Galatasaray, Rize deplasmanında 2-1 galip geldi.
Galatasaray karşılaşmayı kazandı fakat iyi futbol oynadıklarını söyleyebilmek zor.
Özellikle ilk yarıdaki oyun çok kötüydü. Galatasaray biraz olsun ikinci yarıdaki baskılı oyunu ile karşılaşmayı kazandı.
İlk yarıda Galatasaray'ın oyununda her zaman görmeye alışkın olduğumuz o baskı ve istekli oyun yoktu.
Rize'yi kendi sahasında karşılamayı tercih eden Galatasaray adeta temaslı oyundan kaçınır bir görüntü veriyordu.
Galatasaray'ın hücumları organizasyon anlamında da çok cılızdı.
Galatasaray'ın koskoca maç boyunca sadece ilk yarıda değil maçın tamamında üst üste 3-4 pas yapıp geliştirdiği hücum yoktu.
İlk yarıda en çok topla oynayan oyuncu Barış Alper Yılmaz idi. Tabii her zaman çok topla oynamak başarılı olunduğu anlamına gelmiyor.
Topla oynayan oyuncu aynı zamanda bir o kadar hata yapıyor.
Örneğin Barış Alper 12-16 ve 30. dakikalarda yaptığı top kayıpları ile hücum hakkının Rizespor'a geçmesine neden oldu.
Barış 13'te ise Ahmed Kutucu'yu göreceğine kötü bir orta yaparak hücumu heba etti.
Bu örnek hatalar ve diğerleriyle birlikte Galatasaray istediği oyunu oynayamadı.
Ahmet Kutucu da bir diğer etkisiz oyuncu idi. Şimdi bakın Ahmet Kutucu, Osimhen'in yanında çift santrafor gibi oynuyor.
Kutucu daha ziyade Osimhen'i destekleme rolüne büründü. Fakat bu rolü layıkıyla yerine getirdiği söylenemez.
O da örneğin 38'de müsait durumdaki Sara'yı göreceğine isabetsiz bir orta yaparak hücumu heba etti.
30'tan sonra Gabriel Sara'nın devreye girmesi de Galatasaray'ın oyununu olumlu etkilemedi.
Sara örneğin 32 ve 45'te müsait durumdaki Barış Alper'e pas vermedi.
Geçen hafta Gaziantep maçında arkadaşlarından pas almak için yırtınan Sara'nın Rize deplasmanındaki bu bencillikleri anlaşılır gibi değil doğrusu.
Bu yarı dikkat çeken bir olgu ise Galatasaray'ın hücumda yeteri kadar çoğalamaması idi.
Hücumda topla oynayan Galatasaraylı oyuncular pas verecek arkadaş bulamadılar genellikle.
Galatasaray ikinci yarı iyi bir futbol ortaya koymasa da daha baskılı ve istekli bir oyun ortaya koydu.
Galatasaray bu devre sistem değişikliğine giderek 3'lü savunmadan 4'lü savunmaya geçti.
Ben her zaman için dörtlü savunma oynamanın futbolun mantığı bakımından daha doğru olduğunu düşünüyorum.
Nitekim Galatasaray'ın sistem değişikliği ile birlikte daha olumlu oynadığını söyleyebiliriz.
En azından sağ kanatta Barış Alper Yılmaz ile sağ beke geçen yeni transfer Frankowski uyumu bu devre göze çarpan bir olgu idi.
Nitekim Galatasaray'ın attığı ilk golde Frankowski'nin ortası öncesinde Barış Alper ile organizasyon yapması dikkat çekti.
Galatasaray'ın yediği golde ülkemizi Avrupa'da temsil eden bir takımın oyuncularına yakışmayacak hatalar yapıldı.
Gol öncesi Abdulkerim ve Eren Elmalı paslaşmasında her ikisinin de yaptığı hatalar ile top Rizespor'a geçti.
Bu aksiyonda Abdülkerim, Eren'e attığı pasın şiddetini ayarlayamadı ve de Eren kendisine gelen topu kontrol edemeyince top taca çıktı.
Bu hata ile hücum hakkı Rizespor'a geçti. Pozisyonun gelişiminde Ali Sowe kafa vuruşuyla golü attı.
Ali Sowe golü attı atmasına ama kendisi vuruşu üç kişinin arasında bomboş vaziyette yaptı.
Bu golde ne Frankowski ne Sara ne de Sanchez, Ali Sowe'u marke ettiler.
Bütün bunlara rağmen Galatasaray kazanmasını biliyor.
Bir şekilde Türkiye Süper Ligi'nde rakipleri Galatasaray'a diş geçiremiyor.
Şimdi bu hafta Galatasaray Fenerbahçe derbisi var. Bu maçtan çıkacak her türlü sonuç ligin rengini değiştirecektir.
Galatasaray'ın kazanıp kaybetmesine bağlı olarak çok farklı senaryoların konuşulacağı bir derbi olacak.
Galatasaray kazanırsa lig erken bitecek diyebiliriz.
Aksi bir sonuçta ise Fenerbahçe yarışa ortak olabilir. Bakalım izleyip ligin kaderinin nereye evrileceğini göreceğiz.
Galatasaray karşılaşmayı kazandı fakat iyi futbol oynadıklarını söyleyebilmek zor.
Özellikle ilk yarıdaki oyun çok kötüydü. Galatasaray biraz olsun ikinci yarıdaki baskılı oyunu ile karşılaşmayı kazandı.
İlk yarıda Galatasaray'ın oyununda her zaman görmeye alışkın olduğumuz o baskı ve istekli oyun yoktu.
Rize'yi kendi sahasında karşılamayı tercih eden Galatasaray adeta temaslı oyundan kaçınır bir görüntü veriyordu.
