2. Cihan Harbi'nden sonra savaşlara uzak gözüken Türkiye, aslında sürekli savaş tehdidi ile karşı karşıyaydı. Yunanistan başta olmak üzere komşu ülkelerle zaman zaman esen sert rüzgarlar, kaynayan kazan Ortadoğu'da bitmek bilmeyen sıcak çatışmalar bu savaş tehdidini hep taze tutuyordu. Son olarak patlak veren "Kürt Devleti" konusu ise bütün bu gelişmelerin önüne geçti. Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurma hedefi aslında çok eskilere dayanıyor. Bugün herşeyiyle açık açık ortaya çıkan Kürt parlamentosu zaten 1992 yılının Mayıs ayından beri mevcuttu. Ancak yeni olan Barzani ve Talabani'nin Türkiye'ye karşı açık ve dozu hayli yüksek olan sert çıkışları.
Talabani, 1992 yılında Irak'ta bulunan Süleymaniye Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşmada, "Biz PKK'ya maddi destek verdik ve vermeye devam ediyoruz. PKK bizim temin ettiğimiz silahlarla Türkiye'ye kafa tutuyor" açıklamasında bulunmuştu. Peki yıllardır Türkiye'ye bu denli hasımhane düşüncelerini gizli tutmaya özen gösteren Talabani neye güvenerek meydan okuyor dersiniz. Bu sorunun yanıtı Talabani'nin yaptığı bir açıklamada gizli. Konuyla ilgili konuşan Talabani şöyle diyor, "Küçük halklar, mutlaka bir süper güce dayanmak zorundadır." Talabani'nin bu açıklamaları Türkçeye çevrildiğinde; "Kürt devleti peşinde olanların sırtında ABD var" gerçeği ortaya çıkıyor.
Evet evet, müttefikimiz ABD'den bahsediyoruz. Hani şu; Körfez Savaşı ve Gümrük Birliği gibi birçok konuda belimizi büken, ekonomik açıdan elimizi zayılatan ABD'den sözediyoruz.
Durum gerçekten de bu. Zaten öyle olmazsa, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 3 cephede birden savaşacak teknik, kabiliyet ve cesarete sahip olduğunu bilen Talabani bu cureti nasıl gösterebilirdi. Barzani, sırtında ABD olmasa, "Tür Silahlı Kuvvetleri Kuzey Irak'a girerse, bu topraklar onlara mezar olur" açıklamasını neyine güvenip de yapardı. Lütfen bilen varsa bizlere de anlatsın biz de bilelim!..
İşin Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurma noktasına gelmesinin arkasında ABD ve Avrupa'nın gizli-aşikar ciddi plan ve programları yatıyor. Ajanlardan oluşan ancak; Sivil Toplum Örgütü adı altında bölgede yıllardır faaliyet gösteren 83 kuruluş, bölgedeki tezgahı en inci ayırıntılarına kadar düzenleyerek olayı bu noktaya kadar taşıdı. Çalışmalarına, "Kürtler için huzuru sağlama operasyonu" adı veren ABD'li ve Avrupalı kuruluşlar bölgedeki kürt halkına yıllardır "devlet kurma sözü vererek" harıl harıl çalıştılar ve bu noktaya geldiler.
Adım adım savaş
Türkiye Cumhuriyeti'nin hemen burnu dibinde kurulacak bir Kürt devletini savaş sebebi sayacağını iyi bilen ABD'nin asıl amacı kürt halkının huzurunu sağlamak değil, bölgede bir Kürt devleti kurdurarak, Türkiye'yi savaşa sürüklemektir. Şer planı da ABD'nin tam istediği gibi işlemeye devam ediyor. Nitekim Kuzey Irak'taki Kürt Parlamentosu parası, Merkez Bankası, Milli Marşı, Başkenti, Bayrağı, Ordusu kısacası devlet olabilmek için gerekli olan tüm özellikleri tamamladı. Ve artık gözler Türkiye'den gelecek tepkilere çevrildi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan siyasiler cılız bir tepki gösterirken, askerin koyduğu tavır gayet net. Daha önce de kurulacak bir Kürt devletini savaş sebebi olarak gören asker bu görüşünü yineledi. Geçtiğimiz haftasonu konuyla ilgili konuşan 3. Ordu Komutanı Orgeneral (1995-1996) Necati Özgen, müttefikimiz olan ABD'yi açık açık suçlayarak ordunun gerekli tedbirleri aldığına işaret etti. ABD'nin Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurulması için çanak tuttuğuna işaret eden Paşa, "ülkelerin dostlukları yoktur, ülkelerin çıkarları vardır" diyerek Türkiye'nin çıkarları konusunda bağımsız politika izlemesi gerektiğinin altını çiziyordu. Özgen Paşa'nın da ifade ettiği gibi ABD, Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurulmasına resmen önayak oldu. Askerin tavrına bakıldığnıda bölgedeki suların önümüzdeki günlerde daha da ısınacağı açıkça anlaşılıyor. Irak'ı vurarak Saddam'ı devirmeye hazırlanan ABD, öte yandan Kürt devletine sırt çıkarak Türkiye'yi savaşın ortasına itiyor. Diplomatik savaş, askeri müdaheleye dönüşür mü ? Bunu zaman gösterecek.
