Soframıza bağlanan bin bir çeşit hortum

Son yıllarda ülkemizde de sıkça şahit olduğumuz, gökten yere direklenen ve önüne gelen her cismi adeta yutan, sonra da uzay boşluğuna kusan hortumlar oluşur zaman zaman.

Son günlerde, son haftalarda aynen tarif ettiğimiz o hortumların benzerleri sofralarımıza sıkça uğramaya başladı.

Bu hortum yaman hortum, dört tarafı duman hortum, soframızda, cebimizde, kilerimizde her neye rastlarsa yutup götürüyor.

Söz konusu hortumların bir ucu soframızda, cebimizde, cüzdanımızda, bundan hiç kuşkumuz yok ama diğer uçları nereye uzanıyor, kimlerin kasasına ve kesesine taşıyorlar bizlerden hortumladıklarını?

Bütün bu hortumların, hortumlamaların ve hortumculuğun bizzat faili olan mevcut iktidara hala toz kondurmayan insanlar var.

Aynı gemideysek, aynı ülkede ve aynı şartlarda yaşamaya çalışıyorsak, akaryakıta gün aşırı zam gelmesinden, dövizin her gün rekor üstüne rekor kırmasından, akaryakıtın ve dövizin astronomik rakamlara yükselmesi sebebi ile hayatın tüm alanlarının saat saat zamlanmasından etkilenmeyen ve şikayetçi olmayan bir kişi, bir aile reisi, bir amir, bir memur, bir işçi ve bir iş veren olabilir mi?

Aynı ülkede ve aynı şartlarda yaşıyoruz ama, baştan beri sözünü ettiğimiz hortumların uğramadıkları evler, kasalar, keseler ve cüzdanlar mı var?

Yazının başından beri sözünü ettiğimiz hortumların öteki uçlarında yer aldıkları için mi bu kadar yanlışı, bunca yolsuzluğu, bunca soygunu ve vurgunu hala savunuyorlar?

Normal şartlarda, semt pazarlarından gece karanlığında sebze-meyve ayıklayanların günden güne artmasına karşılık diğer yandan da üç maaşlı, beş maaşlı, hatta ondan fazla maaşlı torpilli bürokratların sayılarının artması herkesi, her kesimi, her vicdanı ve her insaf sahibini rahatsız etmeli, uykularını kaçırmalı değil midir?

Faturalarını ödeyemeyen sayısız ailenin beş kuruşu affedilmezken, trilyonluk şirketlerin yıl içinde yüzlerce defa vergi affına ve ceza indirimine layık görülmeleri, bu ülkede yaşayan hemen her vicdan sahibine; "bu kadar da olmaz ki!" dedirtmeli değil midir?

Yetimin-yoksulun, fakirin-fukaranın, işsizin aşsızın sofrasına, cebine ve cüzdanına bağlanan hortumların alıp götürdüklerini, silip-süpürdüklerini merak etmek, sormak, sorgulamak normal insani bir davranış değil midir?