Savunuyor mu, savuruyor mu?

Bir cemaat, mensuplarını ana caddeden saptırmış, bir takım çıkmaz sokaklara yönlendirmişse onları savunmuş mu olur yoksa savurmuş mu?Bir cemaat, mensuplarını zalim sever hale getirmiş, zulmü alkışlar vaziyete sokmuş ise gerçekte onları korkunç uçurumlara savurmuş olmaz mı?Bir cemaat, mensuplarını "Allah için sevmek Allah için buğzetmek" çizgisinden uzaklaştırmış, sevmenin  ve nefret etmenin merkezine Amerika'yı yerleştirmişse, Amerika'nın İslam coğrafyasında estirdiği terörü, işlediği cinayetleri normal görür hale getirmişse, o cemaat o mensuplarını savunmuş mu oluyor yoksa derin vadilere savurmuş mu oluyor?Bir cemaat, mensuplarını cami ile kilise arasında, çan ile ezan arasında haç ile hilal arasında fark gözetmez hale getirmiş ise, farkı fark etmeyecek derecede ağma kılmışsa onları hem dünyada hem de ahirette felaketlere savurmuş olmaz mı?Bir cemaat, mensuplarını; Irak'ta haçlı füzeleri Müslümanlar üzerinde uçarken, hem çoluk-çocuk demeden insanları hem de yeryüzünde dikili duran minare ve kubbeleri yerle bir ederken, papazların ellerine güvercin tutuşturup uçurmayı "hizmet" belleyecek basiretsizliğe indirgemişse onları savunmuş mu olur yoksa savurmuş mu olur?Bir cemaat, mensuplarını; "İbrahimi dinler" iftirasına inandırmış, "Ehl-i kitapla amentüde ittifak halindeyiz" yalanı ile kandırmış, "Papalık konseyi misyonunun bir parçası olmak için Vatikana gitmeyi" hizmetlerin en büyüğü olarak algılatmış ise o cemaat o insanları felaket çukurlarına savurmuş demek değil midir?Bir cemaat, mensuplarını; "büyükler bilir, ağabeyler bilir, bir hikmeti vardır" efsunlaması ile onları, vatan topraklarının satılışı karşısında, maden yataklarımızın peşkeş çekilişi karşısında, yüz yıllık kamu kurumlarının yıllık karlarına satılışı karşısında, on binlerce gencimizin Hıristiyan olmasının zemini hazırlanışı karşısında, devletimizin tasfiyesi sürecinin günden güne hızlanması karşısında vurdumduymaz, neme lazım, kör ve sağır duruma getirmişse hakikatte o cemaat o mensuplarını savunmuş mudur yoksa dünya ve ahiret bedbahtlığına savurmuş mudur?Bir cemaat, mensuplarını; "sizin imanınızı kurtaracağız" diyerek toplayıp bindirdiği geminin rotasını Vatikan'a çevirmişse, oradan Washington'a yollanıp sonra da dümenine Amerikalıları oturtmuş ise, gerçekte o cemaat o mensuplarını Okyanusun ortasında korkunç dalgaların içine savurmuş olmaz mı?Olmadı Ali Bey, kesinlikle olmadı.Üç-beş kuruşluk dünya menfaati için yol arkadaşlarının felaketine göz yumuyorsun, göz yummak ne demek "çok güzel gidiyorsunuz" diyerek alkışlıyorsun.Sen ki; Kur'an ile haşir-neşir olan, oturup meal hazırlayan bir adamsın,küresel dalgaya karşı savunma gücüm yok, öyleyse "uydum kalabalığa" deyip sürece dahil olanları nasıl savunursun, mensuplarını savunuyor dersin?Yukarıda birkaç örneğini verdiğimiz sapmalar savrulma değilse ya savrulma nedir açıklar mısınız?