Azınlıkların Türkler karşısında güçlenmesinin Osmanlı'daki sistemin bir sonucu olduğunu ifade etmiş, askerlik muafiyetinin onlara sağladığı avantajlardan bahsetmiştik. Ancak kuşkusuz bu alanda azınlıkların en büyük avantajı, kapitülasyonlar ve yabancı devletlerin himayesi idi.
Kapitülasyonlarla yabancıların pazarı haline gelen Osmanlı topraklarında, tüm ticari mümesillikler azınlıkların elinde idi. Osmanlı'da kapitülasyon ve himaye rejimi, vergi muafiyetleri ve askerlik muafiyeti karşısında Türklerin ticari hayatta varlık göstermeleri imkânsızdı.
Malum olduğu üzere 1600'lü yıllarda başlayan kapitülasyonlar ile önce Fransızların Katolikleri, sonra Rusların Ortodoksları, İngilizlerin Protestanları himaye etmesi kabul edildi. Akabinde bunlara yeni ülkeler ve gruplar eklendi.
Bu ülkeler Osmanlı topraklarında yaşayan gayrimüslimlere 'Berat' ya da 'Patente' satarak hem ciddi bir gelir elde ediyor hem de Osmanlı topraklarındaki nüfuzlarını arttırıyorlardı.
Söz konusu beraatı alan kişiler Osmanlı kanunlarına tabi olmuyorlardı. Bu nedenle vergi mükellefiyetleri kalkıyordu. Himayesinde oldukları devlete de vergi vermiyorlardı. Hatta askerlik mükellefiyeti de kalktığı için askerlik vergisinden de muaf oluyorlardı. Adi ve siyasi suçlardan dolayı sorumlu tutulmuyor, bu kişiler mahkeme önünde yabancı ülke vatandaşı sayılıyorlardı.
Özellikle Osmanlı döneminin son iki yüzyılında, iş çığırından çıkmış, Anadolu toprakları misyonerlik için mümbit bir tarlaya dönüşmüştü. Örneğin 19. yüzyılda Eflak-Boğdan beraatını taşıyan 260 bin kişi, İngiliz beratını taşıyan kişi sayısı 1 milyon, sadece İstanbul'da Amerikan beratını taşıyan kişi sayısı 50 bin idi. Netice itibariyle Osmanlı tebası olup gerçek hayatta yabancı devletlerin himayesi ve hukuku içinde yaşayan insan sayısı nerde ise ülkenin 1/3'ünü oluşturur hale gelmişti.
Türklerin her yönden azaldığı, azınlıkların ise güçlendiği bu süreci sona erdirmek için İttihat ve Terakki Partisi her fırsatı değerlendirmeye çalıştı. 1. Dünya Savaşını fırsat bilerek kapitülasyonları kaldırdığını duyurdu ancak bu, muhatap devletlerce kabul edilmedi. Hatta savaş müttefiki Almanya tarafından bile reddedildi. Ancak bu hamle bile ülkede dengelerin değişmesinin zeminini hazırladı. Çıkarılan milli sanayiyi teşvik kanunları neticesinde Türkler de ticarete ve ekonomiye adım atmaya başladı. Gayrimüslimlerin askere alınmasına karar verilmesi ve kararlılıkla bunun uygulanmaya devam edilmesiyle Ermeniler ve Rumlar başta olmak üzere birçok azınlık ülkeyi terk edip başka bir ülkede yaşamaya başladı. Yani imtiyazlarının kısmen kısıtlanması ve askerlik ile ülkedeki sermaye el değiştirmeye başladı.
Meşrutiyetten (1908) Lozan'a (1923) kadar geçen 15 yıllık süreçte izlenen politikalar ile ülkede dengeler değişmişti. Bu dönem, Osmanlı Devletinin en zayıf olduğu, başkentinin dahi işgal altında olduğu bir dönem olduğu için çok sınırlı hamleler yapılabilmiştir. Sadece gayrimüslimlere tanınan ayrıcalıkların bir bölümü Müslüman Türklere sağlanmış, Müslüman Türklerin yükümlüklerinin bir kısmı de gayrimüslimlere de yüklenmiştir. Hepsi bu. Ancak buna rağmen ülkedeki azınlıkların büyük bölümü Osmanlı topraklarını terk etmiş, dışarıda yaşayan Türkler Anadolu'ya göç etmiş, sermaye el değiştirmeye başlamış, hem ekonomi ve güç hem de nüfus dengesi Türkler lehine değişmiştir.
300 yıl boyunca devam eden yanlış politikalar neticesinde oluşan büyük haksızlık, 15 yıl gibi kısa bir süre içerisinde hem de devletin yabancılar karşısında en zayıf olduğu dönemde kendiliğinden düzeltmiştir. Bu kazanım Kurtuluş Savaşı ve Lozan ile birlikte kalıcı hale gelmiş ve Cumhuriyet ile birlikte daha da sağlamlaştırılmıştır. Bizce Lozan'daki en büyük başarı, kapitülasyon ve himaye sisteminin tümüyle kaldırılmasıdır. Lozan sadece yeni kurulan devletin tapu senedi değil aynı zamanda yüzyıllar boyu devam eden sömürü ve haksızlığa son veren büyük zaferdir.
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021