Siyaset, para kazanma, ülkenin gelirlerini yandaşlarla paylaşma yeri değil, çözüm üretme sanatıdır. 30-40 yıldır başkasının maşalığını yapan ve kardeşi kardeşe düşman eden terörü durdurabildik mi? Meydanlara çıkıp şiir okumakla, bol keseden atmakla terörü sonlandırabildik mi? Bence bırak durdurmayı her geçen gün daha da hızlanarak yoluna devam ediyor. Bunca güçlü ordumuz varken, eğitilmiş diğer güvenlik güçlerimiz hazır beklerken neden büyümeden başını ezmedik? Kimler ezilmelerine izin vermedi? Bu soruların yanıtlarını lütfen bugünün yetkilileri çıkıp açıklamalıdırlar ve bu toplumdan özür dilemelidirler.Meclis'te bu toplumu temsil eden muhalefet partilerini bilgilendirmeden kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapılarak ve toplumdan saklanarak "Çözüm Süreci" adı altında bir girişim vardı ne oldu Allah aşkına?Sürecin iyi yönetilmediği için o gün de eleştiriler vardı bugün de var. Ama kim eleştirmişse ya teröristlikle veya vatan hainliğiyle suçlandı. İktidar, işine gelmeyen yaklaşımları açıklamadan kaçınmış ve bunu bir "Devlet Sırrı" olarak göstermiştir.Anadolu halkı ve toplum psikolojisi kanın durması için yönetimin Öcalan'la, Kandil'le görüşmeleri karşısında toplumsal tepki vermemiştir. Bu yaklaşım da sürecin zamanının iyi belirlendiğini gösterir. Ancak iktidar abartıya kaçmış, Kandil'den gelip Habur'da göstermelik seyyar mahkeme kurup onları sivil giysilerle ülkeye almak toplum açısından pek hoş karşılanmamış özellikle Şehit Yakınları tarafından tepki gösterilmiştir.Ne yazık ki iktidarın hırsı, tek başına başarma duygusu ve "Haziran Seçimleri" hesap edilerek yola çıkış sürecin eksi yönünü sergilemiştir. PKK'nın silah bırakması gibi yaklaşımı ve yönetimin bile bile buna inanır gibi görünmesi gafletten başka bir şey değildi. Hele silahlı unsurların yurdu terk etme yaklaşımı ve omuzlarındaki hafif silahlarla ülkeyi terk eder gibi görünmeleri ya bir aldatmaca idi veya senaryoydu.Senaryoydu diyorum, çünkü gördük ki yaşlı ve hasta PKK militanlarının dışındakilerin tümü dağda kaldı. Her zaman öyle olmuştur, PKK ne zaman çok kan kaybederse mutlaka uzlaşı sağlanır. Yeni katılan gençler, dışarıdan gelen silahlarla güçlenince uzlaşı tek taraflı bozulur ve eylemler başlar. Süreç dönemi de aynı taktiğin uygulamaya konulmasıdır. Geçen gün Sayın Cumhurbaşkanı,"Valilere emir verdim hiçbir operasyon yapılmasın diye" demiştir. Ne demiş atalarımız, "Su uyur da düşman uyumaz." Seçim gafleti mi Başkanlık sevdası mı ne derseniz deyin biz uyuduk ama düşman zamanı iyi değerlendirdi. Şehirlere yerleşti. Bol bol silah stokladı, yollara patlayıcılar yerleştirdi. Kendi yerleşim bölgelerinde vergi toplamaya, yargı ve asayiş birlikleri oluşturmaya hız verdi. Kısaca süreç süresinde kendi gücünü artırdı.Ne yazık ki PKK'nın "Süreci" zaman kazanma ve oyalama olarak değerlendirmesi bizim yönetimimizin de bu yaklaşım karşısında sessiz kalması bizi buraya getirdi. Evlere ateş düşmesine kınalı kuzularımızın yaşamlarının baharında şehit olmalarına yönetimin iktidar hırsı neden olmuştur.Kısaca zamanlama ile siyaseten sonuç alma gerçeği örtüşmediği için sonuç buraya gelmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ekrem Yazar / diğer yazıları
- Atatürk Gençlik ve Spor Bayramı / 20.05.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023