Türkoğlu Türk

Türk tarihini araştırırken geçmişin o şanlı günlerini, kahramanlıklarını ve kahramanları okurken insanın, keşke, demesi geliyor. İşte insanı imrendiren, gururlandıran Türk büyüklerimizden birkaç kesit?Oğuz Kağan, Türklerin atası, Türklere, millet olmayı öğreten kişi. İslam tarihçilerine göre bir Peygamber. Türklere hedef gösterir; "Gök kubbe çadırım, güneş bayrağımdır." Yine meşhur duasında "Ulu Tengri; Türk'e her milletinkinden üstün zekâ ver. Zekâ ve çalışma bir arada olursa Türk'ün önünde durulmaz. Türkleri ahlaklı, sebatlı ve fedai kıl. Namussuz bir tek Türk yaratacağına dünyayı yık daha iyi. Ne kadar korkak Türk varsa hepsini helak et. Dönek Türk yaratma, Türkleri maymun iştahlı yapma. Türk daima ihtiyatla adım atsın. Ulu Tengri; Türk'ü çalışkan et. Türk'ün ömrü çalışma ile geçsin. Tembel Türk'ü hemen öldür." Oğuz Kağan'ın çizdiği bu Türk profilini görünce birilerinin neden ısrarla "Türk'üm" demekten kaçındığını anladım?Hacı Bektaş'ı Veli, Horasan erenlerinden Hoca Ahmet Yesevi'nin talebelerinden, Anadolu'yu irşat ile görevlendirilmiş büyük bir zattır. Hünkâr, Anadolu coğrafyasına geldiğinde Anadolu'da, Türklük tehlike içerisinde, belki de Moğol etkisiyle tamamen yok olma dönemlerine denk gelmekte. Hünkâr Hacı Bektaş Hazretleri Anadolu coğrafyasında İslam'ı yayarak, Anadolu'nun Türkleşmesini ve Müslümanlaşmasını sağladı. Anadolu'da, Türk varlığının devamını sağladı. Anadolu'da Türkçenin gelişmesine vesile oldu. Annesine hürmeten "Ben Türkoğlu Türküm" diyerek,  Anadolu coğrafyasında kardeşliği tesis etti.Mustafa Kemal, Bektaşi dergâhında yetişti. Hacı Bektaş gibi Anadolu'daki Türk varlığının devamını sağladı. Koca imparatorluğun iç ve dış mihraklarca yıkıldığı bir ortamda "Bir Türk dünyaya bedeldir" sözünü, gerçeğe dönüştürdü.Osmanlı'nın son dönemlerinde Türklük aşağılanmaya başlanmıştı. Türk denilince, idrak yoksunu, kafası çalışmayan, bilgisiz biri akla geliyor ve bu şekilde ifade ediliyordu. Bu ortamda Mustafa Kemal "Ben her şeyden önce Türk milliyetçisiyim" diyerek kimliğini ortaya koyuyordu.Mustafa Kemal, "Türk, bağımsızlığına düşkündür" diyerek, Milli mücadeleye başlayıp yedi düveli Anadolu'dan kovdu. Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurdu.Mustafa Kemal gelecek nesillere hitaben de "Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir."  Dedi ve ona yolunu gösterdi; "? Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." Aradan daha bir asır geçmedi,  ama tablo aynı. Türlük yine ayaklar altına alınıyor, Türk'üm demek suç sayılıyor. Türk'üm diyenlere hor bakılıyor. Türk yine idrak yoksunu olarak kabul ediliyor. Biri çıkışta göğsünü gere gere ben, Türk'üm, diyemiyor.Böyle bir sürecin yaşandığı ülkemizde Prof. Dr. Haydar Baş, yüksek sesle adeta kulaklarımızın pasını silercesine, titreyip kendimize gelmemiz için haykırıyor; "BEN, TÜRKOĞLU TÜRK'ÜM".  Oğuz Kağan'ın torunu, Hacı Bektaş'ın evladı, asker Atatürk'ün yaşayanı, Baştürk, Hoca Atatürk yıllarca bizlere unutturulan Müslüman Türk'ü yeniden hatırlatıyor.Baştürk; "Ben Türkiye'yi kâinatın lider ülkesi yapacağım", "Devlet-Millet kardeşliğini tesisi edeceğim", "Sünni'si, Şii'si, Alevi'si kardeştir. Bunları ayıranlar kalleştir" diyerek Anadolu'da yeniden kardeşliği, birliği, dirliği tesis ediyor. Ortaya koyduğu model ve projelerle Türk'ün elini, dünyaya öptürüyor. Dünya, onun ayağına geliyor.Artık "keşke" demeye gerek yok. İyi ki bu zamanda yaşıyoruz. İyi ki Baştürk'ün yanındayız ve biz de, Prof. Dr. Haydar Baş'la beraber haykırıyoruz; "Biz Türkoğlu Türk'üz"