Resmi kayıtlara göre 10 bin, Çeçenlerin iddiasına göre 200 bin Rus askeri Tacikistan üzerinden Afganistan'a sarkıyor.
Kuzey İttifakı'na destek veren Rusya onları sadece silah ve mühimmatla değil, askerleri ile de takviye ediyor.
Onun için olsa gerek ABD ve İngiltere ikilisi Kuzey İttifakı'na destek vermekte isteksiz. Taliban yönetimindeki Peştunları bölmeye çalışıyorlar. Bu zoru başaramazlarsa, Zahir Şah'la Kuzey İttifakı'nı etkisiz hale getirmeyi planlıyorlar.
Hafta sonu gazetemizi ziyaret eden Çeçenistan Uluslararası İnsan Hakları Komitesi Başkan Yardımcısı Abusolt Abubakaron Rusya'nın son atağı ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Çeçen yetkili, Rusya'nın 11 eylül saldırısından sonra yeniden atağa geçip Batı ittifakında yer alır gibi görünerek hem Afganistan'a hem de Gürcistan'a kadar uzandığını belirtti.
Rusya'nın 10 bin diye açıkladığı gerçekte 200 bine yakın askeri Tacikistan üzerinden Afganistan'a sokmaya çalıştığını belirten Çeçen temsilci, Rusya'nın Orta Asya'ya geri dönerken dikkatlerden kaçan bir atraksiyonu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Çeçen temsilci Rusya'nın uçaklarıyla Gürcistan'ı, resmen vurduğunu belirtiyor.
Gürcistan'ın 8 bin Çeçen mücahidi himaye ettiği Paniksi şehrini vuran Rusya'nın Çeçenlere sınır şehri vurarak Gürcülerle Çeçenleri birbirinden koparmaya çalıştığını belirtti.
Abubakaron, Avrupa Parlamentosu kararına göre Rusların Gürcistan''dan derhal çıkmaları gerektiğini ancak Rusların ince bir taktikle buraya yerleştiğini ifade etti.
Bunun için KGB'nin Abhazya'da miting organize ederek Abhazları Gürcülere karşı kışkırttığını, Rus askerlerinin Gürcistan'dan çıkmaması için savaş başlattığını belirtti. Önce Abhazların Suhumi'de silahlarını ateşlediğini ardından Rusların bombalar yağdırdığını belirtti.
Çeçen yetkili elinde Rusların Çeçenlere reva gördüğü insanlık dışı işkenceyi belgeleyen fotoğrafları gösterdi.
Fotoğraflara yansıyan göz yaşartıcı tabloyu sorduk.
"Uluslararası İnsan Hakları Komitesi Başkan Yardımcısı Abubakaron ise orada iki yıldan beri büyük bir savaş yaşandığını ancak bunların uluslararası kamuoyu tarafından bilinmediğini söylüyor. Abubakaron bu konuda şöyle konuşuyor:
"Eğer orada iki yıldan beri bir savaş oluyorsa ve hiçbir gazeteci oraya gidemiyorsa, bunda büyük oranda Rusya'nın payı vardır. Oradan dışarıya haber sızmasını engelliyorlar, kendi gazetelerini bile bölgeye sokmuyorlar.
İki Rus gazeteci vardı. Ruslarca yasaklanan bölgeye girip, haber yaptılar diye bir yıl işkence gördüler.
Dünyanın at gözlüklerini çıkarıp gerçekleri görmesi lazım. O derece yasak, o derece gizli bir şey yapılıyorsa demek ki burada gerçekten birşeyler oluyor. Gazetecilerin bir görevi de gizli şeyleri ortaya çıkarmak değil midir? Ama basına çok fazla yansımıyor. Rusya; "onlar teröristtir, hepsini öldürdük, yok ettik, kimse kalmadı" diyor. Ama biz terörist değiliz. Kendi topraklarımızı korumak istiyoruz, kendi topraklarımızda özgürce yaşamak istiyoruz.
