Genelkurmay Başkanlığı, 9 Şubat'ta Suriye'den Türkiye geçmeye çalışırken yakalanan 34 kişinin yanında 4 canlı bomba yeleği ve bomba ele geçirildiğini açıkladı.
Alınan bir ihbar üzerine bu aramanın geçekleştiği bilgisi de paylaşıldı.
Eğer Mehmetçik üstüne düşeni yapmasaydı kim bilir bu yelekleri giyen canlı bombalar Türkiye'de nerelerde patlatılacak, kaç ocağa ateş düşürecekti.
Acaba ihbar alınmadığı için Türkiye'ye giren bombalar kaç tane? Çünkü kimin terörist kimin sığınmacı olduğunu anlamak imkânsız.
Hal böyleyken Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye'ye Suriye sınırına yığılan sayıları 85 bine ulaşan sığınmacılara kapılarını açma çağrısı yapıyor.
Musul'un isyancılardan kurtarılıp yeniden Suriye devletinin kontrolüne geçmesi durumunda Türkiye'ye doğru sayıları 1 milyonu bulabilecek yeni bir sığınmacı akınından bahsediliyor.
Bu sayının abartıldığını varsaysak bile 3 milyona yakın sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye, artık bir tane daha fazla sığınmacıyı ülkeye sokmaması lazım.
Bu insanlık dramı AB ve BM'yi bu kadar üzüyorsa neden kendileri almıyorlar?
Çünkü bunların arasında teröristler olabilir. Kendi ülkelerinde problem olacak insanları almamız için bize baskı uygulayan Batı ülkeleri, anlaşılan Türkiye'yi gözden çıkarmış durumda.
Sınırda bekleyen sığınmacıların Türkiye'ye girişine izin verildiği takdirde bunların arasına sızmış yüzlerce canlı bomba da Türkiye'ye girmiş olacak.
Rusya'nın desteğiyle istikrarını sağlama yolunda Suriye hızlı adımlar atarken belki Türkiye hemen her gün bir yerde bombaların patladığı bir coğrafya haline böylece getirilmiş olacak.
Sığınmacı sayısının 3 milyona dayanmasına izin vermek büyük bir yanlıştı, doğru ama bundan sonra geleceklerin büyük çoğunluğu terörist olacaktır. Bunları ülkeye kabul etmek bugüne kadar yapılanları bile gölgede bırakacak kadar büyük yanlıştır.
IŞİD, El Nusra, Ahrar-ı Şam ya da ÖSO hiçbir farkı yok. Hepsi eli silahlı hukuk tanımayan, kafa kesmek konusunda uzmanlaşmış teröristler.
AB ve BM tarafından Türkiye'nin kabul etmesi istenen sınırda bekleyen sığınmacıların bir kısmının, yaklaşık 5 yıldır Suriye'de çatışan eli silahlı teröristler olduğunu akıldan çıkarmadan Türkiye, açık kapı politikasından vazgeçtiğini ilan etmeli. Yoksa başımıza daha büyük belalar açılacağı kesin.
* * *
AKP'nin övündüğü şeye bak!
Şu sıralar hükümet, 2014 yılında 13 milyar adet az sigara içtik diye övünüyor.
Ya kat kat artanlara ne demeli?
Son 14 yılda artanlara bakalım.
Zina bu dönemde suç olmaktan çıkarıldığı için fuhuş yüzde 220, bu bataklığa saplananların sayısı 3 kat arttı.
Hırsızlık ve gasp yüzde 600,
Tecavüz suçları yüzde 400,
İçki kullanımı yüzde 150,
Uyuşturucu kullanımı yüzde 700,
Uyuşturucudan ölüm oranı yüzde 220,
Cinsel saldırı ve tecavüz suçları yüzde 400,
Kadın cinayetleri yüzde bin 400 arttı.
Faiz kullanımında patlama yaşandı.
Türkiye'deki domuz çiftliklerinin sayısı rekor düzeyde arttı. Kasaplar ve marketlerde domuz ürünleri satılmaya başlandı.
Kumar oynayanların sayısı 3 kat arttı.
Her dört kişiden biri depresyona girdi.
25 bin kişi intihar etti.
