Gazetemizin değerli yazarlarından ekonomist Harun Kayacı Bey geçtiğimiz Perşembe günü köşesinde kalem aldığı yazıda, ülkemizin ekonomik olarak geldiği noktayı matematiksel ve sosyal olarak ortaya koydu.
Yazısının bir bölümünde ise hem siyasetçilere, hem de milletimize adeta Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosunun neden sahada olduğu, neden her kesimden farklı düşündüğünü ve bu kadro neden bu kadar öz güvenli, hiç bir şeyden korkmayan bir kadro olduğunun cevabını veriyordu:
"Gördüğümüz gerçekleri ifade etmemek, milletimizi ve bizi idare edenleri uyarmamak, her şeyden önce taşıdığımız vicdanımıza ihanettir.
Bizi tanıyanlar şunu da çok iyi bilirler ki biz, çözümünü önermediğimiz hiçbir eleştiri içinde olmayız.
Bu yaklaşım, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız tarafından bize öğretilen fikir terbiyesidir. Gayemiz bir ve birlik olmaktır.
İçtenlikle ve çok net bir şekilde ifade etmeliyiz ki, kapitalizmin gemisini terk etmeden, kapitalizmden kurtulmadan içinde bulunduğumuz krizden kurtulmamız asla mümkün görünmemektedir.
Korkmayın! Kapitalizmden kurtulmaya karar verdiğiniz an, karşınızda bineceğiniz Nuh'un gemisinin hazır olduğunu göreceksiniz."
Bizi tanıyanlar şunu da çok iyi bilirler ki biz, çözümünü önermediğimiz hiçbir eleştiri içinde olmayız.
Bu yaklaşım, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız tarafından bize öğretilen fikir terbiyesidir. Gayemiz bir ve birlik olmaktır.
İçtenlikle ve çok net bir şekilde ifade etmeliyiz ki, kapitalizmin gemisini terk etmeden, kapitalizmden kurtulmadan içinde bulunduğumuz krizden kurtulmamız asla mümkün görünmemektedir.
Korkmayın! Kapitalizmden kurtulmaya karar verdiğiniz an, karşınızda bineceğiniz Nuh'un gemisinin hazır olduğunu göreceksiniz."
Türkiye'de hayat şartları, alın teri ve emeğin kıymetsiz olduğunu, çalışana hakkının verilmediğini, liberal-kapitalist ve faizci bir ekonomi anlayışının devlet ve milleti batıracağını her daim anlattık, anlatıyoruz.
Bu anlattıklarımız iddia mıydı? Hayır. Bizzat devlet kurumlarının açıkladığı rakamlar, milletin hali sözlerimizin ispatıdır.
Kurumlar açlık sınırını 1.900 küsur TL, yoksulluk sınırını 6 bin küsur TL olarak açıklıyor. Asgari ücret ne kadar? 1.603 TL.
16 yıl önce 1.2 milyon kişi bankalara 7 milyar TL civarı borçlu iken bugün 30.5 milyon kişi 514 milyar TL borçlu.
16 yıl önce devletin iç ve dış borcu 220 milyar dolar civarındayken bugün bu borç 1 trilyon dolara dayanmış. Örnekleri çoğaltabiliriz…
Yani kimseye iftira atmıyor, karalama gayretine girmiyoruz. Gerçekleri söylüyoruz. Bunu söylemek de iman borcudur, insan olmanın gereğidir.
Sadece söylüyor muyuz? Hayır. Sayın Kayacı'nın vurguladığı gibi Prof. Dr. Haydar Baş'tan aldığımız fikir terbiyesi gereğince çözümü de anlatıyoruz, gösteriyoruz.
Örneğin cebimizdeki para, milli para değildir, bu sistemle olamaz da diyor ve milli paranın mahiyetini açıklıyoruz.
Asgari ücret, yoksulluk sınırının (6.200 TL) üstünde bir rakam olmalıdır diyoruz. Anneler, insan mühendisidir, insan işçisidir. Haliyle ev hanımlarına maaş ve emeklilik hakkı verilmesi şarttır, Emeklilik yaşı 50 olmalıdır, diyoruz.
"Üretim için yabancı sermaye şarttır" batılını yıkıp, yerli ve milli sermaye ile tam bağımsız Türkiye'yi inşa edeceğiz, diyoruz.
Tabi bunları gerçekleştirecek bir dayanağımız olduğu için diyoruz. Nedir o dayanak? Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli.
Nasıl?
Ekonomide her şeyin başı para. Ne yapacağız o zaman? Milli Paramızı devreye koyacağız.
Nedir Milli Para? Bağımsız bir devletin GSMH rakamlarına göre senyoraj hakkını kullanarak kendi parasını basıp, piyasaya sürmesidir.
Peki, Milli Para'nın teminatı nedir? Madenlerimiz. Bu topraklarda gözü olanlar Anadolu'daki maden rezervlerinin ham ederinin 3 katrilyon dolar olduğunu açıklıyor. (İşlenmiş halini siz düşünün)
Dünyada bor madeninde birinci, altında ikinci en büyük kaynaklara sahibiz. Toryum, çinko, bakır, mermer bu topraklarda. Türkiye petrol denizi üzerinde, komşularımızdan daha çok doğalgaz kaynaklarına sahibiz.
Sayın Baş, bu zenginlikleri resmi olarak tespit ettirip, mahkemelerde onaylatıp hazineye koyacağım ve bunun karşılığında Milli Paramızı basacağım, diyor. Hukuken bir sorun var mı? Yok.
Faizci anlayışı ve serbest piyasa ekonomisi çöpe atılacak. Devlet, yerine göre üretici, yerine göre alıcı olacaktır. Piyasaların denetimi yabancıların kontrolünde değil devletin elinde olacaktır.
Türkiye'nin dış politikası yeniden ele alınacak ve devlet-millet çıkarlarımızın örtüştüğü ülkelerle karşılıklı menfaat üzerine ilişkiler bina edilecektir.
Ekonomisi bağımsız, dış politikası emperyalistlerin tekelinden kurtarılmış, iş politikada 'baba devlet' mantığıyla toplumun her kesimini kucaklayan bir devlet anlayışının karşısında kim durabilir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025