Bir ülkenin Güvenlik kuvvetleri normal şartlarda kiminle mücadele eder? Tabii ki düşmanla, ülkenin birlik ve bütünlüğünde gözü olanlarla ve toprak bütünlüğümüzü tehdit edip, asayişi bozanlarla. Maalesef bugün Türk Güvenlik kuvvetleri sadece bunlarla mücadele etmiyor, içeride medyayla, hükümetle ve sivil toplum kuruluşlarıyla da ciddi bir mücadele sözkonusu. Isparta Eğirdir'deki Komando Eğitim Okulu'ndaki basın turu ve sonrasında Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanlarının yaptıkları açıklamaları değerlendirirken, ilk önce "neden böyle bir basın turu yapma ihtiyacı hissedildi" sorusunu sormak gerekiyor. Bu sorunun cevabı da, yukarıda yaptığımız tespit olarak karşımıza çıkıyor. Tabii ki Türk ordusu kapılarını, eğitim okullarını basın mensuplarına açmalı, nasıl eğitim yapılıyor, askerlerimiz nasıl eğitiliyor bunları Türk halkına göstermeli. Ancak böyle bir eylem, birilerinin iftiralarına cevap vermek, o müfterilerin baskısının altında kalmamak maksadıyla yapıldığı zaman ağır anlamlar taşıyor. Genelkurmay Başkanlığı'nın Eğirdir'deki Komando okulundaki eğitim safhalarını basın mensuplarına tanıtma ihtiyacı hissetmesinin sebebi, "diyalogçu ve işbirlikçi medyanın" , "Güneydoğu'da şehit olan asker eğitilmiyor" çirkin iftiralarına cevaptı. Yine aynı işbirlikçi grup, "sadece erler şehit oluyor, üst rütbelilere bir şey olmuyor" şeklinde de kusmuştu haftalar önce. Türkiye maalesef böyle medya grupları, böyle sözde sivil toplum örgütleri yüzünden terörle mücadelesini, "askerle mücadele"ye dönüştürmüş, hükümet-asker çatışma senaryosuyla da suni bir iktidar mücadelesinin tam ortasında kalmıştır. Özetle, Türk Silahlı Kuvvetleri sadece dağdaki teröristle mücadele etmiyor, aynı zamanda içerideki işbirlikçilerle de psikolojik bir harp yürütüyor. ***Gelelim, Büyükanıt paşanın yaptığı açıklamalara? Paşa, 4. kez olmak üzere, kamuoyu önünde "Sınırötesi operasyon yapılmalıdır" görüşünü açıkladı. Demek ki, bu konuda hükümet aylardır ayak sürüyor ve askerin operasyonuna engel oluyor. Bu noktada, hükümetin Kuzey Irak'a operasyona neden karşı çıktığı, terör bataklığını kurutma kararlılığına neden engel olduğu sorusunu sormak ve 2003 Irak işgali öncesinde ABD ile yürütülen kirli pazarlıkları hatırlamakta fayda var. O dönemde Dubai'de Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile ABD'li yetkililer arasında ilk başta 8.5 milyar dolar olarak açıklanan ama sonra 1 milyar dolara kadar düşen bir pazarlık yapılmıştı. Bu pazarlıklar sonucu, Türkiye 1 milyar dolar para karşılığında Kuzey Irak'a girmeme sözünü ABD'ye vermişti. İşte bugün yaşadığımız sürecin gerçek izdüşümlerini, ABD ile AKP arasında yapılan bu çirkin pazarlık ve anlaşmalarda bulabiliriz.***Son olarak, Büyükanıt paşanın son 6 aydır hemen her fırsatta vurguladığı "müttefiklerimiz teröre destek veriyor" ifadelerinin anlamını sorgulayalım. Büyükanıt paşanın "Müttefiklik vurgusunun" altında yatan gerçek anlam, terörle gerçek manada kimin mücadele edebileceğinin ipuçlarını veriyor. Yani Büyükanıt paşa demek istiyor ki, bugün teröre AB ve ABD açık açık destek veriyor. Terörü bitirecek siyasi iradenin de, AB ve ABD ile ilişkileri bu gerçek üzerine bina etmesi gerekiyor. Ama başta iktidar partisi AKP olmak üzere, CHP, MHP, DP, GP'nin AB ve ABD'ye tavır koyma gibi bir lüksleri bulunmuyor. Bu noktada "Ne AB, ne ABD, tam bağımsız Türkiye" diyen BTP dışında hiçbir partinin terörle gerçek anlamda mücadele edemeyeceği ve terör belasının kökünü kazıyamayacağı gerçeği ortaya çıkıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012