Toplum psikolojisi, çocukluktan beri hep dikkatimi çekmiştir. Ne yapıyor bu insanlar; gayeleri, amaçları, hedefleri nelerdir diye hep düşünmüşümdür.Nefes sayısı belirli olan bu insanlık nasıl oluyor da sayılı her şeyin biteceği gibi, bu nefesin de biteceğini bile bile bu denli ihtiras kurbanı oluyor ve her şeyin sayısız olduğu tarifini bile tahayyül edemediğimiz bir cenneti elinin tersiyle itiyor."Toplum" diye nitelendirdiğimiz bu olguyu oluşturan insanlar, öyle bir hale gelmiş ki, nasıl bir esaret içinde yaşadıklarını bir anlasalar bazı hatalı seçimlerinden utanırlardı herhalde. Çünkü Allah (c.c.) bize ölçü olarak gönderdiği Kur'an'ında 700 yerde akıldan bahsediyor. Buna mukabil, insanlar akletmek yerine TV kanallarının ele geçirdiği ve yönettiği birer yaratık haline geldiler. İyiyi-kötüyü, namusluyu-namussuzu, dürüstü-hırsızı, Müslüman'ı-kâfiri, haklıyı-haksızı ve buna benzer bir sürü tanımı araştırmak, akletmek, sorgulamak, karar vermek yerine birilerinin onların yerine karar vermesine onay veriyorlar.Çok bilgili, ilim sahibi biri olmamakla beraber kendimi bu sınıftaki insanlardan ayırıyor, TV kanallarının, yazılı ve görsel basının söylediklerine inanmayı değil, Rabbimin nasip ettiği ve kullanmakla mükellef kıldığı aklımı devreye koymayı tercih ediyorum. Ölçüm bu olunca; gerçek diye bildiğimiz hemen hemen her şeyimiz birileri tarafından belirlenmiş, buna hizmet ettirilmiş, özünde samimiyetsiz, riya dolu davaların değil, deliğinin büyüklüğü belirlenememiş keselerin hizmetkârı ettirilmiş insanlardan farklı olduğumu düşünüyorum."Siyaset bir oyundur; beyaz eldivenlerle oynanmaz. Din ve siyaset beraber bir cümlede bile kullanılmaz. Siz dinin içeriğini anlayacak kadar bilgili değilsiniz, karıştırmayın; size ne söyleniyorsa onu yapın. Tek yol devrim! Ezilmiş halkın kahramanları... Yaaa bize tarih boyunca hep oyun oynamışlar, şimdi doğruyu bulduk. Desteklemezsek imanımız gidecek, destekleyin cennete girin v.s."İşte bu sloganlarla Türkiye'yi tarih boyunca hep oyuna getirmişler. Sloganlarla ülkeyi yönetmiş, özünde insanların saf duygularıyla İngiltere başta olmak üzere siyonistlere hizmet ettirmişlerdir.Bugün tarih maalesef defalarca olduğu gibi yine tekerrür ediyor. Yıllarca Dinlerarası Diyaloğa karşıymış imajıyla beslenenler, cemaat deşifre olunca misyonu kaldığı yerden devam ettiriyorlar. Tabii bu misyonu üstlenenler buna ne zamandan beri talip oldular bilmiyorum. Dava ehli, toplumun irşadı için savaşan insanlar diye yola çıkanlar bir noktadan sonra zaaf gösteriyor ve istenilen yerlere hizmet ettiriliyor. Toplum psikolojisine önceden yaptıklarıyla dürüst olarak kazınan bir adamın, o noktadan sonra yaptıklarını kimse görmüyor, gösterene de inanmıyor.Peki yok mudur bu ülkede gerçekten menfaat beklemeden bir şeyler yapacak, toplumu düzeltecek, hizmet edecek ve bu İslam coğrafyasının hâmisi olan şanlı Türk milletini dünyada hakim kılacak bir adam?Muhakkak var ve elhamdülillah, ben O'nu tanıyorum. Fakat yüzyıllardır bu milletin bilinçaltıyla oynayanlar, yemesine-içmesine karar verenler, böyle bir adamın varlığının üzerine öyle topraklar atarlar ki insana kendi mahallesindekiler bile inanmazlar.Bu oyunun karşısında duran, bu oyunu deşifre eden ve gerçekten tek derdi milleti olan bu, adam gibi adamın yanında yer alan gerçek samimi Müslümanlar da var. Bu kadar karalamaya, gizlemeye rağmen o gönlü görenler de var. Prof. Dr. Haydar Baş'tan bahsediyoruz.Bütün bu karartmalara rağmen diyorum ki; "sesinizi duyanlar var Hocam!" Yolunuz, yolumuzdur. Davanız, davamızdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Emre Şimşek / diğer yazıları
- Dertlere deva bulundu / 24.01.2015
- Gömlek değiştiren kapitalizm / 19.01.2015
- Çileye talip olmak / 03.01.2015
- 0,25 kuruşa Türkiye'nin gerçek fotoğrafı / 24.12.2014
- Sesinizi duyan var Hocam! / 05.12.2014
- Gömlek değiştiren kapitalizm / 19.01.2015
- Çileye talip olmak / 03.01.2015
- 0,25 kuruşa Türkiye'nin gerçek fotoğrafı / 24.12.2014
- Sesinizi duyan var Hocam! / 05.12.2014