Peygamberimizin Hendek'ten dönüşü ve Cebrail tarafından uyarılışı:
Peygamberimiz, sabahleyin Hendek'ten Medine'ye döndü ve Hz. Aişe'nin (R.A) evine geldi.
Üzerinden kılıcını çıkarıp yere koydu. Öğle vakti idi. Yıkanmak üzere gusülhaneye girdi. Başını yıkadı. Gusletti. Buhurlanmak için buhurdanlığı getirtti. O sırada, başına beyaz bir sarık sarmış, eyerinin üzeri atlas örtülü bir ata binmiş olduğu halde, Cebrail geldi. Cebrail'in sarığının ucu, iki omuzunun arasına salınmıştı. Sırtında zırh gömlek vardı.
Cebrail, mescidin kapısında, cenazelerin konulduğu yerin yanında durdu. Başından tozları silkti. "Ey Allah'ın Resulü Sen silahını çıkardın mı?" dedi.
Peygamberimiz "Evet" buyurdu.
Cebrail "Vallahi biz, daha silahlarımızı çıkarmadık" Düşman, sana geleliden beri melekler, silahlarını çıkarmadılar ve müşrikleri takip etmedikçe de dönmediler."
Cebrail'in Beni Kureyza üzerine yürümeyi Peygamberimize emredişi:
"Allah seni yarlığasın! Kalk silahını kuşan! Onların üzerine yürü" dedi. Peygamberimiz "Nereye, kimlerin üzerine?" diye sordu. Cebrail "işte oraya" dedi ve eliyle Beni Kureyza'ya doğru işaret etti.
Peygamberimiz "Ashabım çok yorulmuşlardır. Birkaç gün, onların dinlenmelerini beklesen olmaz mı?" dedi. Cebrail "Ya Muhammed! Yüce Allah, Beni Kureyza üzerine hemen yürümeni sana emrediyor! Şimdi ben yanımdaki meleklerle, onların kalelerine gidiyorum. Allah onları düz ve sert taş üzerine çarpar gibi çarpacaktır. Bu atımı, onların kalelerinin üzerlerine sürüp perişan, darmadağın edeceğim" diyerek dönüp gitti...
Peygamberimizin silahlanıp yola çıkmağa hazırlanışı:
Peygamberimiz miğferini, zırhını getirtti, zırhını giydi. Kılıcını beline bağladı. Kalkanını arkasına çevirdi. Mızrağını eline aldı Atına bindi. Yanında iki, üç atı bulunuyordu. Bindiği Lahit ve Luhayf isimli atı idi. Hz. Ali'yi çağırdı. Sancağını ona verdi, ve onu önden yola çıkardı. Abdullah b. Ümm-i Mektum'u Medine'de yerine imam bıraktı. Müslümanlar, silahlandılar süvariler atlarına bindiler. Süvariler ve piyadeler Peygamberimizi ortalarına aldılar. Peygamberimiz, Cebrail'in izi sıra yola çıktı..."
Süvarilerden bazıları:
Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Zübeyr bin Avvam, Abdurrahman b. Avf, Sa'd b. Ebi Vakkas, Talha b. Ubeydullah, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Ebu Huzeyfe...
Cebrail'in Dihyet-ül-Kelbi suretinde görünüşü:
Peygamberimiz, Beni Kureyza yurduna erişmeden önce Savreyn'de ashabından bazı kişilere rastlamıştı. Peygamberimizin rastladığı kişiler, mescid komşusu Ganmoğulları idi. Harise b. Numan da onların içlerinde bulunuyordu. Hepsi silahlanmış ve dizilmişlerdi. Peygamberimiz, onlara "Yanınızdan bir kimse geçip gitti mi?" diye sordu. "Evet ya Resulallah! Eyerinin üstüne atlas kadife örtülmüş, ak bir at üzerinde Dihye yanımızdan geçip gitti. Silahlanmamızı bize emretti. Silahlarımızı yanımıza aldırdı. Bizi iki saf yaptı ve şimdi size Resulullah gelecektir, dedi" dediler.
Peygamberimiz: "O, Cebrail'di! Kalelerini sarsmak için Beni Kureyzalara gönderilmişti" buyurdu. (M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Medine Devri c. 12 s. 328. İbn-i İshak'dan.) Mümini giydiren hikmet elbiselerinin başında ashabın gayreti, teslimiyeti ve ihlası gelir. Düşman ayak ucuna gelmişse çalışmayı, azmi, uyanıklığı, nöbeti bırakmak olmaz.
Yürüyenleri, (ardından ve önünden) meleklerin yardımı, rahmet ve sükunetleri kuşatır.
Ya yürünmesi gereken yerde duranları ne kuşatır? Nefisleri; keyifleri, enaniyet ve hırsları...
Mümin her an koşuş halinde devrini tamamlar. Allah Rasulü'nün (s.a.v) duasıyla; acizlikten, tembellikten, korkaklıktan Rabbine sığınarak. Hakka koşar. Şerden kaçar. Bu koşuş, bu adım ve aşkla şaşmadan, dönmeden, durmadan önümüzde koşana selam olsun...
