Allah Resulünü sevmek imanın şartıdır. Evet, sevmek dedim. Çünkü hiçbir insan sevmediğinin arkasından gitmez. Hiçbir insan sevmediği bir insanı ölçü almaz, dediklerini kabul etmez ve varlığını, onun varlığına tercih etmez. Sevginin birinci şartı ise sevgiliyi tanımaktır.
"Bir kişiye uymanın kaynağı, o kişiye duyulan sevgi ve sempatidir. Sevilen kişiye uymak insana eziyet vermek şöyle dursun, bilakis zevk kaynağı olur. Bunun için Resulullah (sav), peygamber sevgisini imanın ölçüsü yapmıştır… (Prof. Dr. Haydar Baş Rahmet-el lil Alemin c-1- sh:265)
Günümüzde kâfirler (Yahudiler, Hristiyanlar, İslam dışı bütün inançlar vs.) gibi Müslümanım diyenler arasında da, Allah Resulünü imanın şartından çıkaran ve (haşa) Hz. Muhammed'i sıradan bir insan olarak hatta bir pastacı gibi gösteren anlayışlar türedi.
Tabi İslam'ın ilk yıllarından beri kâfirler, kâfirliğini yapıyor ve yapmaya devam edecektirler. Burada sormamız gereken soru; Küfre karşı, Allah'a, Allah'ın dinine, Allah'ın Resulüne karşı yapılan bu saldırılara biz tepki veriyor muyuz? Vermeli miyiz? Ve nasıl tepki vermeliyiz gibi sorular olacaktır…
Yüzyıllardır kutsal değerlerimize yapılan maddi ve manevi saldırılar ortada. Ve en son haçlı Amerika'da ve Fransa'da yapılan saldırılar malumunuz. Biz ne yaptık? Bireysel olarak belki lanetledik, sokakta bir iki bağırdık, çağırdık vs. ama vekâlet verdiğimiz, bizim adımıza hem siyasi, hem sosyal, hem ekonomik hem de dini alanda bütün sorunlarımızı, ihtiyaçlarımızı çöz, dediğimiz zihniyetler ne yaptı? Dedim ya! Vekâlet verdik. Eğer beklediğimizi yapmaz veya aykırı yaparsa bunda senin de, benim de sorumluluğumuz vardır. Ya onları kınadık, Müslümanları sükûnete çağırdık. Çünkü insanlık bunu gerektiriyor… diyenler olabilir. Bırak haçlının çizdiği sözde insanlık profilini, imanın ne diyor, ona bak…
Hz. Peygamber (sav) buyuruyor ki; "Ümmetimin sonlarına doğru mescitlerini süsleyip, kalplerini harabeye çeviren kavimler zuhur edecek. Elbisesine verdiği önemi, dinine vermeyecek. Dünyalık yerinde olduktan sonra artık dinlerine ne olursa olsun aldırmayacaklar." (Ramuz'ül Ehadis Hadis no;3768)
"Adamın biri, Resulullah'a sövüyordu. Resulullah (sav); "Düşmanımın şerrinden beni kim kurtarır?" diye buyurdu.
Halit b. Velid (r.a); "Ben" dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav), Hz. Halid'i (r.a) onu öldürmek için gönderdi. Halit'te gidip onu öldürdü…" (Şifa-i Şerif sh:648)
"Kim, kendisine doğru yol besbelli olduktan sonra Peygamber'e karşı çıkar, müminlerin yolundan başkasına uyup giderse, onu döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir gidiş yeridir." (Nisa Suresi 115)
Bugün hepimiz bir iddia içindeyiz. Hepimiz "inandım" diyoruz. Allah'ı, peygamberini, getirdiği dini kabul ettiğimizi, benimsediğimizi, sevdiğimizi iddia ediyoruz. Diğer taraftan da Yahudi ve Hıristiyanları dost edinenleri destekliyor, peşlerinden gidiyoruz. Sözde dinleri birleştirmeye çalışanlara "hizmet ehli" diyor, destekleyip, dinimizden oluyoruz.