Orada insanlar var olma savaşı içinde. İnsanlar, kadınlar, çocuklar öldürülüyor. İki-üç yaşında çocuklar ağaçlara asılıp, hedef tahtası yapılıyor. Son iki buçuk aydan beri çatışmalar iyice şiddetlendi. Daha dün iki tane helikopter düşürüldü. Biz burada bir çok basın kuruluşuyla görüştük, kasetler getirdik, fotoğraflar getirdik. Yayınlanmadı, kimse ilgilenmedi. Ancak biz yine de umudumuzu kaybetmedik ve şuna inanıyoruz, biz bir gün orada hür olacağız. Kendi topraklarımızda yaşayacağız, orada kendi cumhuriyetimizi kuracağız.
Bu savaş için ne kadar "bitti" deseler de bizim oradaki savaşımız bitmeyecek. Çünkü 200-300 yıldan beri bizim topraklarımızdan çalınan çok şey var. Irkımızdan çalınan tarih var. Bunların hesabını 25-30 yıl sonra da olsa soracağız. Mücadelemiz bundan sonra masa başında olacak, yani tarihimizle olacak. Çeçenistan'da yapılan zulmü biz tek tek belgelerle ortaya koyacağız ve Ruslardan hesap soracağız".
Zulmü dünyaya anlatmak istiyoruz. Uluslararası İnsan Hakları Komitesi Başkan Yardımcısı Abubakaron, komitedeki çalışmalardan söz ederken, şu bilgileri de veriyor:
"Bizim biricik önceliğimiz, Çeçenistan'da yapılan zulmü dünyaya anlatmak, ikincisi ise bütün Kafkasya'da zor durumda olan insanları tespit etmek. Onlara nasıl zulüm yapıldığını tespit etmek. Elimizdeki bütün bilgileri arşiv haline getirip, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) sunmak ve mahkeeme yoluyla da olsa bu işi sonuçlandırmak amacındayız. Zaten komite de bu amaçla kurulan bir komitedir. İşin özü insanlara yapılan zulmü dünyaya duyurmaktır".
Abubakaron, Çeçenistan'la ilgili bir kaç istatistiki bilgi vermeyi de ihmal etmiyor. Bu veriler oradaki insanlık dramını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor: "Bu savaşta 32 bin kişi kayıp, 43 bin kişi suçu olmadığı halde hapislerde, 60 bin civarında da çocuk ve kadın öldürüldü. Son iki yıl içerisinde bilinen rakamlar bunlar. Kayıtlara geçmeyenler de var. Kayıp olanların organ nakli için kaçırılmış olabileceğini düşünüyoruz. Bir yaşındaki çocuklara bile kısırlık iğnesi yapılıyor".
"Kısacası biz artık oradaki savaşın bitmesini istiyoruz. çocukların ölmesini istemiyoruz. Dünyanın çeşitli bölgelerine dağılmış mülteciler var. Onlar nasıl ve hangi koşullarda yaşıyorlar, o millet yok olmaya mahkum. Kimseden destek görmüyorlar. Biz bütün bunlara bir son verilmesini istiyoruz çünkü onlar gerçekten bunu hak etmiyor."
Çeçen yetkilinin gözleri doluyor. Elindeki klasörü açıyor. Çeçen çocukların yaşadıkları zulmü tarihin utanç sayfasına kaydedercesine çektikleri resimler gösteriyor.
Uluslararası İnsan Hakları Komitesi olarak bu resimlerden elde edilecek gelirleri Çeçen çocuklara katkı olarak kullanacaklarını belirtiyor.
Ta ki belediyeler kapılarını açıp sergileyecek imkan verirse. ABD'nin Afganistan'a saldırısından sonra Çeçenlerin terörist olarak damgalandığı bir dönemden en liberalinden sözde en muhafazakarlarına kadar partilerin ABD'ye selam yarışına durduğu bir dönemde belediyeler buna cesaret eder mi dersiniz?
