Sahura kalkmayayım da?

Bazı fıkralar vardır ki,sizin kocaman bir kitap ile vermeyeceğiniz mesajı bir çırpıda muhataba ulaştırır.Sizin derdiniz ne kadar derin, mesajınız ne kadar önemli olursa olsun bütün anlattıklarınız muhatabınızın anladığı kadardır.İşte, fıkralar bu iletişim için adeta biçilmiş birer kaftandır.Anlatacağımız fıkranın, Erzurum'da bizzat yaşandığını rivayet edenler de vardır.Yaşadığımız günlerde olduğu gibi mübarek Ramazan adım adım yaklaşırken herkesi tatlı bir telaş almış, derken hazırlıklar tamamlanmış ve mübarek de iftarı ile sahuru ile, teravihi velhasıl bütün ihtişamı ile teşrif etmiş.Evin delikanlısı sahur yemeğini hiç kaçırmıyor, fakat kahvaltıyı da ihmal etmiyor, öğle yemeklerini asla atlatmıyor ve tabii iftar sofrasında da baş köşede?Üç gün, beş gün derken, anne dayanamıyor, oğlum diyor, madem ki oruç tutmuyorsun, sahura neden kalkıyorsun?Delikanlının cevabı hazır:"Ana biliyorsun Ramazan'dayız, sahura da kalkmayım da külli kafir mi olayım?"Fıkradaki delikanlımızın Ramazan'dan, oruçtan anladığı, algıladığı ne ise, ne kadar ise, sekiz seneden beri ülkeyi tek başına yöneten AKP iktidarının devlet idaresinden, millet yönetiminden anlayıp algıladığı da ancak o kadar.Delikanlımız Ramazan'ın sadece sahur kısmı ile ilgili ve sahuru aksatmazsa Ramazan'ı ihya etmiş olacağına inanıyor.Mevcut iktidar da devlet yönetiminin sadece nimet tarafı ile ilgili, keseyi-kasayı doldurma tarafı ile ilgili.İşin külfet tarafı gündem olunca her defasında topu taca atmanın arayışına giriyor."sahura kalkmayayım da?" mantığını içişlerinde, dışişlerinde, sanayide, ticarette, ziraatte, tarımda, hayvancılıkta, eğitimde, kültürde? Hemen her alanda rahtlıkla görebilirsiniz.Ramazan'ın onlarca ciheti var, ama gencimizin ilgilendiği tek taraf, sahur yemeği?