Afgan muhalefetinin Almanya'nın eski başkenti Bonn'da sürdürdükleri müzakereler çetin geçiyor. Konferansta gündeme gelen kritik kavram ise GÜÇ DENGESİ. Sözkonusu kavram 'uluslararası ilişkiler' dalının başlıca kavramlarından biridir. Bunu Afganistan'a uyarlarsak, "Hangi etnik grup, kurulacak hükümette ne tür bir rol oynayacak?" sorusuyla karşılaşırız. Birbiri ile yıllardır kanlı bir çatışma içinde olan bu grupları, ortak bir payda altında toplayabilmek gerçekten güç. Bu çerçevede bir 'ağabey'e ihtiyaç var. Etkili Batılı ülkeler, kendi şahsı çıkarlarını önceledikleri için böyle bir rol üstlenmeyeceklerdir. Normal şartlarda bu yükün altına girmesi gereken Türkiye ise içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi zafiyet nedeniyle yeni işlevleri sırtlamaktan uzak görünüyor. Aç insanına gerekli şefkati gösteremeyen bir hükümet, nasıl Afganistan'daki karmaşık durumla ilgilenebilsin ki?
Afganistan Konferansı'na 4 heyet katılıyor. Heyetler, Afganistan'daki geçici bir yönetim şekli konusunda büyük ölçüde anlaşmaya vardılar varmasına, ancak güç dengelerinin dağılımı konusunda uzlaşamıyorlar. Bu meyanda zorlu görüşmeler yapılması bekleniyor.
Öte yandan Kuzey İttifakı heyeti üyesi ve Nangahar ili valisi Hacı Abdülkadir'in önceki gün toplantıyı terk etmesi de önemli. Bu terkediş, acaba Afgan muhalefeti içinde çatlağa mı işaret ediyor? Şimdilik belirsiz bir durum bu.
Birleşmiş Milletler sözcüsü Ahmed Fevzi, oldukça iyimser ifadeler kullandı ama Afganistan'da kurulacak geçici bir hükümet için isimler üzerinde anlaşma sağlandığına yönelik haberleri de yalanladı. Fevzi'nin şu sözleri anlamlı: "Ayrıntılara iniyoruz, ama henüz bir sonuca ulaşmış sayılmayız."
Ahmed Fevzi, tartışmaların ve müzakerelerin devam ettiğini, Afgan grupların aralarında yaptıkları görüşmeler dışında, Birleşmiş Milletler Afganistan Özel Temsilcisi Brahimi ile de masaya oturduklarını vurguluyor. Toplantının ne kadar süreceği konusunda yorum yapmıyor Fevzi, daha önce 'üç - beş gün' ifadesini kullandığını ve bunun hala geçerli olduğunu söylüyor.
Toplantıda, üzerinde tartışılan konular arasında, Afganistan'da kurulacak geçici hükümetle birlikte, kadınların savaş sonrası Afganistan'da oynayacakları rol de bulunuyor.
Avrupa'da faaliyet gösteren kadın örgütlerinden üç kişilik bir temsilciler grubu, konferansa katılan delegelerle görüşüp, Afganistan'da kurulacak demokratik bir rejimde, kadınlara daha çok önem vermesi gerektiği konusunda delegeleri ikna etmeye çalıştı. Kadın örgütleri temsilcileri, vermeye çalıştıkları mesajların olumlu karşılandığını düşündüklerini açıkladılar.
Sonuç şimdilik tatmin edici değil
Afganistan Konferansı'nın ilk gününde, ifade edilen beklentilerle kıyaslanacak olursa, görüşmelerden şimdiye kadar çıkan sonuçlar, henüz tatmin edici değil. Ancak kesin olan şu ki, delegeler gerçekten de ciddi ve açık bir biçimde birbirleriyle konuşup görüşüyor ve birtakım sonuçlara ulaşmaya çalışıyor.
BM sözcüsü Ahmed Fevzi'nin açıklamasına göre, dört grup da fikirlerini net olarak ortaya koydu. Aralarında bazı sorunların çıktığı doğru, ancak bunlar, görüşmeleri ve hedeflenen sonuçları tam olarak engelleyecek nitelikte değil. Şimdi mesele, bu dört fikri, bir anafikir haline getirebilmek.
Bonn'dan çelişkili haberlerin gelmesinin nedeni ise, BM'in kısıtlayıcı haber politikası. Gazeteciler hala Petersberg'e alınmıyor. Bunun yerine, delegeler, temsilciler ve sözcüler basın merkezine uğrayıp kendi fikirlerini ilan ediyor ve toplantıda karara varılmış gibi konuşuyor.
Oysa ki dört grup da kendi tavırlarını henüz tam anlamıyla netleştirmiş değil. Kuzey İttifakı İçişleri Bakanı Kanuni, ülkeye uluslararası bir askeri gücün yerleştirilmesine karşı çıktıklarını açıkladıktan kısa bir süre sonra, İttifak'ın Dışişleri Bakanı Abdullah Abdullah kameraların karşısına geçip, tam tersini söyledi ve uluslararası bir güce razı olabileceklerini açıkladı.
