Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), geçtiğimiz Pazar günü, 81 ilin tamamında, tüm ilçe ve beldelerinde gösterdiği belediye başkan adaylarını Ankara'da tanıttı. Tam bir şölen havasında gerçekleşen aday tanıtım programında, gerek salondakilerin gerekse ekran başında programı takip edenlerin gözyaşlarını tutamadığı duygu dolu anlar da yaşandı.
Programda ev sahibi olması hasebiyle önce Ankara il ve ilçe adayları, ardından da tüm Türkiye'nin adayları tek tek tanıtıldı. İstanbul, Ankara, İzmir, Edirne, Bursa, Kahramanmaraş başkan adayları konuşmalarını yaptılar, duygu ve düşüncelerini, projelerini paylaştılar.
Ve kapanış konuşmasını, büyük bir coşkuyla kürsüye gelen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yaptı.
Bir liderde olması gereken en önemli özelliklerden birisi, devlet, vatan ve millet sevgisidir. Prof. Dr. Baş bu konuda, "Ben en kötü dönemlerimde bile ne şahsım ne de arkadaşlarım devletime zerre kadar bir eleştiri getirmedik. Vatanımıza asla aleyhte bulunmadık. Hele milletimize her zaman gönlümüzü açtık, bir ve beraber olduk" ifadelerini kullandı.
Sayın Baş'ın, Milli Ekonomi Modeli, Hoş Geldin Atatürk eseri, Ehl-i Beyt Külliyatı, yazdığı makaleler, yaptığı konuşmalar, yıllardır ortaya koyduğu tüm faaliyetler incelendiğinde devlet, vatan ve millet konusundaki samimiyeti, birlik ve beraberlik duruşu açıkça görülmektedir.
BTP 31 Mart yerel seçimlerinde tüm il ve ilçelerde aday gösteren tek parti…
Bu sebeple Prof. Dr. Baş, "Şu anda Türkiye'nin en büyük partisi olduk" dedikten sonra, bunun nedenini şöyle izah etti: "Biz her şeyi cebimizden koyduk. Kendi kendimizi ayakta tutmasını bildik. Kadromuz bütün çileleri çeken arkadaşlardır. Böyle çilekeş bir kadro belki de dünyaya gelmedi. Biz bir salonu dolduramazken şimdi salonlar bizi almıyor."
Diğer siyasi hareketlerde herkes milletin parasını cebine doldurmanın yarışına girmişken, BTP Lideri ve kadrosu kendi imkanlarını devlet, millet ve vatan için seferber ederek, her türlü birlik ve beraberlik çalışmasını ortaya koydu.
Sayın Baş şöyle devam etti:
"Bizim dışımızda bütün beldelerde, ilçelerde, illerde ve büyükşehirlerde aday gösteren parti de kalmamış. Kader bizi öyle bir noktaya taşıdı ki en büyük parti biz olduk."
Bu milletin kurtuluşu; devleti ve milleti ayakta tutan gerçek kahraman olan Prof. Dr. Baş ve kadrosuyla mümkün. Bunu anladığı gün Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünyanın en güçlü ülkesi, milleti de dünyanın en güçlü milleti olacaktır.
Prof. Dr. Baş; bugün milliyetçi çizgiden tamamen uzaklaşmış ve AKP'nin koltuk değneği haline dönmüş olan MHP ile ilgili de şu önemli ifadeleri söyledi:
"Adam gitmiş AK Partili olmuş, gençlere de biz MHP'liyiz diyor. Sen kimi kandırıyorsun. Sen eğer milliyetçi olmak istiyorsan milliyetin temelini atan Haydar Hoca ile olacaksın. Olmazlar ise kendileri kaybeder."
Birlik duygusunun nereden kaynaklandığını, "Benim köküm Hacı Bektaş'ın memleketinden geliyor. Yani ben Horasanlıyım. Hacı Bektaş kurt ile kuzuyu kardeş yaptı. Oradan geldiğim için Allah bu duyguyu gönlüme yerleştirdi. Şimdi ben, 'bu millet bir ve beraber olacak' diyorum. Bunun dışında hiçbir şey olamaz" söyleriyle belirtti.
