Çanakkale'ye saldırı hazırlıkları yapılırken, şubat ayı başında Çar ve Rus devlet adamları bu savaş döneminde İstanbul ve Boğazların, Ruslar tarafından alınması için askeri ve siyasi çalışmalar başlatır. Rus Genel Karargahı saldırı sırasında donanma ve kara ordusu gönderemeyeceğini bildirir.21 şubatta dışişleri bakanlığında yapılan toplantıda, İstanbul ve Boğazların alınması ile ilgili Rus saldırı planı görüşülür. Bu planı hazırlayan Rus Genel Kurmayı bu planın şu anda uygulanamaz olduğunu belirtir.22 şubat 1915'de Rus Genel Karargahında yapılan toplantıda askerler 20 şubat 1915 Kiş Muzuri vuruşmasındaki yenilgilerden dolayı Boğaziçine kara askeri çıkaramayacaklarını bildirirler. Bu açıklamalar Çar ve devlet adamlarının moralini bozar. Çünkü onlara göre, Rus ordusu saldırıya katılmazsa İstanbul ve Boğazlar bölgesinin kendilerine verilmeyeceğinden endişe duyarlar. Rus Dışişleri Bakanı Sazonof İstanbul ve boğazlar sorumunu diplomasi ile çözmeye çalışır. İstanbul ve Boğazlar işgal edilmeden önce Rus haklarının tanınması ile ilgili bir antlaşmanın yapılmasına çalışır.Bu konu için 26 şubat 1915 de diplomatik bir atak başlatır.26 şubat 1915 de Sazonof, Paris Rus Büyük Elçisi İzvolski'ye ve Londra Rus Büyük Elçisi Benkendorf'a bir tel çeker: "Boğazlara yerleşmekteki amacımız, hem barış hem de savaş sırasında Rusya için açık denize çıkışı sağlamaktır. Almanya'nın saygı göstermediği 16 Nisan 1839 tarihli antlaşmayı çiğnemesi ve son yıllarda Rus tecimine büyük zarar veren Türkiye'nin Boğazlarda aldığı tedbirler, Bizim Boğazlara sağlamca yerleşmemizin ilerde bizi Kara Denizde hapsetmek düşüncesi ile yapılacak her denemeyi başarısız kılmamız için bir inanca teşkil edeceğini gösteriyor. Biz ülkemizi büyütmek için toprak almak istemiyoruz. Bu yüzden hükümet, anılan amaca uslaşabilmek için en az hangi yerleri almamız gerektiği yönü inceliyor. Bu yoldaki çalışma henüz bitmedi. Şimdilik şu istekleri ileri sürüyoruz Avrupa kıyısı üzerinde Türk egemenliği sona ermelidir, Enos-Midye çizgisi bizimle Bulgaristan arasında sınır olmalıdır. Asya kıyısında sınır Sakarya ırmağı hizasından olmalıdır. Boğazlardaki durumumuz Marmara Denizinin güney tarafında güven altında olmalıdır. Romanya Bulgaristan ve Türkiye'nin kalacak kısmının ekonomik menfaatleri ile uluslararası tecimin menfaatleri bizce göz önünde tutulacaktır."Dışişleri Bakanı Sazonof başlattığı bu diplomasi atağı ile 25 şubat 1915'de İngiltere meclisinde bir temsilcinin sorduğu soru üzerine, Dışişleri Bakanı Grey'in verdiği cevaptaki Boğazlar ve İstanbul'un durumu için, "Onun hangi kesin biçimde gerçekleşeceği yönü ise, hiç şüphesiz barış şartları ile tespit edilecektir" şeklinde yaptığı konuşmaya da set bir cevap mahiyetindedir. Sazonof elçilere gönderdiği bu tel ile İngiltere dışişleri bakanı Grey'e, İstanbul ve Boğazları savaş sonundaki bir antlaşma ile değil en kısa zamanda verilmesini sağlayacak bir antlaşma ile gerçekleşmesini bildiriyorRUSYANIN İSTANBUL VE BO?AZLAR İÇİN KESİN TAVRIİngilizler kasım 1914'de İstanbul ve boğazların,savaş sonunda Rusya'ya ait olduğunu açıklamışlardır. Fakat İstanbul'da 1-Kolordu komutanı Mehmet Ali Paşa'nın bir hükümet darbesi ile iktidarı ele geçirip Almanya ile ilişkiyi kesmesi olayını İngilizlerin benimsemesi Rus elçisi tarafından Moskova'ya bildirilince Çar ve Sazonof telaşlanır. Ayrıca İngiltere dışişleri bakanı Grey, Sazonof'a "İstanbul'da itilaf devletleri ile barış yaparak Almanya'dan ayrılacak bir hükümet işbaşına geçerse, Boğazların açılması ve Küçük Asya'daki çıkarlarımız korunacaktır. Mehmet Ali Paşa ihtilali başarılı olmazsa İstanbul ve Boğazlar Rus'lara verilmiş sözlere göre çözümlenecektir" diye bilgi verir. Bu sözler, Sazonof'u harekete geçirir. 21 şubat 1915'de Rus genel karargahı ile İstanbul ve boğazları ele geçirmek için bir saldırı planı hazırlanır. Ama askerler bu planın uygulanmasının mümkün olmadığını söylerler.22 şubatta Rus genel karargahında yapılan toplantıda General Danilof, kara kuvvetlerinin durumunu ileri sürerek saldırının yapılmayacağını açıklar.Rusya'nın askeri yollarla İstanbul ve boğazlar hakkında ağırlığını koyamayacağını gören Rus dışişleri bakanı Sazonof konuyu diplomasi yolu ile çözümlemek ister. Çanakkale saldırılar başlayınca kısa sürede düşecek olan İstanbul ve Boğazlar alınmadan,oradaki Rus haklarının müttefikler tarafından bir antlaşma ile tanınmasını ister.Bu konuda Paris Rus Büyük Elçisi İzvolski'den 23 Şubat 1915'de dışişleri bakanı Sazonof'a bir tel gelir: "Paris basını Çanakkale seferiyle çok ilgileniyor, İstanbul ve Boğazların gelecekteki durumu üzerine tartışmalarda bulunuyor ve uluslararası özde bir takım faraziyeler ileri sürüyor. Fransız hükümetine gelince, onun bizim menfaatlerimize aldırışsızlık göstereceğini sandıracak ortada bir şey yoktur, ancak o, yeter ölçüde bilgi sahibi olmadığından kolaylıkla yanlış bir yola sapabilir. 592 sayılı telinizden öyle anlıyorum ki, halk efkarımızın baskısı atkında ilk tahminlerimizden daha ileri gitmemiz mümkündür. Dolayısı ile bu sorum üzerinde kesin yönergeler vermeniz çok önemlidir, ta ki onlar, Delkase ile görüşmelerimde bana yol göstersinler. Ve basın üzerinde de tesirde bulunayım." Bu teli Çar da okuyunca altına bir not yazar: "Boğazların geleceği hakkında büyük elçilerimize bilgi vermek gerekir." Bu not, Rus Çarı'nın, İstanbul ve Boğazlar konusunda asker kesin tavrını alınca bu sorumun diplomasi yolu ile hal yoluna konulmasını Sazonof'tan istediğinin ifadesidir.Kaynak: Yusuf Hikmet Bayur Türk İnkılabı Tarihi C.III K.II.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012