Bunun üzerine biraz 'bozulmuş' tavırla Kanuni, yine bir açıklama yaptı ve söylediklerinin yanlış anlaşıldığını, aslında bütün görüşmelerin bir paket olarak algılandığını, barışın sağlanması halinde zaten uluslararası bir güce ihtiyaç kalmayacağını söyledi.
Fakat Kanuni, ilk açıklamasında kesin konuşmuştu. Bu, yeni adıyla 'Birlik Cephesi' eski adıyla 'Kuzey İttifakı' bünyesinde esneklik gösterilemediği için görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasının kesinlikle önlenmek istendiğinin bir göstergesi.
ANALİZ: Recep BAHAR
Afganistan Konferansı'na 4 heyet katılıyor. Heyetler, Afganistan'daki geçici bir yönetim şekli konusunda büyük ölçüde anlaşmaya vardılar varmasına, ancak güç dengelerinin dağılımı konusunda uzlaşamıyorlar. Bu meyanda zorlu görüşmeler yapılması bekleniyor.
Öte yandan Kuzey İttifakı heyeti üyesi ve Nangahar ili valisi Hacı Abdülkadir'in önceki gün toplantıyı terk etmesi de önemli. Bu terkediş, acaba Afgan muhalefeti içinde çatlağa mı işaret ediyor? Şimdilik belirsiz bir durum bu.
Birleşmiş Milletler sözcüsü Ahmed Fevzi, oldukça iyimser ifadeler kullandı ama Afganistan'da kurulacak geçici bir hükümet için isimler üzerinde anlaşma sağlandığına yönelik haberleri de yalanladı. Fevzi'nin şu sözleri anlamlı: "Ayrıntılara iniyoruz, ama henüz bir sonuca ulaşmış sayılmayız."
Ahmed Fevzi, tartışmaların ve müzakerelerin devam ettiğini, Afgan grupların aralarında yaptıkları görüşmeler dışında, Birleşmiş Milletler Afganistan Özel Temsilcisi Brahimi ile de masaya oturduklarını vurguluyor. Toplantının ne kadar süreceği konusunda yorum yapmıyor Fevzi, daha önce 'üç - beş gün' ifadesini kullandığını ve bunun hala geçerli olduğunu söylüyor.
Toplantıda, üzerinde tartışılan konular arasında, Afganistan'da kurulacak geçici hükümetle birlikte, kadınların savaş sonrası Afganistan'da oynayacakları rol de bulunuyor.
Avrupa'da faaliyet gösteren kadın örgütlerinden üç kişilik bir temsilciler grubu, konferansa katılan delegelerle görüşüp, Afganistan'da kurulacak demokratik bir rejimde, kadınlara daha çok önem vermesi gerektiği konusunda delegeleri ikna etmeye çalıştı. Kadın örgütleri temsilcileri, vermeye çalıştıkları mesajların olumlu karşılandığını düşündüklerini açıkladılar.
Sonuç şimdilik tatmin edici değil
Afganistan Konferansı'nın ilk gününde, ifade edilen beklentilerle kıyaslanacak olursa, görüşmelerden şimdiye kadar çıkan sonuçlar, henüz tatmin edici değil. Ancak kesin olan şu ki, delegeler gerçekten de ciddi ve açık bir biçimde birbirleriyle konuşup görüşüyor ve birtakım sonuçlara ulaşmaya çalışıyor.
BM sözcüsü Ahmed Fevzi'nin açıklamasına göre, dört grup da fikirlerini net olarak ortaya koydu. Aralarında bazı sorunların çıktığı doğru, ancak bunlar, görüşmeleri ve hedeflenen sonuçları tam olarak engelleyecek nitelikte değil. Şimdi mesele, bu dört fikri, bir anafikir haline getirebilmek.
Bonn'dan çelişkili haberlerin gelmesinin nedeni ise, BM'in kısıtlayıcı haber politikası. Gazeteciler hala Petersberg'e alınmıyor. Bunun yerine, delegeler, temsilciler ve sözcüler basın merkezine uğrayıp kendi fikirlerini ilan ediyor ve toplantıda karara varılmış gibi konuşuyor.
Oysa ki dört grup da kendi tavırlarını henüz tam anlamıyla netleştirmiş değil. Kuzey İttifakı İçişleri Bakanı Kanuni, ülkeye uluslararası bir askeri gücün yerleştirilmesine karşı çıktıklarını açıkladıktan kısa bir süre sonra, İttifak'ın Dışişleri Bakanı Abdullah Abdullah kameraların karşısına geçip, tam tersini söyledi ve uluslararası bir güce razı olabileceklerini açıkladı.
Bunun üzerine biraz 'bozulmuş' tavırla Kanuni, yine bir açıklama yaptı ve söylediklerinin yanlış anlaşıldığını, aslında bütün görüşmelerin bir paket olarak algılandığını, barışın sağlanması halinde zaten uluslararası bir güce ihtiyaç kalmayacağını söyledi.
Fakat Kanuni, ilk açıklamasında kesin konuşmuştu. Bu, yeni adıyla 'Birlik Cephesi' eski adıyla 'Kuzey İttifakı' bünyesinde esneklik gösterilemediği için görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasının kesinlikle önlenmek istendiğinin bir göstergesi.
ANALİZ: Recep BAHAR
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.