Şiir okumayı sever misiniz?
Şiirle aranızın nasıl olduğunu bilmem amma şiir, fikir ve gönül dünyamızı aydınlatan sihirli cümleciklerdir.
Şiir sizi elinizden tutup bilmediğiniz yere bir anda götüren kısa anlatımlı, geniş dünyaları kalıplara sığdıran sözcüklerdir.
Sözü uzatmadan derim ki, çocuklarımıza şiir dilini öğretelim. Onlara şiir elbisesini de tanıtalım. Onlara şiir penceresinden bakmasını gösterelim.
Şairlik ayrı ama, siz bu dünyayı tanıtın, bakarsınız, o dünyanın sultanı olur.
Şiir dilinin tadından bahsetmek için derinlemesine konuya vâkıf olmak gerekir. Burada haddimi bilerek sadece okudukça insanı coşturan, bilgilendiren, hayallerini açan şiirleri, ara sıra, unutmadan, ihmal etmeden tekrar tekrar alıp okumalıyız. Belki de ben bunu yeni farkediyorum.
Okullarımızda öğretmenlerimiz şiirler okuturlardı. Ne iyi etmişler...
Anneler, babalar çocuklarına bir iki satırlık şiir okutsunlar. Ama mutlaka dinlesinler... Sadece tohum atsınlar...
Bu yazımı yazmaya sebep gecenin 12'sinde okuduğum "Süleymaniye'de Bayram Sabahı" adlı şiir oldu. Dilerseniz ben susayım "Yahya Kemal'in" şiir dili konuşsun...
Özetle aktarıyorum...
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de
Kimi gökten kimi yerden üşüşüp her kapıya
Giriyor bir bir ardınca ilahi yapıya
Tanrının mabedi her bir taraftan doluyor
Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor
En güzel mabedi olsun diye en son dinin
Budur öz şekli hayal ettiği mimarinin
Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi
Seçmiş İstanbul'un ufkunda bir kudsi tepeyi
Hür ve engin vatanın hem gece hem gündüzüne
Uhrevi bir kapı açmış buradan gökyüzüne
Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını
Görüyor varlığın bir yerde toplandığını
Büyük Allah'ı anarken bir ağızdan herkes
Nice bin dalgalı tekbir olur tek ses
Gördüm ön safta nefer esvaplı biri
Dinliyor vecd ile tekrar alınan tekbiri
Ne kadar saf idi samimi mümin nefer
Kimdi? Banisi mi? Mimarı mı ulu eserin
Ta Malazgirt ovasından yürüyen Türk oğlu
Bu nefer miydi? Derin gözlü yaşlarla dolu
Yüzü dünyada yiğit yüzlerinin en güzeli
Çok büyük bir işi görmekle yorulmuş belli
Hem büyük yurdu kuran hem kurtaran kudretimiz
Her zaman varlığımız, hem kanımız, hem etimiz
Vatanın hem yaşayan varisi hem sahibi o
Görünür halka bu günlerde teselli gibi o
Hem bu toprakta bugün bizde kalan her yerde
Hem de çoktan beri gaib ettiğimiz yerlerde...
* * *
Yahya Kemal, "Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı" diyor. Vatanın sahibi, gönüllere teselli pınarı olan yiğit varislerin gönüllere, fikirlere esintisini anlatmaya çalışıyor.
Şiirle aranızın nasıl olduğunu bilmem amma şiir, fikir ve gönül dünyamızı aydınlatan sihirli cümleciklerdir.
Şiir sizi elinizden tutup bilmediğiniz yere bir anda götüren kısa anlatımlı, geniş dünyaları kalıplara sığdıran sözcüklerdir.
Sözü uzatmadan derim ki, çocuklarımıza şiir dilini öğretelim. Onlara şiir elbisesini de tanıtalım. Onlara şiir penceresinden bakmasını gösterelim.
Şairlik ayrı ama, siz bu dünyayı tanıtın, bakarsınız, o dünyanın sultanı olur.
Şiir dilinin tadından bahsetmek için derinlemesine konuya vâkıf olmak gerekir. Burada haddimi bilerek sadece okudukça insanı coşturan, bilgilendiren, hayallerini açan şiirleri, ara sıra, unutmadan, ihmal etmeden tekrar tekrar alıp okumalıyız. Belki de ben bunu yeni farkediyorum.
Okullarımızda öğretmenlerimiz şiirler okuturlardı. Ne iyi etmişler...
Anneler, babalar çocuklarına bir iki satırlık şiir okutsunlar. Ama mutlaka dinlesinler... Sadece tohum atsınlar...
Bu yazımı yazmaya sebep gecenin 12'sinde okuduğum "Süleymaniye'de Bayram Sabahı" adlı şiir oldu. Dilerseniz ben susayım "Yahya Kemal'in" şiir dili konuşsun...
Özetle aktarıyorum...
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de
Kimi gökten kimi yerden üşüşüp her kapıya
Giriyor bir bir ardınca ilahi yapıya
Tanrının mabedi her bir taraftan doluyor
Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor
En güzel mabedi olsun diye en son dinin
Budur öz şekli hayal ettiği mimarinin
Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi
Seçmiş İstanbul'un ufkunda bir kudsi tepeyi
Hür ve engin vatanın hem gece hem gündüzüne
Uhrevi bir kapı açmış buradan gökyüzüne
Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını
Görüyor varlığın bir yerde toplandığını
Büyük Allah'ı anarken bir ağızdan herkes
Nice bin dalgalı tekbir olur tek ses
Gördüm ön safta nefer esvaplı biri
Dinliyor vecd ile tekrar alınan tekbiri
Ne kadar saf idi samimi mümin nefer
Kimdi? Banisi mi? Mimarı mı ulu eserin
Ta Malazgirt ovasından yürüyen Türk oğlu
Bu nefer miydi? Derin gözlü yaşlarla dolu
Yüzü dünyada yiğit yüzlerinin en güzeli
Çok büyük bir işi görmekle yorulmuş belli
Hem büyük yurdu kuran hem kurtaran kudretimiz
Her zaman varlığımız, hem kanımız, hem etimiz
Vatanın hem yaşayan varisi hem sahibi o
Görünür halka bu günlerde teselli gibi o
Hem bu toprakta bugün bizde kalan her yerde
Hem de çoktan beri gaib ettiğimiz yerlerde...
* * *
Yahya Kemal, "Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı" diyor. Vatanın sahibi, gönüllere teselli pınarı olan yiğit varislerin gönüllere, fikirlere esintisini anlatmaya çalışıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021