Teröre karşı değil ABD’ye karşı işbirliği şart

Türkiye'nin, Irak'ın kuzeyinden ülkemize yönelen terör belasıyla mücadelesi yarım yüz yıla, Suriye'nin kuzeyindeki tehditle mücadelesi ise 7 yıla yaklaştı. 

Kandil'in dağını, taşını bomba, mermi manyağı yaptık, Fırat'ın doğusunda kurulan SDG'yi (PYD-YPG) havadan, karadan bombaladık.

Başta Sayın Erdoğan ve Bakanı Soylu olmak üzere ekran karşısına geçenler, 'inlerini başlarına yıktık, vurduk, daha da vuracağız, başlarını o deliklerden çıkaramayacaklar, şu kadar terörist kaldı, bitti, bitiriyoruz' gibi nice cümleleri dinledik.

Ama ortada biten bir şey yok. Tam aksine biz vurdukça güçlenen terör örgütleri var. Aksini iddia eden var mı?

Bakın! Terörle mücadeleyi günlük siyaset haline getiren AKP dönemiyle ilgili bazı bilgiler paylaşayım.

2007 yılı Aralık ayında farklı günlerde Irak'ın kuzeyine tam 6 hava operasyonu gerçekleştirildi. PKK inlerine binlerce ton bomba yağdırıldı. 

2008 yılının 15 Ocak, 4 Şubat ve 21 Şubat tarihlerinde aynı bölgeye bu sefer hem hava hem de kara harekâtları düzenlendi. 

17 Ağustos ve 19 Ekim 2011 tarihlerinde de hava harekâtları düzenlendi. 

Yüzlerce terörist etkisiz hale getirtildi. Milyonlarca dolarlık mühimmatları ele geçirildi. Bir o kadar yaşam malzemeleri yok edildi. Mağaralar, sığınaklar kullanılamaz hale getirildi.

Suriye'nin kuzeyi

22 Şubat 2015'te yapılan Şah Fırat operasyonu ilk oldu. 2016 yılında ise 18 ve 19 Mart tarihlerinde savaş uçakları ile PKK-SDG hedeflerine operasyon düzenlendi.

Türkiye 24 Ağustos 2016 'Fırat Kalkanı' operasyon başlatıldı.

8 Ekim 2017'de İdlib'de operasyon düzenlendi.

20 Ocak 2018'deki operasyonun adı  'Zeytin Dalı Harekâtı' idi. 18 Mart 2018'de Afrin şehir merkezi kontrol altına alınmış, harekâtın başlangıcından itibaren ise 46 asker hayatını kaybetmiş, 3.603 terörist ise etkisiz hale getirilmişti.

2019 yılında Irak ve Suriye'nin kuzeyine yönelik Pençe Harekâtı. Pençe 1 harekâtı akabinde de Pençe 2, Pençe 3 harekâtları düzenlendi. 

9 Ekim 2019'da başlatılan operasyonun adı ise "Barış Pınarı Harekâtı" idi. Bu harekatlar devam ettiği gibi yurt içinde de bunların on katından fazla harekatlar düzenlendi, düzenleniyor.

350 gün önce Milli Savunma Bakanı Akar, "Suriye'nin kuzeyi dahil, 24 Temmuz 2015'ten bugüne kadar 33 bin 275 terörist bugün itibariyle etkisiz hale getirilmiş bulunuyor. 1 Ocak 2021'den itibaren de bir yılda ise 2 bin 795 terörist etkisiz hale getirildi" demişti.

Toplamda nereden baksanız 70 binden fazla teröristin etkisiz hale getirildiği bir süreç geride kalmış. 

Ama sonuca baktığımızda 60 binden fazla militan kuvveti olan bir SDG (YPG-PYD) örgütü ve bitmeyen bir PKK var karşımızda. Yani başta da dediğim gibi; Biz vurdukça güçlenen terör örgütleri var karşımızda. 

Halkın diliyle, sinek öldürmekle sineklerin kökü kurutulmuyor, gerçeği var karşımızda. Bataklığı kurutmak lazım.

Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada terör bataklığının sahibi ABD'dir, Yahudi sermayesidir, batıdır. 

Hem emperyalistlerle dost olup, hem de terörle mücadele ediyoruz, diyenler yalan söylüyordur. Sonuç evlatlarımızı şehit ve vatandaşı kandırmaktır.

Merhum Prof. Dr. Haydar Baş yıllarca ülkemiz siyasetinin, dost-düşman tanımı yapamadığını belirtti. 

Bu millet ve devlet üzerinde hesapları olanları ve de planlarını tek tek anlattı. Siyasetçilere bu oyunlara ayak olmayın çağrısı yaptı. Bu topraklar üzerinde hesabı olmayan devletlerle işbirliğinin önemini anlattı. 

Tarihler 2022 yılının sonuna geldi. 20 yıllık iktidarın başı Sayın Erdoğan diyor ki; "Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz. 

Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim".

Umarın bu kez yıllar önce atılması gereken bu adımı atarsınız!