Öncelikle Üstad Prof. Dr. Haydar Baş anlatana kadar Atatürk'ün nasıl dinsiz gösterildiğini, bu yanlışın toplumda nasıl tuttuğunu açmak istiyorum.
Atatürk milli mücadeleye başlandığında ve özellikle Cumhuriyetin kuruluşunda, Türk milletini merkeze koydu. Tüm hak ve imtiyazı Türk milletine verdi.
Osmanlı'da imtiyaz sahibi olanlar, din üzerinden Mustafa Kemal'e saldırdılar. Aleyhine propaganda yaptılar.
Bunlar hiç de az değiller ve o dönemde çok etkinler.
Osmanlı'da imtiyaz sahibi olanlar kimler?
1. Yönetim İmtiyazı, Hakkı:
Osmanlı devletinde yönetim hakkı, Hanedan'a ait. Sadece Osmanlı ailesine mensup olanlar padişah, güncel karşılığı ile devlet başkanı olabilir.
Hanedan mensupları Türklerle evlenmiyor. Osmanlı padişahlarının hepsinin eşleri, anneleri gayrimüslim ailelerin çocukları.
Türk milletinin hanedana girmesi imkansız
Atatürk; yönetim hakkını, hanedanın elinden aldı. Müslüman Tük milletine verdi. Örneğin bugün Sayın Cumhurbaşkanımız devletin başına geldi ise Atatürk'ün yaptığı bu değişiklik sayesindedir.
Yönetim hakkının elinden alınıp Türk milletine verilmesini istemeyen hanedan ve onlardan beslenenler, Mustafa Kemal'e karşı çıktı.
Ancak bunlar deseler ki; "Tüm topraklar ve üzerinde yaşayan insanlar bizim malımız. Türk milleti bizim tebaamız, kulumuz. Biz saraylarda yaşamaya devam edelim millet fakr-u zaruret içinde yaşarken biz devleti borçlandırarak altın kaplamalı saraylar yapalım, Batı müziği, dansını öğrenmek için özel hocalar getirtelim, tablolara paralar ödeyelim.. Yani istediğimiz gibi harcama yapalım, ama kimseye de hesap vermeyelim. Bu düzenin değişmesini istemiyoruz" bu nedenle Mustafa kemal'e karşı çıkıyoruz. Millet onları tükürüğü ile boğardı.
Bu nedenle dediler ki; 'halife yeryüzünde Allah'ın gölgesidir.' Yani halife dinin kendisidir. Ona karşı çıkan dinsizdir.
Bu algı ile yetişmiş toplumun duygularını istismar ettiler. Bu tarz söylemlerle Mustafa Kemal'i dinsiz olarak göstermeye çalıştılar. Din üzerinden M. Kemal'e saldırdılar. Türlü çarpıtmalar ve iftiralara başvurdular.
2. Devlet Adamı Olma Hak ve İmtiyazı:
Osmanlı'da bu hak devşirmelere aitti. Malum Fatih zamanında kurulan Enderun Mektebi'nde yetişenler devlet adamı olabiliyordu. Enderun mektebine Müslüman ailelerin çocuklarının girmesi yasaktı. Gayrimüslim ailelerin çocukları bu hakka sahipti. Bu nedenle Osmanlı'daki vezirler, kâtipler, devlet kadrolarındaki yöneticiler gayrimüslim ailelere mensupturlar.
Atatürk devlet adamı olma hak ve ayrıcalığını da bu insanların elinden aldı. Türk milletine verdi. O dönemde İstanbul Hükümeti mensupları başta olmak üzere devşirme yöneticilerin tamamı ve onlardan beslenenler Mustafa kemal'e karşı çıktı.
Onlar da gerçek niyetlerini gizleyerek karşı çıktılar. Çünkü deseler ki; "Devlet adamı olma hakkı sadece gayrimüslim ailelere mensup kişilerde kalsın. Türk milleti zaten idraksizdir, -'Etraki bi idrak (İdraksiz Türk)' tabiri Osmanlı'da yöneticilerin en çok kullandığı tabirlerden biridir- gücümüzü ve ayrıcalığımızı kaybetmek istemediğimiz için Mustafa Kemal'in karşısındayız, Türk milleti onları da ait oldukları yere gönderir, Mustafa Kemal'e daha da sıkı bir şekilde sarılırdı.
Onlar da halifesinin arkasına saklandılar. 'Masum, günahsız halife efendimize karşı çıkan dinsizler var' diyerek vaveyla kopardılar. Aynı zümreye mensup şeyhülislamlar; Mustafa Kemal ve arkadaşlarına dinsiz diyerek katlı vaciptir fetvaları yayınladı.
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021