Not:
3. Ordu Komutanı Orgeneral (1995-1996) Necati Özgen'in konuşmasında yevrerdiği "Güneydoğu'daki kürt kardeşlerimizin hepsi bizim canımızdır, parçamızdır. Bu olayların hiçbirisiyle alakası yoktur" sözlerine Güneydoğulu bir insan olarak tam destek vererek şunu ekliyorum; Kürtler için Huzur Sağlama Operasyonu falan hikaye. ABD'nin asıl maksadı istediği gibi yönlendirebileceği kukla bir devlet kurarak bölgedeki zengin petrol rezervlerine çöreklenmektir. Sahi ABD'nin amacı gerçekten insan hakları ise Filistin'deki katliyam da neyin nesi oluyor ?..
Talabani, 1992 yılında Irak'ta bulunan Süleymaniye Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşmada, "Biz PKK'ya maddi destek verdik ve vermeye devam ediyoruz. PKK bizim temin ettiğimiz silahlarla Türkiye'ye kafa tutuyor" açıklamasında bulunmuştu. Peki yıllardır Türkiye'ye bu denli hasımhane düşüncelerini gizli tutmaya özen gösteren Talabani neye güvenerek meydan okuyor dersiniz. Bu sorunun yanıtı Talabani'nin yaptığı bir açıklamada gizli. Konuyla ilgili konuşan Talabani şöyle diyor, "Küçük halklar, mutlaka bir süper güce dayanmak zorundadır." Talabani'nin bu açıklamaları Türkçeye çevrildiğinde; "Kürt devleti peşinde olanların sırtında ABD var" gerçeği ortaya çıkıyor.
Evet evet, müttefikimiz ABD'den bahsediyoruz. Hani şu; Körfez Savaşı ve Gümrük Birliği gibi birçok konuda belimizi büken, ekonomik açıdan elimizi zayılatan ABD'den sözediyoruz.
Durum gerçekten de bu. Zaten öyle olmazsa, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 3 cephede birden savaşacak teknik, kabiliyet ve cesarete sahip olduğunu bilen Talabani bu cureti nasıl gösterebilirdi. Barzani, sırtında ABD olmasa, "Tür Silahlı Kuvvetleri Kuzey Irak'a girerse, bu topraklar onlara mezar olur" açıklamasını neyine güvenip de yapardı. Lütfen bilen varsa bizlere de anlatsın biz de bilelim!..
İşin Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurma noktasına gelmesinin arkasında ABD ve Avrupa'nın gizli-aşikar ciddi plan ve programları yatıyor. Ajanlardan oluşan ancak; Sivil Toplum Örgütü adı altında bölgede yıllardır faaliyet gösteren 83 kuruluş, bölgedeki tezgahı en inci ayırıntılarına kadar düzenleyerek olayı bu noktaya kadar taşıdı. Çalışmalarına, "Kürtler için huzuru sağlama operasyonu" adı veren ABD'li ve Avrupalı kuruluşlar bölgedeki kürt halkına yıllardır "devlet kurma sözü vererek" harıl harıl çalıştılar ve bu noktaya geldiler.
Adım adım savaş
Türkiye Cumhuriyeti'nin hemen burnu dibinde kurulacak bir Kürt devletini savaş sebebi sayacağını iyi bilen ABD'nin asıl amacı kürt halkının huzurunu sağlamak değil, bölgede bir Kürt devleti kurdurarak, Türkiye'yi savaşa sürüklemektir. Şer planı da ABD'nin tam istediği gibi işlemeye devam ediyor. Nitekim Kuzey Irak'taki Kürt Parlamentosu parası, Merkez Bankası, Milli Marşı, Başkenti, Bayrağı, Ordusu kısacası devlet olabilmek için gerekli olan tüm özellikleri tamamladı. Ve artık gözler Türkiye'den gelecek tepkilere çevrildi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan siyasiler cılız bir tepki gösterirken, askerin koyduğu tavır gayet net. Daha önce de kurulacak bir Kürt devletini savaş sebebi olarak gören asker bu görüşünü yineledi. Geçtiğimiz haftasonu konuyla ilgili konuşan 3. Ordu Komutanı Orgeneral (1995-1996) Necati Özgen, müttefikimiz olan ABD'yi açık açık suçlayarak ordunun gerekli tedbirleri aldığına işaret etti. ABD'nin Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurulması için çanak tuttuğuna işaret eden Paşa, "ülkelerin dostlukları yoktur, ülkelerin çıkarları vardır" diyerek Türkiye'nin çıkarları konusunda bağımsız politika izlemesi gerektiğinin altını çiziyordu. Özgen Paşa'nın da ifade ettiği gibi ABD, Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurulmasına resmen önayak oldu. Askerin tavrına bakıldığnıda bölgedeki suların önümüzdeki günlerde daha da ısınacağı açıkça anlaşılıyor. Irak'ı vurarak Saddam'ı devirmeye hazırlanan ABD, öte yandan Kürt devletine sırt çıkarak Türkiye'yi savaşın ortasına itiyor. Diplomatik savaş, askeri müdaheleye dönüşür mü ? Bunu zaman gösterecek.
Not:
3. Ordu Komutanı Orgeneral (1995-1996) Necati Özgen'in konuşmasında yevrerdiği "Güneydoğu'daki kürt kardeşlerimizin hepsi bizim canımızdır, parçamızdır. Bu olayların hiçbirisiyle alakası yoktur" sözlerine Güneydoğulu bir insan olarak tam destek vererek şunu ekliyorum; Kürtler için Huzur Sağlama Operasyonu falan hikaye. ABD'nin asıl maksadı istediği gibi yönlendirebileceği kukla bir devlet kurarak bölgedeki zengin petrol rezervlerine çöreklenmektir. Sahi ABD'nin amacı gerçekten insan hakları ise Filistin'deki katliyam da neyin nesi oluyor ?..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.