Kuzey İttifakı'na destek veren Rusya onları sadece silah ve mühimmatla değil, askerleri ile de takviye ediyor.
Onun için olsa gerek ABD ve İngiltere ikilisi Kuzey İttifakı'na destek vermekte isteksiz. Taliban yönetimindeki Peştunları bölmeye çalışıyorlar. Bu zoru başaramazlarsa, Zahir Şah'la Kuzey İttifakı'nı etkisiz hale getirmeyi planlıyorlar.
Hafta sonu gazetemizi ziyaret eden Çeçenistan Uluslararası İnsan Hakları Komitesi Başkan Yardımcısı Abusolt Abubakaron Rusya'nın son atağı ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Çeçen yetkili, Rusya'nın 11 eylül saldırısından sonra yeniden atağa geçip Batı ittifakında yer alır gibi görünerek hem Afganistan'a hem de Gürcistan'a kadar uzandığını belirtti.
Rusya'nın 10 bin diye açıkladığı gerçekte 200 bine yakın askeri Tacikistan üzerinden Afganistan'a sokmaya çalıştığını belirten Çeçen temsilci, Rusya'nın Orta Asya'ya geri dönerken dikkatlerden kaçan bir atraksiyonu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Çeçen temsilci Rusya'nın uçaklarıyla Gürcistan'ı, resmen vurduğunu belirtiyor.
Gürcistan'ın 8 bin Çeçen mücahidi himaye ettiği Paniksi şehrini vuran Rusya'nın Çeçenlere sınır şehri vurarak Gürcülerle Çeçenleri birbirinden koparmaya çalıştığını belirtti.
Abubakaron, Avrupa Parlamentosu kararına göre Rusların Gürcistan''dan derhal çıkmaları gerektiğini ancak Rusların ince bir taktikle buraya yerleştiğini ifade etti.
Bunun için KGB'nin Abhazya'da miting organize ederek Abhazları Gürcülere karşı kışkırttığını, Rus askerlerinin Gürcistan'dan çıkmaması için savaş başlattığını belirtti. Önce Abhazların Suhumi'de silahlarını ateşlediğini ardından Rusların bombalar yağdırdığını belirtti.
Çeçen yetkili elinde Rusların Çeçenlere reva gördüğü insanlık dışı işkenceyi belgeleyen fotoğrafları gösterdi.
Fotoğraflara yansıyan göz yaşartıcı tabloyu sorduk.
"Uluslararası İnsan Hakları Komitesi Başkan Yardımcısı Abubakaron ise orada iki yıldan beri büyük bir savaş yaşandığını ancak bunların uluslararası kamuoyu tarafından bilinmediğini söylüyor. Abubakaron bu konuda şöyle konuşuyor:
"Eğer orada iki yıldan beri bir savaş oluyorsa ve hiçbir gazeteci oraya gidemiyorsa, bunda büyük oranda Rusya'nın payı vardır. Oradan dışarıya haber sızmasını engelliyorlar, kendi gazetelerini bile bölgeye sokmuyorlar.
İki Rus gazeteci vardı. Ruslarca yasaklanan bölgeye girip, haber yaptılar diye bir yıl işkence gördüler.
Dünyanın at gözlüklerini çıkarıp gerçekleri görmesi lazım. O derece yasak, o derece gizli bir şey yapılıyorsa demek ki burada gerçekten birşeyler oluyor. Gazetecilerin bir görevi de gizli şeyleri ortaya çıkarmak değil midir? Ama basına çok fazla yansımıyor. Rusya; "onlar teröristtir, hepsini öldürdük, yok ettik, kimse kalmadı" diyor. Ama biz terörist değiliz. Kendi topraklarımızı korumak istiyoruz, kendi topraklarımızda özgürce yaşamak istiyoruz.
