Bursa'da yaptığı bir konuşmada hükümetin Kürt açılımıyla risk aldığını söyleyen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Ama bu iş için riske değer" şeklinde ifadelerde bulundu.Arınç'ın bu sözleri üzerine Türkiye'de gerçekten AKP hükümeti mi yoksa millet mi hükümetin adımlarıyla risk altına giriyor? sorusu aklıma takıldı.İktidara gelirken Yahudi lobilerinden icazet alan siyasiler, kendilerini riske atmadılar. Bilakis yönetimine talip oldukları Türkiye'yi iktidar koltuğu uğruna feda ettiler.Söyleyin lütfen risk kimin omuzlarında hükümetin mi milletin mi?AKP hükümeti iş başında olduğu dönemde attığı bütün adımlarda kendini değil, milleti ve devleti risk altına soktu.Büyük Ortadoğu Projesi'nde eş başkanlık görevini kabul ederek, Türk tarihi boyunca ilk kez bu milletin haçlıların safında yer almasına sebep oldular. AKP hükümetinin bu yanlış adımıyla kim risk altına girdi?Önce tüm İslam âlemi sonra da Türkiye?Ya tam üye olamayacağımız tescillenen AB üyeliği uğruna hükümetin attığı adımlara ve çıkarılan yasalara ne demeli?Atılan adımların hiçbiri hükümeti riske sokmadı.Hatta iktidar koltuğuna daha sağlam oturmalarını sağladı.Türklüğe hakaretin serbest bırakılmasından tutun domuz ve atın kasaplık hayvanlar arasına dâhil edilmesiyle hükümet değil, millet risk altına girdi. Yok pahasına özelleştirmelerle peşkeş çekilen kurumlarımızı da unutmayalım. Bu satışlar milleti büyük riskler altına sokarken bir taraftan hükümetin cebini şişirdi diğer taraftan iktidar koltuğunu garantiye almalarını sağladı.Şimdi söyleyin riske giren kim?Millet ve devlet değil mi?Geleceği ipotek altına alınan çocuklarımız değil mi?Vatikan'ın ortaya attığı dinler arası diyalog ve medeniyetler arası ittifak projelerine destek verdiğinde AKP hükümeti, Türk milletini ayakta tutan en temel dayanak noktası olan inancımızın savunmasında gedik açarak yine milletimizi riske attı. Şimdi de Sayın Arınç Kürt açılımı projesinde "riske girmeye değer" diyor.Hükümetin bugüne kadar milleti soktuğu küçük büyük riskleri saymaya devam etsek bu köşenin yetmeyeceği aşikârdır. Ama hükümetin Kürt açılımı adı altında atmayı planladığı adımlar, Türk milleti ve devleti için bugüne kadar görülmemiş riskleri içinde barındırıyor. Hükümetin şimdiye kadar milleti soktuğu riskler, tehlike oluşturdu ve zarar verdi ama temeli sağlam atılmış değerlerimizi parçalayamadı. Ama Türk devletini bölücü terörün önünde boyun eğdirmek anlamına gelen hükümetin Kürt açılımı, Türkiye'nin birliğinde tamir edilmez yaralar açacak gibi görünüyor. Bundan dolayı hükümet riske falan girmiyor.Bilakis hükümetin düşünmeden ABD ve AB gazıyla attığı adımlar, milleti ve devleti büyük riskler altına sokuyor. Bu risklerin doğuracağı sonuçların telefi edilmesi imkânsız olabilir. Bu da en çok Türkiye'yi parçalanmış gösteren haritaları önümüze koyanların işine gelir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024