AKP'nin yeni TCK taslağındaki "zina cezası"na AB standardı diyeceğim, diyemiyorum. Zira AB ülkelerinde böyle bir şey yok... Böyle bir "uçkur standardı" onlarda yok.
AB ülkelerinde, devlet, kişilerin yatak odasına girmiyor. AB ülkelerinde savcılar, vatandaşların hanelerine dalmıyor, harim-i ismetlerini gözetlemiyor.
AB'de durum bu iken; bizim AB'ye Katolik nikahla bağlı AKP, Ab namına demokratik açılım misyonu üstlendiğini iddia eden AKP, devleti, vatandaşın yatak odasına sokmaya çalışıyor.
AB havarisi AKP bu yeni TC taslağına sokmaya çalıştığı "kendince zina" işine nereden bulaştı, ben de akıl erdiremedim.
Hani, biz parti olarak "zinanın ortadan kalkması" için seferberlik kararı aldık, AB-MABE dinlemeyiz, deseler; herhalde bunlar gerçekten bu işe el attılar, muhafazâkarlıkta açtıkları arayı kapatmak istiyorlar, diyeceğim.
Öyle değil...
Öyle olsa, vatan sathındaki 53 tane genelevdeki "vergili zina"yı da "zina" olarak kabul ederlerdi? Ruhsatlarını da iptal etmek için yasal yollar ararlardı?
İş öyle değil... Vaziyet şu:
Genelevde zina serbest... Hatta vergili, SSK'lı.
Otel odalarında zina serbest; evlenme cüzdanı sormuyorlar ya...
Yabancı ülkelere yapılan iş ve politik gezilerinde, ilgili şirketin veya ilgili turun veya muhatap olunan tarafın "ikram"ı kabilinden "nikahsızlarla" vuku bulan "zina"lar serbest... Ziyaret mahalli, hele dar'ül harb veya Uzakdoğu ise zinanın haddi hesabı bile yok.
Topkapı-Merter hattı başta olmak üzere otoban kenarlarına konuşlanıp müşterisi aranan "travestik zina" serbest...
Bayan sekreter patentiyle işyerlerinde tutulan "muvakkat eleman"larla "zina" serbest...
AKP'ye göre bunlar "zina" kapsamına girmiyor, bunlar için bir düzenleme yok.
Hatta AB'nin talimatıyla "eşcinsellerin evlilikleri" de mahzurlu değil... Yakında bunun da yasası çıkacak; Başbakan Erdoğan özgürlükler adına yeşil ampulünü 2 yıl öncesinden yakmıştı bu işe.
"Zina" kapsamına alınmaya çalışılan tek iş kaldı: imam nikâhlı evlilik.
AKP, Türkiye'nin bütün sıkıntılarını halletti; sıra "imam nikahlılar"ı "zina işleyen suçlu" pozisyonuna sokup hapse tıkmaya geldi.
AKP Kastamonu vekili Hakkı Köylü, imam nikâhı zina sayılır diyor.
Hoppala... AKP'li Köylü, devleti vatandaşın odasına sokmaya çalışıyor.
AKP, basireti bağlanmış vaziyette "kendince zina suçu" üretiyor.
Türkiye'de nüfusun yüzde 7.2'sinin resmi nikâhı yok... İmam nikâhlı hepsi. 1 milyon 350 bin aile imam nikâhıyla yaşıyor. Çok eşli olanlar da var nadir de olsa...
AKP, bunlara çözüm bulalım demiyor. Bu ailelerdeki kadınlar da mağdur olmasın, aile huzurlarını da bozmayalım demiyor. İmam nikahlı bu kadınların da eşlerinin veraset ve sosyal güvenlik hizmetlerinden istifade etmelerini sağlayalım, demiyor.
İşgüzarlık yapmaya çalışıyorlar kendilerince... 3-4 milyon imam nikahlı Müslüman evladını kendi kafalarına göre "zinakâr" pozisyona sokmak AKP'ye ne kazandıracak, buna kimse akıl erdiremiyor.
AKP, "zina" işinde üzüm yemek yerine kendince bağcı dövmek yoluna giderek, çuvallıyor.
Bazıları da AKP'nin bu düzenlemeyi güya Müslümanlık adına yaptıklarını zannediyor.
Hiç kimse 3-4 milyonu bulan "imam nikahlı" insanları "zina" kapsamına sokamaz; böylesi bir işe hiçbir "dini dayanak da" bulamaz, "Zina" kapsamına sokamaz. Sokarsa halt etmiş olur.
Belediye evrakı olmayanı "zinakâr" ilan etmek kadar da büyük bir cinayet olamaz.
Bunu yapan, Anayasa Mahkemesine göre de halt etmiş olur, AB kriterlerine göre de, İslam ilmihaline göre de...
Resmi nikah yapılmasın mı? Elbette resmi nikah şart, yapılması lazım. Bundan da kimse gocunmaz.
Evet, "imam nikahlılık" hususunda ve hatta "imam nikahlı çok eşlilik" hususunda "idarenin bugüne kadarki yanlış tasarrufu" sebebiyle fiili bir durum söz konusudur; bu fiili durumu "zina" olarak nitelemek hiçbir yönetimin hakkı ve haddi değildir, hele AKP'nin hiç değildir.
Yıllarca genelevleri açtıran ve ruhsat veren bir idarenin, "imam nikâhı"nı bahane ederek "Müslüman millet"in evlerini "zina evleri" olarak niteleme ve işgüzarlık yaparak devleti oralara sokma hakkı yoktur. "Zina" ithamı, basit bir itham değildir; AKP bu ithamın altında kalır.
AKP, çok yanlış bir kulvardan gidiyor; bu yanlış kulvardan çekilmeli, milletin uçkuruna "kendince standart" getirmeye çalışmamalıdır.
