Şerif Hüseyin isyandan sonra Ekim ayı içerisinde önce Melik-ül Arap (Arapların kralı) 16 Ekimde de Melik-ül Bilad-ül Arap (Arap ülkelerin kralı) unvanını alır. 17 Ekim 1916'da İngiliz ve Fransızlar Arap ulusunu birlik haline getiren bu unvana itiraz ederler. Bu işin halli için Lavrens'i görevlendirirler. Lavrens Şerif Abdullah ile bu konuyu görüşür. Bu görüşmede Arapların kararlı olduklarını görünce Arap birliğini parçalamak amacı ile Şerif Abdullah'a Filistin-Suriye ve Ürdün ülkelerinin krallığını tanıyarak Arap birliğini parçalama yönüne gider. Şerif Abdullah kendisine krallık verilmesine çok sevinerek bu öneriyi hemen kabul eder.Fakat Araplar İngiltere'nin bu firavunluğunu yutmazlar. Bu iş için Arap önderlerle 30 Ekim 1916 günü, 2 Muharrem gününü kutlamak için bir Arap meclisi oluştururlar. Bu mecliste görüşülmesi için kararlaştırılan konu Şerif Hüseyin'in unvanı ve yetkileri ile ilgilidir.30 Ekim günü mecliste El Kible dergisinin müdürü ve aynı zamanda Şerif Abdullah Mekke'de bulunmadığı zamanlarda Dışişleri ilgili devlet işlerini yürüten, Hartum Müderrislerinden Fuad el-Hatip, Şerif Hüseyin'in unvanı ve yetkileri ile ilgili uzunca bir konuşma yapar. Arkasından Arap ulusunun özelliklerini anlatır. Sonra Şerif Hüseyin'e olan bağlılığını anlatır. Daha sonra Suriye'den Şerif Hüseyin'e gelen mektupları açıklar. Bu mektuplarda Suriyelilerin, ona Arapların Meliki diye hitap ettiklerini açıklar. Arkasından da Şerif Hüseyin'e Melik-ül Arap unvanının verilmesini önerir. Bu teklif mecliste oybirliği ile kabul edilir. Herkes ayağa kalkarak Şerif Hüseyin'e sırayla biat eder. Biat'ten sonra Şerif Hüseyin bir konuşma yapar. Bu konuşmasında Melik-ül Arap unvanını kabul ettiğini ve Arap ulusu için yapacaklarını bir bir anlatır. Daha sonra da zamanı gelince Arap ulusunun halifesini seçebileceğini bildirir.O, konuşmasını bitirdikten sonra bir Bedevi Şeyhi de, Şerif Hüseyin'e şöyle söyler: "Sen halife olmazsan kim halife olacak? Fransızlar mı?" Salonda yükselen hayır sesleri ile ileride Şerif Hüseyin'in halife seçileceği kabul edilmiş olur. Aynı gün Mekke'den Şerif Abdullah da babasının, Arap ulusunun Meliki olduğunu ve Müslümanların kendilerine yeni bir halife seçinceye kadar da İslam dünyasının Dinsel Başkanı olduğunu İngiliz ve Fransızlara resmen bildirir.Şerif Abdullah'ın İngiliz ve Fransızlara bu bildirgesi, Osmanlı padişahının 30 Ekim tarihinden itibaren halife olmadığının resmen ifadesidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011