0,25 kuruşa Türkiye'nin gerçek fotoğrafı

Günümüz Türkiye'sinde herkesin sıkça kullandığı oyun kelimesi, öyle bir algı oldu ki her mantığın tükendiği, aklın almadığı yerde devreye giriyor ve beyindeki bütün eksikliklerin, anlamsızlıkların, bilinmeyen gerçeklerin yerini otomatik bir mekanizma gibi dolduruyor.İktidar partisinin aldığı % 53 oy oranından yola çıkalım. Bu oyu veren insanların hangi fikre göre oy kullandığını analiz edince; bu büyük topluluğun kapitalizmle, küresel piyasaların baronlarıyla, dış dengelerle, Ortadoğu'yla, İslam coğrafyasıyla, ekonomiyle, İslam'la, serbest piyasayla ilgili olarak yeterli şekilde fikir sahibi olmadıkları sonucuna ulaşıyoruz. Peki, bu kadar bilgisiz ve ilmi yönden yetersiz bir toplum bu partiyi neden tercih ediyor? Asıl soru bu bence. Bu noktadan bakacak olursak, iktidar sahipleri kendilerini dinin müdafaacısı, kurtarıcısı olarak topluma kabul ettirdiler. Bu süreç çok ince ayrıntılarla dolu bir süreç, ki 2002 Türkiye'si görsel ve yazılı medyasıyla, tabiri caizse İslam karşıtı, Müslümanlara irticacı yaftasını hiç acımadan yapıştıran bir camiaydı.Ülke 1999 yılında ekonomik kriz yaşamış, Türkiye'de hiç akıllı adam kalmamış gibi yurt dışından bakan ithal edilmiş ve çivisi çıkmış bir ekonominin can damarları kesilmiştir. Böyle bir süreçte insanların umutları tükenmişken, ülke kendi insanının gözünde yerle bir olmuşken, seçilmiş bir isim koyuldu, bu, özünde samimi olan milletin önüne. İstanbul Belediye Başkanlığı ve Milli Görüş'le tanınmış biri, Rahmetli Necmettin Erbakan'ın talebesi imajının yanında bir de 15 aylık hapishane tiyatrosundan sonra iyice şahlandırılan Recep Tayyip Erdoğan...Buraya kadar tamam; ama işin enteresan tarafı az önce bahsettiğim 2002 Türkiye'sinde İslam düşmanlığı yapan yazılı ve görsel medyanın mantık itibariyle bu şahsı yerden yere vurması, irticacı olarak yaftalaması, itibarsızlaştırması gerekirken, tam aksine gece gündüz, partinin açılış videolarını mübalağalı bir şekilde her koldan milletin gözünün içine sokuyor olmasıdır. Kendi insanının gözünde, batmış-bitmiş bir ülkenin kurtarıcısı olarak gösteriliyor ve insanların gönlüne bu sevgiyi koyabilmek için adeta yarışıyorlar.Demek ki Türkiye üzerinde oynanan ciddi bir oyun var. Oyun kelimesini, anlayamadığım bir olgunun yerine değil son derece büyük bir farkındalıkla, hedefte Türkiye'nin olduğunu belirtmek maksadıyla kullanıyorum. Burayı çıkış noktası olarak alacak olursak, insanların bugün gerçeği görememelerinin nedenini anlamak çok da zor olmuyor. Akşam haberlerini seyrederken sabah işyerine gelip her görüşten günlük gazeteleri ve köşe yazılarını okurken, şahlanmış dünya devi olmaya aday bir ülke fotoğrafı çıkıyor ortaya. Zaten araştırma, soruşturma, kaynak karıştırıp kıyas yapma özürlüsü ve ekonomik sıkıntılardan evinin yolunu zor bulan bir toplum var karşımızda. Eee böyle bir halkı bu kadar şahane dizayn edilmiş gerçek oyunun figüranı yapmanın çok da zor olmadığını anlıyorum bu verilere bakınca.Gerçek manada objektif bir gözle ve dünya gerçeklerini ar-gelere dayanarak, sorgulayarak, okuyarak bakınca muadillerine göre son derece cüz'i bir rakam olan 0,25 kuruşa, Türkiye ve dünya gerçeklerini, kral çıplak tabiri kadar net bir şekilde insanlara sunan bir gazete okuyorum aylardır. Haçlı dünyası ne kadar karmaşık ve alengirli oyunlar kurmuş olsalar da Yeni Mesaj Gazetesi'ni baştan sona okuyunca bütün puzzle parçaları yerli yerine oturuyor.Tarihe bakınca da zulmün bu şekilde uygulandığı her dönemde muhakkak yanlışlıkları analiz edip insanları ayıktırmak için çalışanlar olmuştur. 1400 sene önce İslam dünyası, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a.) dünyaya gözlerini yumduktan, ahirete intikal ettikten sonra ihtilafa, benlik hevesine düşerek kendi içinde parçalanmıştır. Muaviye, dönemin en zengin, varlıklı ve sözü geçen adamlarından biriydi. Ama bu, onun doğru ve hak olduğunu göstermezdi. Güç sahibi, para sahibi olmak, doğru olmak demek değildir. İşte o zaman Ebuzer Gıffari ne yaptıysa günümüzde Yeni Mesaj Gazetesi yazarları da aynısını yapıyor. Hakkı söylemek, hakkın müdafaacısı olmak, ümmeti dert edinmek, elbette ki tarihte de kolay değildi, günümüzde de kolay değil.Allah, tarihin her döneminde yanlışlıkların, oyunların karşısında durmayı, toplumu irşad etmeyi misyon olarak kabullenmiş yürekli insanlar göndermiştir. İşte o yürekli insanlar bu gazetenin köşelerine paha biçilmeyecek, kütüphaneler dolusu bilgileri her gün bıkmadan usanmadan insanlarla paylaşıyorlar. Bunu yaparken tek amaçları, hemen her konuda gerçek bilgi, hakikat ile insanımızı ayıktırmaktır.Elbette ki günümüzde ihtiyaçlarımızın yerine ihtiraslarımızı koyan kapitalizm ve buna cevap bulabilmek için banka faizleriyle boğuşan bir toplumdan, ar-ge yapmasını, kitapları yalayıp yutmasını beklemek aptalca olur. Fakat bu milletin tarihin en şerefli milleti olduğunu unutmamak lazım.İşte bu noktada algılarıyla oynanan milletin ayıkması, dünyada var olan tek savaşın haç ile hilal kavgası olduğunu anlayabilmesi, bunun için de her gün 0,25 kuruş vererek altın değerinde bilgilerle doğruyu öğrenip silkinerek tarihte olduğu gibi şanlı bir destan yazması, atalarımızın bize bıraktığı o asil kanın gereğidir. Eğer hiçbir şey yapamıyorsanız ve gücünüzün bittiğini düşünüyorsanız; kim olduğunuzu, ne olduğunuzu ve dünya gerçeklerini anlamak için bu gazeteyi okuyabilir ve diğer insanlara da bunu tavsiye edebilirsiniz.