Sayın Baş, Susurluk'ta Trafik Şube önünde maruz kaldığı çirkin saldırı konusunda "Orada İçişleri Bakanı'nın ismi geçmesine rağmen, Süleyman Soylu bir tek cevap veremedi. Ben hukuku çok iyi bilen adamım. Hiç kimseye de hakkımı yedirmem" dedikten sonra tam bir hukuk dersi verdi:
"Biz hiç kimseden çekinmeyiz, bizi kanunun dışına kimse bir adım yaklaştıramaz. Biz kanun dışında adım atmayız. Biz hukukun, milletin, devletin adamıyız. Hukuk neyi icab ettiriyorsa bunu yerine getiririz."
Ana Muhalefet partisi CHP'nin lideri Kılıçdaroğlu ile ilgili yaşadıklarına değinen Prof. Dr. Baş, geçen seçimlerden önce Kılıçdaroğlu'nun kendisine gelerek 'beraber olacağız Atatürk'ü beraber tanıtacağız' demesine rağmen sonradan bir türlü irtibat kurulamadığını belirtti ve "Anladım ki Kılıçdaroğlu, verilen oyları hak etmiyor" dedi.
Ve Sayın Baş, Atatürk duruşuyla ilgili olarak, "Ben kimsenin tahmin etmediği kadar güçlü bir Atatürkçüyüm. Kitabımı okuyan bunu anlar" dedi.
Yani Prof. Dr. Baş, milli ve manevi değerlerine sahip çıkan gerçek milliyetçilerin, tam bağımsızlık anlayışına sahip olan gerçek ulusalcıların ve gerçek Atatürkçülerin, dinini yaşayan fakat dinin siyasete alet edilmesini istemeyen gerçek dindarların tek adresidir.
Prof. Dr. Baş, Türk milletinin problemlerini çözecek tek liderdir. Konuşmasında bu konuda şunları söyledi:
"Biz siyasetin başına geçtiğimiz zaman Türkiye'nin meselelerini 6 ayda hallederiz. Herkesin cebine para koyacağız. Sen şimdi tüketiciyi canlandırmıyorsun, cebine para koymuyorsun. Cebinde para yoksa hayat ona göre bitmiş demektir. Bizim ilk defa harekete geçireceğimiz kesim, çiftçi, işçi, memur ve emekli kesimidir. Biz tüketiciyi güçlendireceğiz. Tüketici güçlendiği zaman yani cebinde para olduğu zaman pazara gider istediğini alır ama şimdi pazara gittiği zaman hiçbir şey alamıyor çünkü cebinde para yok."
Prof. Dr. Baş, dünya tarihinde, çözümleri, Modeli kıtalar dolaşan, milyarlarca insanın derdine deva olan tek Liderdir.
Rusya 2006 yılından bu yana Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) uygulamaktadır. Gördüğü fayda sebebiyle Sayın Baş'ı ve kadrosunu parlamentosu Duma'ya davet etti ve burada 6 saat Milli Ekonomi Modeli oturumu gerçekleşti.
Rusya MEM sayesinde dünyanın zirvesine oturdu ve bunu da Duma'da bu oturumda ilan etti.
Prof. Dr. Baş, aday tanıtım toplantısında bu konuda, "Rusya benim modelimi aldı, uyguladı. Putin 3 defa dünya lideri oldu. Türk halkı ise bizi görmüyor. Ben Rusya'yı dünya devleti yaptım sen bana sırtını çevirdin. Ben bu işi en geç 6 ayda düzeltirim" dedi.
İşte her yönüyle mükemmel bir Lider, ülke ve millet olarak sorunlarımızı çözebilecek tek Lider… Mükemmel ve işi bilen kadrosuyla hazır ve de milletinden icazet bekliyor.
Bu sefer de görmezden gelirsek, maalesef dünyada iflas edenler listesinde Türkiye de devletiyle, milletiyle yerini alacaktır. Bu coğrafyada "iflas" başka yerdekilere benzemez.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025