logo
26 ARALIK 2025


Stockholm Sendromu

19.06.2021 00:00:00
'Stockholm Sendromu' seslendirme dosyası:

Rehinelerin, kendilerini esir alanların duygularını anlama noktasına gelmeleri ve kendisini rehin alan kişilerle geçirdikleri sürenin sonunda onlara yardımcı olmaya başlaması ve nihai olarak da onlarla özdeşim kurmalarına Stockholm Sendromu denmektedir. Bu sendromun anlamını genişleterek insanın kendisini zora sokan, üzen koşulları benimsemesi, savunması ve bu koşulları yaratan nedenleri görmemesi, ezenin yanında yer alması olarak da tanımlayabiliriz.

Sürekli şiddet yaşamanın bir sonucu olarak kurbanlar saldırganla özdeşleşmeye ve bir hayatta kalma stratejisi olarak onun için hareket etmeye başlayabilir. Kurbanın iradesinin saldırgana bağlı olması gönüllü bir karar değil, şiddetin doğrudan sonucudur.

Bu sendromun ortaya çıkmasının temel nedeni, hayatta kalma içgüdüsüdür. Dış dünyadan tamamen soyutlanan kurban, ihtiyaçları için kendisine baskı yapan kişiye bağımlı olduğunu hisseder. Saldırganın yaptığı küçük iyilikler kurbanın gözünde büyür, zamanla kurban kendisini saldırganın yerine koyup olayları onun gözünden görmeye, yaptıklarına hak vermeye başlar. Kurban tarafından baskıcının şiddet eğiliminin tamamen göz ardı edilmesi sonucunda, içinde bulunulan tehlike de reddedilir. Kurban, tek olumlu ilişkisinin şiddet gösteren ile kendi arasında olan olduğunu düşündüğü için bu ilişkiyi de kaybetmek istemez ve dolayısıyla saldırgandan ayrılması gittikçe zorlaşır.

NATO Zirvesi'ndeki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden arasında geçen görüşme bizlere bu sendromu hatırlattı. NATO'nun izlediği politikaların ülkemizin menfaatlerine aykırı olduğunu defalarca yazdık. Zaten biraz tarih ve dış politika bilgisi olan herkes bunun farkındadır. Özellikle ABD'nin NATO şemsiyesi altında Karadeniz'deki faaliyetleri, Suriye ve Irak'ta Türkiye karşıtı terör örgütleriyle birlikte hareket etmesi, Doğu Akdeniz'de ülkemiz aleyhine Yunanistan ve GKRY ile ortak tatbikatları, Ege Adalarının (son 20 yılda işgal edilenler dahil) silahlanmasına verdiği destek, ülkemizi çevreleyecek şekilde üslenmesi, stratejik komşularımız olan Rusya ve İran'a karşı olan hasmane tutumu ülkemizin çıkarlarına aykırıdır. Ulusal güvenliğimize ve bölünmez bütünlüğümüze doğrudan tehdit teşkil etmektedir. Döviz manipülasyonu, Türk ihraç ürünlerine konulan kotalar ve gümrük vergileri, ülkemizdeki ekonomik aktivitelere müdahaleler (üretim kotaları, özelleştirmelerin teşviki vb.) ile de ekonomimize büyük zarar vermektedir. Patriot füzelerinin verilmemesi, geçmişte silahlı helikopter taleplerimize konulan tahditler, acil ihtiyacımız olan S-400 alımı konusundaki tehditkâr yaklaşımları ve ülkemizin F-35 programından mağdur edilerek çıkarılması, 1915 olaylarının ABD Başkanı tarafından sözde soykırım olarak tanıması da NATO'nun ana fikri olan "dostluk ve müttefiklik" anlayışına aykırıdır. 

Bu bağlamda iktidar, zirve öncesi iki başkanın görüşmesini bu konuların çözümü için atılacak bir adım olarak ifade ederek, her zaman olduğu gibi gereken her şeyin yapılacağını belirten sertlik dozu yüksek mesajlar verdi. Gel gelelim sonuçta dağ fare doğurdu. Zirve sonrasında her iki taraftan da açıklamalar yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan nelerin konuşulduğunu uzun uzadıya anlattı ama nelerin çözüldüğü ya da olumlu ilerleme kaydedildiği konusunda bir açıklama yapamadı. Sözlerini "Türkiye-ABD meselelerinde çözülemeyecek bir meselenin olmadığını düşünüyoruz. Hamdolsun 24 Nisan konusu hiç gündeme gelmedi" şeklinde bitirdi. 

İşin doğrusu ise ABD ile Türkiye arasındaki bu sorunların çözülmesinin mümkün olmadığı, ya da daha fazla taviz vererek çözülebileceğidir. Ayrıca 1915 olayları konusunda tepkimizi sert şekilde dile getireceğimizi söyleyen Cumhurbaşkanı'nın bu konunun gündeme gelmeyişine sevinmesi bize görüşmeler esnasında ne kadar baskı altında kaldığını ve muhtemelen bazı tavizler verdiğini düşündürüyor. Verilen tavizlerden birinin ABD'nin mali ve diplomatik desteği karşılığında Afganistan'da ABD'nin çekilmesinden sonra NATO adına komutayı devralmak olduğunu görüyoruz. Bu konu öncelikle birliklerimizin güvenliği açısından büyük riskler taşımaktadır. Ayrıca Rusya ve İran ile ilişkileri de gerebilecek bir durumdur. Bu yaklaşım ABD ve NATO'ya yaranma isteği olarak görünmektedir. 