AB ülkelerinde, devlet, kişilerin yatak odasına girmiyor. AB ülkelerinde savcılar, vatandaşların hanelerine dalmıyor, harim-i ismetlerini gözetlemiyor.
AB'de durum bu iken; bizim AB'ye Katolik nikahla bağlı AKP, Ab namına demokratik açılım misyonu üstlendiğini iddia eden AKP, devleti, vatandaşın yatak odasına sokmaya çalışıyor.
AB havarisi AKP bu yeni TC taslağına sokmaya çalıştığı "kendince zina" işine nereden bulaştı, ben de akıl erdiremedim.
Hani, biz parti olarak "zinanın ortadan kalkması" için seferberlik kararı aldık, AB-MABE dinlemeyiz, deseler; herhalde bunlar gerçekten bu işe el attılar, muhafazâkarlıkta açtıkları arayı kapatmak istiyorlar, diyeceğim.
Öyle değil...
Öyle olsa, vatan sathındaki 53 tane genelevdeki "vergili zina"yı da "zina" olarak kabul ederlerdi? Ruhsatlarını da iptal etmek için yasal yollar ararlardı?
İş öyle değil... Vaziyet şu:
Genelevde zina serbest... Hatta vergili, SSK'lı.
Otel odalarında zina serbest; evlenme cüzdanı sormuyorlar ya...
Yabancı ülkelere yapılan iş ve politik gezilerinde, ilgili şirketin veya ilgili turun veya muhatap olunan tarafın "ikram"ı kabilinden "nikahsızlarla" vuku bulan "zina"lar serbest... Ziyaret mahalli, hele dar'ül harb veya Uzakdoğu ise zinanın haddi hesabı bile yok.
Topkapı-Merter hattı başta olmak üzere otoban kenarlarına konuşlanıp müşterisi aranan "travestik zina" serbest...
Bayan sekreter patentiyle işyerlerinde tutulan "muvakkat eleman"larla "zina" serbest...
AKP'ye göre bunlar "zina" kapsamına girmiyor, bunlar için bir düzenleme yok.
Hatta AB'nin talimatıyla "eşcinsellerin evlilikleri" de mahzurlu değil... Yakında bunun da yasası çıkacak; Başbakan Erdoğan özgürlükler adına yeşil ampulünü 2 yıl öncesinden yakmıştı bu işe.
"Zina" kapsamına alınmaya çalışılan tek iş kaldı: imam nikâhlı evlilik.
AKP, Türkiye'nin bütün sıkıntılarını halletti; sıra "imam nikahlılar"ı "zina işleyen suçlu" pozisyonuna sokup hapse tıkmaya geldi.
AKP Kastamonu vekili Hakkı Köylü, imam nikâhı zina sayılır diyor.
Hoppala... AKP'li Köylü, devleti vatandaşın odasına sokmaya çalışıyor.
AKP, basireti bağlanmış vaziyette "kendince zina suçu" üretiyor.
Türkiye'de nüfusun yüzde 7.2'sinin resmi nikâhı yok... İmam nikâhlı hepsi. 1 milyon 350 bin aile imam nikâhıyla yaşıyor. Çok eşli olanlar da var nadir de olsa...
AKP, bunlara çözüm bulalım demiyor. Bu ailelerdeki kadınlar da mağdur olmasın, aile huzurlarını da bozmayalım demiyor. İmam nikahlı bu kadınların da eşlerinin veraset ve sosyal güvenlik hizmetlerinden istifade etmelerini sağlayalım, demiyor.
İşgüzarlık yapmaya çalışıyorlar kendilerince... 3-4 milyon imam nikahlı Müslüman evladını kendi kafalarına göre "zinakâr" pozisyona sokmak AKP'ye ne kazandıracak, buna kimse akıl erdiremiyor.
AKP, "zina" işinde üzüm yemek yerine kendince bağcı dövmek yoluna giderek, çuvallıyor.
Bazıları da AKP'nin bu düzenlemeyi güya Müslümanlık adına yaptıklarını zannediyor.
Hiç kimse 3-4 milyonu bulan "imam nikahlı" insanları "zina" kapsamına sokamaz; böylesi bir işe hiçbir "dini dayanak da" bulamaz, "Zina" kapsamına sokamaz. Sokarsa halt etmiş olur.
Belediye evrakı olmayanı "zinakâr" ilan etmek kadar da büyük bir cinayet olamaz.
Bunu yapan, Anayasa Mahkemesine göre de halt etmiş olur, AB kriterlerine göre de, İslam ilmihaline göre de...
Resmi nikah yapılmasın mı? Elbette resmi nikah şart, yapılması lazım. Bundan da kimse gocunmaz.
Evet, "imam nikahlılık" hususunda ve hatta "imam nikahlı çok eşlilik" hususunda "idarenin bugüne kadarki yanlış tasarrufu" sebebiyle fiili bir durum söz konusudur; bu fiili durumu "zina" olarak nitelemek hiçbir yönetimin hakkı ve haddi değildir, hele AKP'nin hiç değildir.
Yıllarca genelevleri açtıran ve ruhsat veren bir idarenin, "imam nikâhı"nı bahane ederek "Müslüman millet"in evlerini "zina evleri" olarak niteleme ve işgüzarlık yaparak devleti oralara sokma hakkı yoktur. "Zina" ithamı, basit bir itham değildir; AKP bu ithamın altında kalır.
AKP, çok yanlış bir kulvardan gidiyor; bu yanlış kulvardan çekilmeli, milletin uçkuruna "kendince standart" getirmeye çalışmamalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019

































































































