Bir rahmet, bereket ve mağfiret ayının daha sonuna geldik. Ama Yüce Allah'ın rahmeti, bereketi, mağfireti mahlukat var olduğu müddetçe devam edecektir.
Bu rahmet ahirette ise sadece iman ehlinin üzerine olacaktır.
Bu vesileyle Rabbim, tuttuğumuz oruçları, kıldığımız namazları, yaptığımız ibadetleri kabul eylesin. Ramazanı da bizden hoş eylesin. Şimdiden bayramımız mübarek olsun.
Nasıl bir Ramazan geçirdik, sorusuna gelirsek! Bir tarafta afet diğer tarafta koltuk kavgası.
Bir tarafta fedakar milletimiz diğer tarafta bu fedakarlığı istismar edenler.
Ve her zaman ki gibi maddi ve manevi sıkıntıların öne çıktığı, siyasi öfke ve kindar söylemlerinin dillerden düşmediği, din istismarının cinsel istismara fark attığı, bazı tiplerin haşa İslam adına cellat kesilip kınayıcı, nefret ettirici, horlayıcı söylem ve eylemlerini bu Ramazan'da da gördük.
Hemen her kanalda iftar ve sahur programları yapıldı. Programların konukları Kuran'dan, Hz. Peygamberden örnekler verdiler.
Ama günümüzde yaşanan bireysel, toplumsal, siyasal, iç ve dış politika uygulamalarını Kuran ve Sünnet terazisine koyma cesareti gösteremediler.
Sanki İslam dini bir müzeye konulmuş ve ziyarete gelen kişilere, İslam'ın nasıl mükemmel bir din olduğu, anlatılıyor ve insanların ona hayranlık duyması gerektiği vurgulanıyor. Oysa İslam hayattır, yaşamın ta kendisidir.
Bakın! Fethullah Gülen ile başlayan Müslüman olmayanlarla iftar geleneği aynen devam ediyor.
Bakan Soylu, kilise ziyaretlerine devam ediyor. Fuat Oktay bir taraftan İsrail'i kınarken diğer taraftan da Huynuka bayramlarını kutluyor.
Herkes tercih ettiği yolda gider
Bizim tercihimiz Allah'tır (c.c), Resulüdür, Ehl-i Beyt'idir. Bu hakikati bize Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız öğretti.
Bu rahmet ayının son gününde de O'nu yine rahmet ve özlemle anıyoruz.
O'nun öğretileri doğrultusunda yine bir araya geldik, namazlarımızı kıldık, Yüce Allah'a hamd, sena ve istiğfarda bulunduk. Peygamber Efendimize ve A'line salat ve selam okuduk.
Fitre, zekat, sadaka, iftar davetleri, dualarla oruçlarımızın hakkını vermeye gayret ettik ki, Ramazan bizden hoşnut olsun.
Neden?
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın sıklıkla hatırlattığı bir hadisi şerif var:
Peygamber Efendimiz (s.a.a.v) bir keresinde minbere çıkarken bir adım attı amin, dedi. Bir adım daha attı, âmin, dedi. Bir adım daha attı âmin, dedi.
Hutbesi bittikten sonra: "Ya Resulullah! Minbere çıktığınız zaman 'âmin' dediniz, her adımınızda bunu neden söylediniz?" diyerek sebebini sordular.
Buyurdu ki: "Cebrail (a.s.) üç dua etti, ben de onlara amin dedim.
1- Cebrail (a.s.): 'Annesine, babasına veya sadece onlardan birine ulaşmış bir evlat, (onlara güzel hizmet edip, onların hayır duasını alıp) cenneti kazanamadıysa, ona yazıklar olsun/burnu yerde sürtünsün!' dedi, ben de âmin dedim."
2- "Cebrail (as): 'Sen peygamber olarak bir insanın yanında anıldığın zaman, sana salat-ü selâm getirmezse; ona yazıklar olsun! Onun, burnu yere sürünsün!' dedi. Ben de ona, amin dedim."
3- "Cebrail (as): 'Ramazana eriştiği halde bir insan, buna Ramazanın feyzinden, bereketinden istifade edememiş, Ramazan gelmiş geçmiş de hâlâ Allah'ın mağfiret ettiği bir kul olamamışsa, Allah'ın affını, mağfiretini kazanamamışsa; yazıklar olsun o kula! Burnu yerde sürtsün!' diye dua etti. Ben de ona, amin dedim." Buyurdular.
Oldu ya! Nefsimize aldandık veya cahilliğimizden kıymetini bilemedik ve Ramazan'ın, orucun hakkını veremedik. Ne yapmamız lazım?
Evet, Ramazan Ayı bitti ama Allah'ın rahmeti bitmez. Tövbe kapısı o son nefese kadar hep açıktır.
Yeter ki o rahmete el uzatma, adım atma, ulaşma gayretimiz olsun ve de tövbe kapısını ısrarla çalalım.
Akıllı olan kişi bunları yapar. Neden mi?
"De ki: "Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir." (Zümer 53)
"Kim (bu) haksız davranışından sonra tövbe eder ve durumunu düzeltirse şüphesiz Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. " (Maide 39)
"Hala Allah'a tövbe edip O'ndan bağışlanmayı dilemeyecekler mi? Allah çok yarlıgayıcı, çok esirgeyicidir. " (Maide 74)
Peygamberimiz (s.a.a.v) buyurdu ki: "Bir kul günah işledi ve: "Ya Rabbi günahımı affet!" dedi. Hak Teala da: "Kulum bir günah işledi; arkadan bildi ki günahları affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır." Sonra kul dönüp tekrar günah işler ve: "Ey Rabbim günahımı affet!" der.
Allah Teala Hazretleri de: "Kulum bir günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır."
Sonra kul dönüp tekrar günah işler ve: "Ey Rabbim beni affeyle!" der. Allah Teala da: "Kulum günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle muaheze eden bir Rabbi olduğunu bildi. Dilediğini yap, ben seni affettim!" buyurdu."
Bayramınız mübarek olsun…
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025