Türkiye, İran ve Brezilya arasında, nükleer takasın Türkiye'de yapılmasına ilişkin bir mutabakat imzalandı ama bu, Türkiye'nin risk alması dışında pek de bir şey değiştireceğe benzemiyor.ABD cenahından yapılan açıklamalara bakılırsa, İran'a yaptırım uygulamaları aynen devam edecek. Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs'in açıklamasına göre, yapılan anlaşma yaptırımları engellemeyecek ve kaygıları gidermeyecek.Bunun anlamı yapılan anlaşma havada kaldı demek, pratik olarak uygulanamaması demek. Neden mi?Bu kaygılar sebebiyle ABD, yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyumun İran'a verilmesini büyük bir ihtimalle engelleyecek.İran da bu engellemeler sebebiyle doğal olarak nükleer faaliyetlerine, uranyum zenginleştirmeye devam edecek. Bu bir kısırdöngü?Esasen burada asıl endişe duyması gereken ülke İran ya da ABD değil, Türkiye?Çünkü Türkiye, takasın kendi topraklarında yapılmasına evet diyerek büyük bir risk altına girmiş oldu.ABD ve İranlı yetkililerin açıklamalarına bakıldığında ciddi sorunlar yaşanacağı açıkça gözüküyor. Böyle karmaşık ilişkilerin bulunduğu bir işte aracı olmak asla doğru bir şey değildir.Üstelik bu aracılıkta ABD taşeronluğu ağır basıyorsa, bu komşu İran'la ilişkilerimizin ciddi manada zedelenmesine yol açacaktır.Burada en kritik nokta şu: İran takas için verdiği 1200 kg'lık zenginleştirilmiş uranyumu geri istediği vakit alabilecek mi? Türkiye ABD tarafından yapılacak baskılara hayır deyip bu uranyumu İran'a verebilecek mi?ABD baskılarına boyun eğip vermediği takdirde İran'la ciddi kriz yaşanacaktır.İran bunun farkında olduğu için özellikle bu konunun üzerinde duruyor ve Dışişleri bakanı düzeyinde uyarıyor. Bir tarafta Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında İran'ı işgal için ve Türkiye'yi İran'la kapıştırmak için can atan ABD, diğer tarafta ise en doğal hakkı olan nükleer çalışmaları her türlü engellemelere rağmen devam ettirmeye çalışan İran?ABD'nin de vazgeçmesi mümkün değil, İran'ın da?İran yıllarca bir taraftan kendisine yapılan baskıları başarılı diplomasisi ile geri püskürtürken, diğer taraftan da komşu ülke Türkiye'yi idare etmeye çalıştı.Fakat İran Türk hükümetinin ABD taşeronluğu sevdasına daha ne kadar karşı koyabilir, direnebilir?Biraz da bizimkilerin akıllanıp, oynanan küresel oyunların farkına vararak sağlıklı bir dış politika geliştirmesi gerekmiyor mu?Akıllanmak için illaki savaşın içinde olmamız mı gerekiyor?Merak etmeyin, ABD taşeronluğu bu şekilde tam gaz devam ederse tünelin sonunda o da gözüküyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025