Boşanmalar arttı. Her beş çiftten biri boşandı.
Bunlara ne demeli?
AKP'liler istikrar diyor?
Alınan bir ihbar üzerine bu aramanın geçekleştiği bilgisi de paylaşıldı.
Eğer Mehmetçik üstüne düşeni yapmasaydı kim bilir bu yelekleri giyen canlı bombalar Türkiye'de nerelerde patlatılacak, kaç ocağa ateş düşürecekti.
Acaba ihbar alınmadığı için Türkiye'ye giren bombalar kaç tane? Çünkü kimin terörist kimin sığınmacı olduğunu anlamak imkânsız.
Hal böyleyken Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye'ye Suriye sınırına yığılan sayıları 85 bine ulaşan sığınmacılara kapılarını açma çağrısı yapıyor.
Musul'un isyancılardan kurtarılıp yeniden Suriye devletinin kontrolüne geçmesi durumunda Türkiye'ye doğru sayıları 1 milyonu bulabilecek yeni bir sığınmacı akınından bahsediliyor.
Bu sayının abartıldığını varsaysak bile 3 milyona yakın sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye, artık bir tane daha fazla sığınmacıyı ülkeye sokmaması lazım.
Bu insanlık dramı AB ve BM'yi bu kadar üzüyorsa neden kendileri almıyorlar?
Çünkü bunların arasında teröristler olabilir. Kendi ülkelerinde problem olacak insanları almamız için bize baskı uygulayan Batı ülkeleri, anlaşılan Türkiye'yi gözden çıkarmış durumda.
Sınırda bekleyen sığınmacıların Türkiye'ye girişine izin verildiği takdirde bunların arasına sızmış yüzlerce canlı bomba da Türkiye'ye girmiş olacak.
Rusya'nın desteğiyle istikrarını sağlama yolunda Suriye hızlı adımlar atarken belki Türkiye hemen her gün bir yerde bombaların patladığı bir coğrafya haline böylece getirilmiş olacak.
Sığınmacı sayısının 3 milyona dayanmasına izin vermek büyük bir yanlıştı, doğru ama bundan sonra geleceklerin büyük çoğunluğu terörist olacaktır. Bunları ülkeye kabul etmek bugüne kadar yapılanları bile gölgede bırakacak kadar büyük yanlıştır.
IŞİD, El Nusra, Ahrar-ı Şam ya da ÖSO hiçbir farkı yok. Hepsi eli silahlı hukuk tanımayan, kafa kesmek konusunda uzmanlaşmış teröristler.
AB ve BM tarafından Türkiye'nin kabul etmesi istenen sınırda bekleyen sığınmacıların bir kısmının, yaklaşık 5 yıldır Suriye'de çatışan eli silahlı teröristler olduğunu akıldan çıkarmadan Türkiye, açık kapı politikasından vazgeçtiğini ilan etmeli. Yoksa başımıza daha büyük belalar açılacağı kesin.
* * *
AKP'nin övündüğü şeye bak!
Şu sıralar hükümet, 2014 yılında 13 milyar adet az sigara içtik diye övünüyor.
Ya kat kat artanlara ne demeli?
Son 14 yılda artanlara bakalım.
Zina bu dönemde suç olmaktan çıkarıldığı için fuhuş yüzde 220, bu bataklığa saplananların sayısı 3 kat arttı.
Hırsızlık ve gasp yüzde 600,
Tecavüz suçları yüzde 400,
İçki kullanımı yüzde 150,
Uyuşturucu kullanımı yüzde 700,
Uyuşturucudan ölüm oranı yüzde 220,
Cinsel saldırı ve tecavüz suçları yüzde 400,
Kadın cinayetleri yüzde bin 400 arttı.
Faiz kullanımında patlama yaşandı.
Türkiye'deki domuz çiftliklerinin sayısı rekor düzeyde arttı. Kasaplar ve marketlerde domuz ürünleri satılmaya başlandı.
Kumar oynayanların sayısı 3 kat arttı.
Her dört kişiden biri depresyona girdi.
25 bin kişi intihar etti.
Boşanmalar arttı. Her beş çiftten biri boşandı.
Bunlara ne demeli?
AKP'liler istikrar diyor?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024