İsrail Başbakanı Ehud Olmert, bugünlerde özellikle Avrupa medyasına demeç üzerine demeç vererek, bazı ülkelere mesajlarını Avrupa medyası üzerinden aktarıyor. Olmert'in son açıklamalarında Lübnan'da yürüttükleri katliam ve etnik temizliğe dair itiraflar da yer alıyor. Olmert, Lübnan'da yaptıkları sivil katliamla ilgili olarak şu pişkin değerlendirmeyi yapabiliyor: "Kimin masum olup kimin olmadığını nereden biliyorsunuz? Saldırılarımızın ölümcüllüğü, verdiğimiz tepkinin şekli, sadece Lübnan halkının değil, İsrail'e füzeyle saldırma planı olan her ulusun kolektif hafızasına kazınacak. Tepkimizin çok çok acı verici olacağını bilecekler. Hizbullah, Suriye ve İran, 'İsrail'e füze atmaya değer mi' diye beş kez düşünecek." Olmert'in açıklamalarındaki sertlik, tehdit savuran üslup ve pişkinlik, yürütülen psikolojik savaşın bir parçası. ABD ve İsrail dünya kamuoyunu aldatma konusunda bu tür psikolojik savaş yöntemlerini sıklıkla kullanıyorlar. Ellerindeki medya gücü (buna üçüncü ülkelerdeki taşeron medyalar da dahil) yürüttükleri kanlı ve savaş hukuku ve mertlikten yoksun işgali, dünyaya istedikleri şekilde yansıtabilmek için harıl harıl çalışıyor. İsrail de bu medya gücünü Lübnan'a karşı yürüttüğü kanlı savaşta fazlasıyla kullanıyor. Üçüncü haftasını geriden bırakan bir savaş söz konusu ama biz sadece İsrail'in bilmemizi, görmemizi ve duymamızı istediği şeylerden haberdarız. Savaşla ilgili bütün haber bültenleri ve gazete haberlerinde İsrail tanklarını, İsrail füzelerini, İsrail askerlerini göstermek zorundasınız. İsrail'in harabeye çevirdiği Lübnan sokaklarını, İsrail tanklarından çıkan bombalar eşliğinde görmekten başka çareniz yok. Gazete ve televizyonlarda haber verilirken, elinizdeki görsel malzeme sizi buna icbar ediyor.Öyle ya, madem bu bir savaş, o halde savaşın diğer tarafındaki yani İsrail cephesindeki durumdan da haberdar olmamız gerekir. Fakat bu mümkün değil. Hizbullah hergün yüzlerce füze gönderiyor İsrail topraklarına ve Güney Lübnan'da İsrail askerleriyle ciddi bir savaş sözkonusu. Ama maalesef biz ne İsrail sokaklarındaki yıkımdan, ne de sınırdaki kara harekatında İsrail'in verdiği kayıplardan haberdar değiliz. Hizbullah'ın vurduğu belirtilen İsrail gemisine dair tek kare fotoğraf gören var mı? Haberin çıktığı gün uluslar arası birçok ajansa girmemize rağmen böyle bir habere ve görsel malzemeye maalesef ulaşamadık.Oysa Hizbullah'ın İsrail'e ciddi kayıplar verdirdiği ve İsrail'de ciddi bir tedirginlik yaşandığı bir vakıa. Hizbullah'ın İsrail'e verdirttiği kayıplardan ve İsrail'de Hizbullah füzeleriyle yıkılan binalardan neden haberimiz olmuyor? Çünkü İsrail ve ona bağımlı dünya medyası sansür uyguluyor. Bu sansür, psikolojik harp tekniklerinin en önemlilerinden birisi. Oysa Hizbullah'ın İsrail'e verdiği zarar ve gösterdiği direnç, başta İsrail ve ABD olmak üzere birçok çevrede soğuk duş etkisi yarattı.
Bakın bu konuda İsrail eski dışişleri bakanı Şlomo Ben Ami ne diyor: "Tabii ki Hizbullah'ın İsrail'e, bugüne dek hiçbir Arap ordusunun yapamadığını yaptığını söyleyebilirsiniz. İsrail'e ne 1948'de, ne 73'te her gün roket yağmamıştı." Bu tür itiraf demeçlerini bulabilmek için epey çaba sarfetmeniz gerekiyor. Çünkü bu tip açıklamalar önemli gazetelerin birinci sayfalarında, kolaylıkla ulaşabileceğiniz yerlerde bulunmuyor maalesef.Kabul etmek gerekir ki hem ABD, hem de İsrail psikolojik harp yöntemlerini çok iyi tatbik ediyorlar. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor ki, savaşlar sadece psikolojik yöntemlerle kazanılmıyor, mücadele gücü ve inanç belirleyici unsur oluyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012