Kutlu olsun... Şad olsun...
Peygamberimiz, sabahleyin Hendek'ten Medine'ye döndü ve Hz. Aişe'nin (R.A) evine geldi.
Üzerinden kılıcını çıkarıp yere koydu. Öğle vakti idi. Yıkanmak üzere gusülhaneye girdi. Başını yıkadı. Gusletti. Buhurlanmak için buhurdanlığı getirtti. O sırada, başına beyaz bir sarık sarmış, eyerinin üzeri atlas örtülü bir ata binmiş olduğu halde, Cebrail geldi. Cebrail'in sarığının ucu, iki omuzunun arasına salınmıştı. Sırtında zırh gömlek vardı.
Cebrail, mescidin kapısında, cenazelerin konulduğu yerin yanında durdu. Başından tozları silkti. "Ey Allah'ın Resulü Sen silahını çıkardın mı?" dedi.
Peygamberimiz "Evet" buyurdu.
Cebrail "Vallahi biz, daha silahlarımızı çıkarmadık" Düşman, sana geleliden beri melekler, silahlarını çıkarmadılar ve müşrikleri takip etmedikçe de dönmediler."
Cebrail'in Beni Kureyza üzerine yürümeyi Peygamberimize emredişi:
"Allah seni yarlığasın! Kalk silahını kuşan! Onların üzerine yürü" dedi. Peygamberimiz "Nereye, kimlerin üzerine?" diye sordu. Cebrail "işte oraya" dedi ve eliyle Beni Kureyza'ya doğru işaret etti.
Peygamberimiz "Ashabım çok yorulmuşlardır. Birkaç gün, onların dinlenmelerini beklesen olmaz mı?" dedi. Cebrail "Ya Muhammed! Yüce Allah, Beni Kureyza üzerine hemen yürümeni sana emrediyor! Şimdi ben yanımdaki meleklerle, onların kalelerine gidiyorum. Allah onları düz ve sert taş üzerine çarpar gibi çarpacaktır. Bu atımı, onların kalelerinin üzerlerine sürüp perişan, darmadağın edeceğim" diyerek dönüp gitti...
Peygamberimizin silahlanıp yola çıkmağa hazırlanışı:
Peygamberimiz miğferini, zırhını getirtti, zırhını giydi. Kılıcını beline bağladı. Kalkanını arkasına çevirdi. Mızrağını eline aldı Atına bindi. Yanında iki, üç atı bulunuyordu. Bindiği Lahit ve Luhayf isimli atı idi. Hz. Ali'yi çağırdı. Sancağını ona verdi, ve onu önden yola çıkardı. Abdullah b. Ümm-i Mektum'u Medine'de yerine imam bıraktı. Müslümanlar, silahlandılar süvariler atlarına bindiler. Süvariler ve piyadeler Peygamberimizi ortalarına aldılar. Peygamberimiz, Cebrail'in izi sıra yola çıktı..."
Süvarilerden bazıları:
Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Zübeyr bin Avvam, Abdurrahman b. Avf, Sa'd b. Ebi Vakkas, Talha b. Ubeydullah, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Ebu Huzeyfe...
Cebrail'in Dihyet-ül-Kelbi suretinde görünüşü:
Peygamberimiz, Beni Kureyza yurduna erişmeden önce Savreyn'de ashabından bazı kişilere rastlamıştı. Peygamberimizin rastladığı kişiler, mescid komşusu Ganmoğulları idi. Harise b. Numan da onların içlerinde bulunuyordu. Hepsi silahlanmış ve dizilmişlerdi. Peygamberimiz, onlara "Yanınızdan bir kimse geçip gitti mi?" diye sordu. "Evet ya Resulallah! Eyerinin üstüne atlas kadife örtülmüş, ak bir at üzerinde Dihye yanımızdan geçip gitti. Silahlanmamızı bize emretti. Silahlarımızı yanımıza aldırdı. Bizi iki saf yaptı ve şimdi size Resulullah gelecektir, dedi" dediler.
Peygamberimiz: "O, Cebrail'di! Kalelerini sarsmak için Beni Kureyzalara gönderilmişti" buyurdu. (M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Medine Devri c. 12 s. 328. İbn-i İshak'dan.) Mümini giydiren hikmet elbiselerinin başında ashabın gayreti, teslimiyeti ve ihlası gelir. Düşman ayak ucuna gelmişse çalışmayı, azmi, uyanıklığı, nöbeti bırakmak olmaz.
Yürüyenleri, (ardından ve önünden) meleklerin yardımı, rahmet ve sükunetleri kuşatır.
Ya yürünmesi gereken yerde duranları ne kuşatır? Nefisleri; keyifleri, enaniyet ve hırsları...
Mümin her an koşuş halinde devrini tamamlar. Allah Rasulü'nün (s.a.v) duasıyla; acizlikten, tembellikten, korkaklıktan Rabbine sığınarak. Hakka koşar. Şerden kaçar. Bu koşuş, bu adım ve aşkla şaşmadan, dönmeden, durmadan önümüzde koşana selam olsun...
Kutlu olsun... Şad olsun...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021