Serbest piyasa, faiz ve naslar

Ülkemizi yöneten siyasilerin kafa karışıklığı, kendi içinde çelişen ekonomik düşünceleri ekonomimizi maalesef iflas noktasına doğru hızla götürüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2021 İlim Yayma Ödülleri Töreni'nde yaptığı açıklamalar bu çelişkileri net bir şekilde ortaya koydu.

Konuşmasında bir taraftan kurucusunun Papaz Malthus'un olduğu kapitalist ekonomi anlayışını uygulamaya devam edeceklerini söylerken, diğer taraftan faiz indirimlerinin gerekçesini yine "nas"lara bağladı.

Erdoğan konuşmasında, "Türk ekonomisi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da serbest piyasa ekonomisi kurallarına uygun şekilde yoluna devam edecektir" dedi.

Bildiğiniz gibi "serbest piyasa ekonomisi", "kapitalizm" demektir ve kurucusu papaz Malthus'tur. Bu ekonomik sistemin en önemli özelliği de temelinin faize dayanmasıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında ise, "Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa, onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu... 'Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar' hükmü bize sıradan gelen bir hüküm değildir" ifadelerini kullandı.

Tabi, siyasilerimize şunu da sormak gerekiyor: Naslar serbest piyasa ekonomisinin uygulanması konusunda ne diyor?

Şu an yaşadığımız ekonomik krizin temel nedeni, hem serbest piyasa ekonomisinde ısrarcı olmak, hem de bu sistemin gereği olan faizleri düşürmeye çalışmak.

Meselenin daha iyi anlaşılması için konuyla ilgili bir hikayeyi sizlere hatırlatmamda fayda var.

Adamın birisi bir gün yolda yürürken, güzel koku satan bir dükkanın önünden geçiyormuş, bir anda yere düşmüş ve bayılmış. Bunu gören çevredeki insanlar koşturmuşlar, adamı ayıltmak için yüzüne güzel kokular sürmeye başlamışlar ama nafile, adam bir türlü ayılamamış.

Nihayet onu tanıyan bir komşusu yetişmiş ve eline aldığı tezeği adamın burnuna sürünce adam bir anda ayılmış. Demişler ki, "Bunun hikmeti ne?". Komşusu cevap vermiş: "Bu adam tabakhanede çalışıyor, kötü kokulara alışık, güzel koku satan dükkanın önünden geçince bu sebeple bayıldı. Sizler de ona güzel koku sürdünüz bu sebeple ayılmadı, onun alıştığı koku bu idi." Mesele anlaşılmış.

Teşbihte hata olmaz; serbest piyasa ekonomisini uygulayıp, naslardan bahsetmek de aynen böyle bir şey işte...

Sayın Cumhurbaşkanı, mevcut serbest piyasa anlayışında faizleri düşürünce enflasyonun düşeceğini zannediyor. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı'na kim akıl veriyorsa, bilerek ya da bilmeyerek ona çok büyük zarar veriyor.

Hem borca ve dolara bağımlı bir finansal sistemin olacak, hem piyasada dolanan para bu doların karşılığı olacak, hem dalgalı kur politikası ile bu kuru sen belirlemeyeceksin, hem tüm üretim girdilerinde ithalata bağımlı olacaksın, hem piyasanın finans ihtiyacı bankalar yoluyla faizli kredilerle temin edilecek, hem de faiz indirimi yapınca enflasyon düşecek!

Düşen faizi, rekor kıran dolar fazlasıyla tamamlıyor, hangi enflasyon düşmesinden bahsediyorsunuz? Üstelik faizlerin düştüğü falan da yok.

Merkez Bankası'ndan yüzde 14 faizle para alanların, üreticiye tüketiciye ya da Hazine'ye para satarken karları artıyor. Vatandaşa yansıyan bir indirim yok.

Faiz indirimlerinden faydalananlar yerli ve yabancı sermaye sahipleri, bunun acı faturalarını ödeyenler ise yükselen dolar ve enflasyon sebebiyle vatandaş...

Mevcut sistemde faizler yükselse, faizli kredilerle iş yapanlara zarar, ama dolar kuru rekorlar kırmaya başlayınca, ekonominin her sahasında dolara bağımlılık olduğu için 85 milyon vatandaşın hepsine zarar... Görünen o ki, siyasi irade; faizle iş yapanları, topyekun vatandaşlara tercih etmiş durumda...

Eğer siyasilerimiz tüm bu çarpıklığa rağmen ille de naslar deyip, faizleri indirmede samimiyse, o zaman bir Titanik gibi batan kapitalizm gemisinde inecek, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli gemisine binecek.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi, sorunların çözümü için sistem değişmesi lazım, kapitalist sistemin bırakılıp, dünyada birçok ülkeyi ekonomik krizlerden kurtaran Milli Ekonomi Modeli'nin uygulanması lazım.

Çünkü Milli Ekonomi Modeli, devletin emek ve üretim karşılığı para basmasını (senyoraj geliri), bu paranın sıfır faizli kredilerle üreticinin cebine, sosyal devlet projeleri ile de vatandaşların cebine konulmasını öngörmektedir.

Milli Ekonomi Modeli paranın maliyetsiz bir şekilde piyasaya sürülmesini ve piyasada yine maliyetsiz bir şekilde dolanmasını temin eder.

Milli Ekonomi Modeli'nde para, serbest piyasa ekonomisinde olduğu gibi insanları sömürme vasıtası değil; üretimi ve tüketimi tetikleyen, tüm vatandaşların rahatlıkla ulaşabildiği bir vasıtadır.

Siyasilerimiz samimiyse, yapacakları şey bellidir.