Orada insanlar var olma savaşı içinde. İnsanlar, kadınlar, çocuklar öldürülüyor. İki-üç yaşında çocuklar ağaçlara asılıp, hedef tahtası yapılıyor. Son iki buçuk aydan beri çatışmalar iyice şiddetlendi. Daha dün iki tane helikopter düşürüldü. Biz burada bir çok basın kuruluşuyla görüştük, kasetler getirdik, fotoğraflar getirdik. Yayınlanmadı, kimse ilgilenmedi. Ancak biz yine de umudumuzu kaybetmedik ve şuna inanıyoruz, biz bir gün orada hür olacağız. Kendi topraklarımızda yaşayacağız, orada kendi cumhuriyetimizi kuracağız.
Bu savaş için ne kadar "bitti" deseler de bizim oradaki savaşımız bitmeyecek. Çünkü 200-300 yıldan beri bizim topraklarımızdan çalınan çok şey var. Irkımızdan çalınan tarih var. Bunların hesabını 25-30 yıl sonra da olsa soracağız. Mücadelemiz bundan sonra masa başında olacak, yani tarihimizle olacak. Çeçenistan'da yapılan zulmü biz tek tek belgelerle ortaya koyacağız ve Ruslardan hesap soracağız".
Zulmü dünyaya anlatmak istiyoruz. Uluslararası İnsan Hakları Komitesi Başkan Yardımcısı Abubakaron, komitedeki çalışmalardan söz ederken, şu bilgileri de veriyor:
"Bizim biricik önceliğimiz, Çeçenistan'da yapılan zulmü dünyaya anlatmak, ikincisi ise bütün Kafkasya'da zor durumda olan insanları tespit etmek. Onlara nasıl zulüm yapıldığını tespit etmek. Elimizdeki bütün bilgileri arşiv haline getirip, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) sunmak ve mahkeeme yoluyla da olsa bu işi sonuçlandırmak amacındayız. Zaten komite de bu amaçla kurulan bir komitedir. İşin özü insanlara yapılan zulmü dünyaya duyurmaktır".
Abubakaron, Çeçenistan'la ilgili bir kaç istatistiki bilgi vermeyi de ihmal etmiyor. Bu veriler oradaki insanlık dramını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor: "Bu savaşta 32 bin kişi kayıp, 43 bin kişi suçu olmadığı halde hapislerde, 60 bin civarında da çocuk ve kadın öldürüldü. Son iki yıl içerisinde bilinen rakamlar bunlar. Kayıtlara geçmeyenler de var. Kayıp olanların organ nakli için kaçırılmış olabileceğini düşünüyoruz. Bir yaşındaki çocuklara bile kısırlık iğnesi yapılıyor".
"Kısacası biz artık oradaki savaşın bitmesini istiyoruz. çocukların ölmesini istemiyoruz. Dünyanın çeşitli bölgelerine dağılmış mülteciler var. Onlar nasıl ve hangi koşullarda yaşıyorlar, o millet yok olmaya mahkum. Kimseden destek görmüyorlar. Biz bütün bunlara bir son verilmesini istiyoruz çünkü onlar gerçekten bunu hak etmiyor."
Çeçen yetkilinin gözleri doluyor. Elindeki klasörü açıyor. Çeçen çocukların yaşadıkları zulmü tarihin utanç sayfasına kaydedercesine çektikleri resimler gösteriyor.
Uluslararası İnsan Hakları Komitesi olarak bu resimlerden elde edilecek gelirleri Çeçen çocuklara katkı olarak kullanacaklarını belirtiyor.
Ta ki belediyeler kapılarını açıp sergileyecek imkan verirse. ABD'nin Afganistan'a saldırısından sonra Çeçenlerin terörist olarak damgalandığı bir dönemden en liberalinden sözde en muhafazakarlarına kadar partilerin ABD'ye selam yarışına durduğu bir dönemde belediyeler buna cesaret eder mi dersiniz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014