Türkiye’nin tepkisini çeken “Ermeniler’e soykırım yapılmamıştır” demeyi suç sayan yasa 23 Ocak’ta Fransa senatosunda gündeme alınacak.
Soykırım yasasının yoluna devam etmesi de gösteriyor ki Türkiye’nin yaptığı gibi sadece konuşmak uluslar arası arenada böyle yasaları engellemek için yeterli olmuyor.
Fransa Meclis’inden geçen yasa önce Senato Başkanlık Divanı’na, burada onaylanması durumunda sonra da cumhurbaşkanına gidecek.
Görünen o ki Fransa bu işin peşini kolay kolay bırakmayacak. Türkiye eğer etkili tedbirler alabilmiş olsaydı şimdiye kadar çoktan bu yasa Fransa’da rafa kalkmıştı.
Türkiye’nin her alanda zarar etmesi ve oturduğu her masadan zararla kalkıyor olması üzerinde düşünülmesi gereken konulardır.
Türkiye neden haklarını arayamıyor?
Neden haklı olduğumuz bir konuda bile böyle suçlanıyoruz?
Türkiye ne yaparsa yapsın batılı ülkelerin gözünde doğal olarak her zaman haksızdır. Bir tarafta Ermeni öteki tarafta Türk varsa batılı ülkelerin keseri hep Ermeni’den yana kesecektir. Bugüne kadar hep böyle olmuştur. Çünkü genleri onları böyle yönlendirmektedir.
Daha açık konuşursak batı ülkeleri, Türkiye ile aralarındaki ilişkilerde haklı ya da haksıza göre değil, inançlarına göre karar vermekteler.
Belgeler sözde soykırım iddialarında Türkiye’nin haklı olduğunu söylese de sonuç belgelere ve gerçeklere göre değil, Ermeni iddialarının lehine ortaya çıkmıştır.
Türkiye–Rumlar arasındaki ilişkilerde de, Türkiye–AB ilişkilerinde de, Türkiye–Ermenistan ilişkilerinde de batılı ülkeler hep Türkiye’nin karşısında yer almışlardır.
Bu gelişmelerin bizi getirdiği nokta Prof. Dr. Haydar Baş’ın yıllar önce yaptığı, “Dünyadaki savaşlarda görünüşte ekonomik ya da başka bir sebep varmış gibi görünse de aslında çatışan inançlardır, medeniyettir” tespitinin ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor.
Bu tespit de göstermektedir ki, batılılara göre farklı bir medeniyetin, hatta rakip gördükleri İslam medeniyetinin mensubu olduğumuzdan asla hiçbir konuda bize hak vermeyeceklerdir.
Bu gerçekler ışığında Türkiye’nin iç ve dış politikalarına karar verilirse ülkemizin çıkarları daha rahat korunabilecektir.
Soykırım yasasının yoluna devam etmesi de gösteriyor ki Türkiye’nin yaptığı gibi sadece konuşmak uluslar arası arenada böyle yasaları engellemek için yeterli olmuyor.
Fransa Meclis’inden geçen yasa önce Senato Başkanlık Divanı’na, burada onaylanması durumunda sonra da cumhurbaşkanına gidecek.
Görünen o ki Fransa bu işin peşini kolay kolay bırakmayacak. Türkiye eğer etkili tedbirler alabilmiş olsaydı şimdiye kadar çoktan bu yasa Fransa’da rafa kalkmıştı.
Türkiye’nin her alanda zarar etmesi ve oturduğu her masadan zararla kalkıyor olması üzerinde düşünülmesi gereken konulardır.
Türkiye neden haklarını arayamıyor?
Neden haklı olduğumuz bir konuda bile böyle suçlanıyoruz?
Türkiye ne yaparsa yapsın batılı ülkelerin gözünde doğal olarak her zaman haksızdır. Bir tarafta Ermeni öteki tarafta Türk varsa batılı ülkelerin keseri hep Ermeni’den yana kesecektir. Bugüne kadar hep böyle olmuştur. Çünkü genleri onları böyle yönlendirmektedir.
Daha açık konuşursak batı ülkeleri, Türkiye ile aralarındaki ilişkilerde haklı ya da haksıza göre değil, inançlarına göre karar vermekteler.
Belgeler sözde soykırım iddialarında Türkiye’nin haklı olduğunu söylese de sonuç belgelere ve gerçeklere göre değil, Ermeni iddialarının lehine ortaya çıkmıştır.
Türkiye–Rumlar arasındaki ilişkilerde de, Türkiye–AB ilişkilerinde de, Türkiye–Ermenistan ilişkilerinde de batılı ülkeler hep Türkiye’nin karşısında yer almışlardır.
Bu gelişmelerin bizi getirdiği nokta Prof. Dr. Haydar Baş’ın yıllar önce yaptığı, “Dünyadaki savaşlarda görünüşte ekonomik ya da başka bir sebep varmış gibi görünse de aslında çatışan inançlardır, medeniyettir” tespitinin ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor.
Bu tespit de göstermektedir ki, batılılara göre farklı bir medeniyetin, hatta rakip gördükleri İslam medeniyetinin mensubu olduğumuzdan asla hiçbir konuda bize hak vermeyeceklerdir.
Bu gerçekler ışığında Türkiye’nin iç ve dış politikalarına karar verilirse ülkemizin çıkarları daha rahat korunabilecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024