"…İnandım dediği halde inançlarından haberdar olmayan, Rab'ını sevdiğini iddia ettiği halde O'na yönelmeyen, dini dava ettiğini iddia ettiği halde canıyla, malıyla, hizmet ve gayretiyle ona sahip çıkmayan, ihmal, tembellik ve güvensizlik belasından kurtulamayan bir nesil gündeme getirilmek istenmektedir… Her Müslüman; Allah'ın (c.c) kitabını, Allah'ın (c.c) dinini anlama, kavrama ve yaşama noktasında Resulullah'ın siretine, rehberlik ve önderliğine muhtaçtır…
Ne kadar aranırsa aransın Hz. Muhammed'den (sav) daha ideal, daha güzel bir örnek vermek mümkün değildir. İnsan, Onu (sav) tanıdığı, Ona yaklaştığı, Onun varislerine dost olduğu, Onun davasına sahip çıkanlarla beraber olduğu nispette kemale doğru adım adım ilerler. İşte Asr-ı Saadet bu dostluk ve kardeşliğin yaşanmasında mümine işaret taşı olmakta, ipuçları vermektedir…" (Prof. Dr. Haydar Baş Rahmet-el lil Alemin c-1- sh:4-5)
Allah sevgisini, Peygamber sevgisini, dini bilgileri vb. gibi konuları öğrenmek için ilk akla gelen ilim tahsil etmektir. Ama bu temel ihtiyacın önüne de, hemen benim yaşım ilerledi, gözlerim görmüyor, işim çok, vakit bulamıyorum vs. gibi mazeretler çıkar. Onun da kolayı var. Sen Allah'ı, Peygamber'i sevmek, tanımak mı istiyorsun? O zaman sevgilinin, sevdiğini bul. O seni Allah'a da, Peygamber'e de götürür.
"Bir kişiye uymanın kaynağı, o kişiye duyulan sevgi ve sempatidir. Sevilen kişiye uymak insana eziyet vermek şöyle dursun, bilakis zevk kaynağı olur. Bunun için Resulullah (sav), peygamber sevgisini imanın ölçüsü yapmıştır… (Prof. Dr. Haydar Baş Rahmet-el lil Alemin c-1- sh:265)
Günümüzde kâfirler (Yahudiler, Hristiyanlar, İslam dışı bütün inançlar vs.) gibi Müslümanım diyenler arasında da, Allah Resulünü imanın şartından çıkaran ve (haşa) Hz. Muhammed'i sıradan bir insan olarak hatta bir pastacı gibi gösteren anlayışlar türedi.
Tabi İslam'ın ilk yıllarından beri kâfirler, kâfirliğini yapıyor ve yapmaya devam edecektirler. Burada sormamız gereken soru; Küfre karşı, Allah'a, Allah'ın dinine, Allah'ın Resulüne karşı yapılan bu saldırılara biz tepki veriyor muyuz? Vermeli miyiz? Ve nasıl tepki vermeliyiz gibi sorular olacaktır…
Yüzyıllardır kutsal değerlerimize yapılan maddi ve manevi saldırılar ortada. Ve en son haçlı Amerika'da ve Fransa'da yapılan saldırılar malumunuz. Biz ne yaptık? Bireysel olarak belki lanetledik, sokakta bir iki bağırdık, çağırdık vs. ama vekâlet verdiğimiz, bizim adımıza hem siyasi, hem sosyal, hem ekonomik hem de dini alanda bütün sorunlarımızı, ihtiyaçlarımızı çöz, dediğimiz zihniyetler ne yaptı? Dedim ya! Vekâlet verdik. Eğer beklediğimizi yapmaz veya aykırı yaparsa bunda senin de, benim de sorumluluğumuz vardır. Ya onları kınadık, Müslümanları sükûnete çağırdık. Çünkü insanlık bunu gerektiriyor… diyenler olabilir. Bırak haçlının çizdiği sözde insanlık profilini, imanın ne diyor, ona bak…
Hz. Peygamber (sav) buyuruyor ki; "Ümmetimin sonlarına doğru mescitlerini süsleyip, kalplerini harabeye çeviren kavimler zuhur edecek. Elbisesine verdiği önemi, dinine vermeyecek. Dünyalık yerinde olduktan sonra artık dinlerine ne olursa olsun aldırmayacaklar." (Ramuz'ül Ehadis Hadis no;3768)
"Adamın biri, Resulullah'a sövüyordu. Resulullah (sav); "Düşmanımın şerrinden beni kim kurtarır?" diye buyurdu.
