalardan, oturmalarından kalkmalarından belli?Şu işe bakın, milliyetçilikten dem vuran birileri Meclis'e milletin iradesiyle girmiş olan bir partinin seçmenini şerefsizlikle suçlarken, adeta terörün yangınına körükle giderken, "senin yerin Meclis değil, dağda terördür" mesajları verirken; suçlanan partinin genel başkanı Demirtaş Meclis'ten "Silahlar sussun, terör bitsin" mesajı veriyor. Anlaşılan önümüzde BOP kapsamında bir tarafta hem koltuğunu koruyup hem de misyonunu hayata geçiren birileri, diğer tarafta ise yedikleri kazıklardan ve Kobani turnusolünden kendileri adına ders çıkaran birileri var.