Galatasaray'ın hücumları organizasyon anlamında da çok cılızdı.
Galatasaray'ın koskoca maç boyunca sadece ilk yarıda değil maçın tamamında üst üste 3-4 pas yapıp geliştirdiği hücum yoktu.
İlk yarıda en çok topla oynayan oyuncu Barış Alper Yılmaz idi. Tabii her zaman çok topla oynamak başarılı olunduğu anlamına gelmiyor.
Topla oynayan oyuncu aynı zamanda bir o kadar hata yapıyor.
Örneğin Barış Alper 12-16 ve 30. dakikalarda yaptığı top kayıpları ile hücum hakkının Rizespor'a geçmesine neden oldu.
Barış 13'te ise Ahmed Kutucu'yu göreceğine kötü bir orta yaparak hücumu heba etti.
Bu örnek hatalar ve diğerleriyle birlikte Galatasaray istediği oyunu oynayamadı.
Ahmet Kutucu da bir diğer etkisiz oyuncu idi. Şimdi bakın Ahmet Kutucu, Osimhen'in yanında çift santrafor gibi oynuyor.
Kutucu daha ziyade Osimhen'i destekleme rolüne büründü. Fakat bu rolü layıkıyla yerine getirdiği söylenemez.
O da örneğin 38'de müsait durumdaki Sara'yı göreceğine isabetsiz bir orta yaparak hücumu heba etti.
30'tan sonra Gabriel Sara'nın devreye girmesi de Galatasaray'ın oyununu olumlu etkilemedi.
Sara örneğin 32 ve 45'te müsait durumdaki Barış Alper'e pas vermedi.
Geçen hafta Gaziantep maçında arkadaşlarından pas almak için yırtınan Sara'nın Rize deplasmanındaki bu bencillikleri anlaşılır gibi değil doğrusu.
Bu yarı dikkat çeken bir olgu ise Galatasaray'ın hücumda yeteri kadar çoğalamaması idi.
Hücumda topla oynayan Galatasaraylı oyuncular pas verecek arkadaş bulamadılar genellikle.
Galatasaray ikinci yarı iyi bir futbol ortaya koymasa da daha baskılı ve istekli bir oyun ortaya koydu.
Galatasaray bu devre sistem değişikliğine giderek 3'lü savunmadan 4'lü savunmaya geçti.
Ben her zaman için dörtlü savunma oynamanın futbolun mantığı bakımından daha doğru olduğunu düşünüyorum.
Nitekim Galatasaray'ın sistem değişikliği ile birlikte daha olumlu oynadığını söyleyebiliriz.
En azından sağ kanatta Barış Alper Yılmaz ile sağ beke geçen yeni transfer Frankowski uyumu bu devre göze çarpan bir olgu idi.
Nitekim Galatasaray'ın attığı ilk golde Frankowski'nin ortası öncesinde Barış Alper ile organizasyon yapması dikkat çekti.
Galatasaray'ın yediği golde ülkemizi Avrupa'da temsil eden bir takımın oyuncularına yakışmayacak hatalar yapıldı.
Gol öncesi Abdulkerim ve Eren Elmalı paslaşmasında her ikisinin de yaptığı hatalar ile top Rizespor'a geçti.
Bu aksiyonda Abdülkerim, Eren'e attığı pasın şiddetini ayarlayamadı ve de Eren kendisine gelen topu kontrol edemeyince top taca çıktı.
Bu hata ile hücum hakkı Rizespor'a geçti. Pozisyonun gelişiminde Ali Sowe kafa vuruşuyla golü attı.
Ali Sowe golü attı atmasına ama kendisi vuruşu üç kişinin arasında bomboş vaziyette yaptı.
Bu golde ne Frankowski ne Sara ne de Sanchez, Ali Sowe'u marke ettiler.
Bütün bunlara rağmen Galatasaray kazanmasını biliyor.
Bir şekilde Türkiye Süper Ligi'nde rakipleri Galatasaray'a diş geçiremiyor.
Şimdi bu hafta Galatasaray Fenerbahçe derbisi var. Bu maçtan çıkacak her türlü sonuç ligin rengini değiştirecektir.
Galatasaray'ın kazanıp kaybetmesine bağlı olarak çok farklı senaryoların konuşulacağı bir derbi olacak.
Galatasaray kazanırsa lig erken bitecek diyebiliriz.
Aksi bir sonuçta ise Fenerbahçe yarışa ortak olabilir. Bakalım izleyip ligin kaderinin nereye evrileceğini göreceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Galatasaray kazanmasını bildi / 18.02.2025
- Fenerbahçe iki işi birarada yapamıyor / 17.02.2025
- Yine iyi savunma / 14.02.2025
- Adana Demirspor'un çekilmesi bir şovdu / 10.02.2025
- Gabriel Sara neden var / 04.02.2025
- Curcuna / 03.02.2025
- Mahalle maçında olmaz / 31.01.2025
- Şampiyonluk hayal değil / 27.01.2025
- Galatasaray çok zorlandı / 26.01.2025
- Mourinho total futbola inanıyor / 24.01.2025
- Fenerbahçe iki işi birarada yapamıyor / 17.02.2025
- Yine iyi savunma / 14.02.2025
- Adana Demirspor'un çekilmesi bir şovdu / 10.02.2025
- Gabriel Sara neden var / 04.02.2025
- Curcuna / 03.02.2025
- Mahalle maçında olmaz / 31.01.2025
- Şampiyonluk hayal değil / 27.01.2025
- Galatasaray çok zorlandı / 26.01.2025
- Mourinho total futbola inanıyor / 24.01.2025