Halit b. Velid (r.a); "Ben" dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav), Hz. Halid'i (r.a) onu öldürmek için gönderdi. Halit'te gidip onu öldürdü…" (Şifa-i Şerif sh:648)
"Kim, kendisine doğru yol besbelli olduktan sonra Peygamber'e karşı çıkar, müminlerin yolundan başkasına uyup giderse, onu döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir gidiş yeridir." (Nisa Suresi 115)
Bugün hepimiz bir iddia içindeyiz. Hepimiz "inandım" diyoruz. Allah'ı, peygamberini, getirdiği dini kabul ettiğimizi, benimsediğimizi, sevdiğimizi iddia ediyoruz. Diğer taraftan da Yahudi ve Hıristiyanları dost edinenleri destekliyor, peşlerinden gidiyoruz. Sözde dinleri birleştirmeye çalışanlara "hizmet ehli" diyor, destekleyip, dinimizden oluyoruz.
"…İnandım dediği halde inançlarından haberdar olmayan, Rab'ını sevdiğini iddia ettiği halde O'na yönelmeyen, dini dava ettiğini iddia ettiği halde canıyla, malıyla, hizmet ve gayretiyle ona sahip çıkmayan, ihmal, tembellik ve güvensizlik belasından kurtulamayan bir nesil gündeme getirilmek istenmektedir… Her Müslüman; Allah'ın (c.c) kitabını, Allah'ın (c.c) dinini anlama, kavrama ve yaşama noktasında Resulullah'ın siretine, rehberlik ve önderliğine muhtaçtır…
Ne kadar aranırsa aransın Hz. Muhammed'den (sav) daha ideal, daha güzel bir örnek vermek mümkün değildir. İnsan, Onu (sav) tanıdığı, Ona yaklaştığı, Onun varislerine dost olduğu, Onun davasına sahip çıkanlarla beraber olduğu nispette kemale doğru adım adım ilerler. İşte Asr-ı Saadet bu dostluk ve kardeşliğin yaşanmasında mümine işaret taşı olmakta, ipuçları vermektedir…" (Prof. Dr. Haydar Baş Rahmet-el lil Alemin c-1- sh:4-5)
Allah sevgisini, Peygamber sevgisini, dini bilgileri vb. gibi konuları öğrenmek için ilk akla gelen ilim tahsil etmektir. Ama bu temel ihtiyacın önüne de, hemen benim yaşım ilerledi, gözlerim görmüyor, işim çok, vakit bulamıyorum vs. gibi mazeretler çıkar. Onun da kolayı var. Sen Allah'ı, Peygamber'i sevmek, tanımak mı istiyorsun? O zaman sevgilinin, sevdiğini bul. O seni Allah'a da, Peygamber'e de götürür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Devlet Bahçeli’ye göre 'kimden cumhurbaşkanı olamaz' / 03.02.2025
- ‘Yeni Türkiye’ ezberi iflah olmaz bir hastalıktır / 02.02.2025
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025
- Faciaların hukuken, vicdanen ve dinen sorumlusu kim? / 29.01.2025
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025
- ‘Kürt sorunu’ tabiri kime aittir? / 24.01.2025
- ‘Yeni Türkiye’ ezberi iflah olmaz bir hastalıktır / 02.02.2025
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025
- Faciaların hukuken, vicdanen ve dinen sorumlusu kim? / 29.01.2025
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025
- ‘Kürt sorunu’ tabiri kime aittir? / 24.01.2025