Biden ise zirve sonrası konuşmasında ABD'nin NATO'ya bağlılığını dile getirerek"ABD, NATO anlaşmasının 5'inci maddesine sarsılmaz bir şekilde bağlıdır" ifadelerini kullandı.Rusya ve Çin'in Atlantik'in bir araya gelmesine karşın faaliyetler yürüttüğünü ifade eden Biden, "Rusya ile sorun çıkartmak istemiyorum ama Rusya zararlı aktivitelerine devam ederse Atlantik birliğini korumak için harekete geçeriz" dedi.

NATO bilindiği üzere ülkemizin İdlib'de maruz kaldığı hava saldırısı sonrası 5'inci maddeyi işletme çağrılarına kayıtsız kalmıştı. Buradan bu maddenin eğer kendi çıkarları yoksa hiçbir zaman bizim lehimize işletilmeyeceğini anlayabiliriz. Peki, bu madde kime karşı işletilecek? Hemen akıllara iki seçenek geliyor. Birincisi Rusya ve İran ikilisi. Bu durumda Türkiye'nin ittifakta yer almasını isteyecekleri kuvvetle muhtemel. Tabii ki bu bizim açımızdan bir felaket senaryosudur. İkinci seçenek ise bundan daha vahimdir. NATO'nun Doğu Akdeniz'de AB, Yunanistan, GKRY ve (dolaylı olarak) İsrail'in çıkarlarını korumak adına Türkiye'ye müdahalesidir.

İşte bütün bu ahval ve şerait altında Cumhurbaşkanı'nın ABD ve NATO'ya yönelik sempatik açıklamaları, 1915 olayları gündeme gelmediği için sevinip hamd etmesi Stockholm Sendromundan başka neyle açıklanabilir?

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Selim Oktay / diğer yazıları
Sıcaklıklarda sert düşüş yaşanacak
İzlanda soğukları donduracak
Çünkü faize ödenen işçilikten yüksek!
2 bin 500 şirket konkordato ilan etti
Vatandaş 2025'te karta yüklendi
Kredi kartı borcu 2.6 trilyon
10 Mart Mutabakatı çöktü
Şam'dan dikkat çekici açıklama
Meyve üretimi düşüşte
Tarımda kriz devam ediyor
Rum papaza 'ulusal ötenazi' tepkisi
KKTC'den sert açıklama
Yakalanmasaydı İstanbul'a girecekti
Düzce'de yolcu otobüsünden 46 bin silah parçası çıktı
Nereye kadar çıkacak?
Gram altın 6 bin 234 TL
İşte gözaltındaki isimler
14'ü futbolcu toplam 29 kişi
Yüzde 20'lik kesim gelirin yarısını alıyor
Türkiye'de gelir adaletsizliği
Bahis soruşturmasında yeni dalga
Erden Timur dahil 24 kişi gözaltına alındı
Asgari ücret komisyonu kararı Resmi Gazete'de
1 yıl boyunca günlük 1101 TL
İsrail, Batı Şeria'da bir haftada 8 bin ağacı söktü
Tarım sektörünü sistematik hedef alıyor
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Allah’a kulluk ve hamd
SDG ile anlaşma yok!
Suriye'den resmi açıklama geldi
Sıcaklıklarda sert düşüş yaşanacak
İzlanda soğukları donduracak
Çünkü faize ödenen işçilikten yüksek!
2 bin 500 şirket konkordato ilan etti
Vatandaş 2025'te karta yüklendi
Kredi kartı borcu 2.6 trilyon
10 Mart Mutabakatı çöktü
Şam'dan dikkat çekici açıklama
Meyve üretimi düşüşte
Tarımda kriz devam ediyor
Rum papaza 'ulusal ötenazi' tepkisi
KKTC'den sert açıklama
Yakalanmasaydı İstanbul'a girecekti
Düzce'de yolcu otobüsünden 46 bin silah parçası çıktı
Nereye kadar çıkacak?
Gram altın 6 bin 234 TL
İşte gözaltındaki isimler
14'ü futbolcu toplam 29 kişi
Yüzde 20'lik kesim gelirin yarısını alıyor
Türkiye'de gelir adaletsizliği
Bahis soruşturmasında yeni dalga
Erden Timur dahil 24 kişi gözaltına alındı
Asgari ücret komisyonu kararı Resmi Gazete'de
1 yıl boyunca günlük 1101 TL
İsrail, Batı Şeria'da bir haftada 8 bin ağacı söktü
Tarım sektörünü sistematik hedef alıyor
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Allah’a kulluk ve hamd
SDG ile anlaşma yok!
Suriye'den resmi açıklama geldi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.