"Aşk tortuları altın eder.
Aşk sultanları köle eder."
Mevlana'nın bu beyti bana daima Prof. Dr. Haydar Baş'ı hatırlatmıştır. Tortu nedir? Nasıl temizlenir? Tortular nasıl altına dönüşür hep onda gördük. Yüzyılların getirdiği problemleri konuşarak, tartışarak, kimi zaman eleştirerek, binlerce sayfa eserler yazarak, konferanslar vererek daha da önemlisi büyük bedeller ödeyerek, elini taşın altına sokarak tortuları temizledi.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamla 17 yaşında iken üniversite yıllarında tanıştım. Matematiksel iktisat (ekonometri) bölümünde öğrenci iken iktisat hocalarımız sadece Sosyalizm ve Kapitalizmi anlatarak faizsiz bir ekonominin mümkün olamayacağını anlatıyorlardı. 1980'li yılların sonları ve 90'lı yılların başında bu fikirler özellikle biz inançlı insanları ezerdi. İktisat hocaları İslam'ın faizi yasakladığını ancak günümüzde bunun mümkün olmadığını anlatarak aslında inancımızın sarsılmasını bilerek veya bilmeyerek sağlıyorlardı. Öyle ya Kur'an şiddetle faizi yasakladığı halde bu yasağın ekonomide karşılığı yoktur gibi bir düşünce İslam'ın, Kur'an'ın ve son elçi Hz Muhammed Mustafa (s.a.v)'in sorgulanmasına yol açıyordu.
Hocama bu meseleyi açtığımda çok detaylı bir şekilde anlattı. Faizsiz bir ekonomi modelinin mümkün olduğunu, gerekçeleri ile iyice anladıktan sonra bambaşka bir vadiye kavuştum. Sayın Baş, taa 80'li yıllarda zihni perişanlığımızı toparladı. Gönüllerde mevcut olan tortuları temizledi. Asıl eğitim de budur zaten.
Sayın Baş, yıllar sonra Milli Ekonomi Modeli ve Milli Para tanımı ile faizsiz bir ekonominin mümkün olduğunu hatta ideal bir sistem olduğunu bilimsel bir tarzda ispat ederek inancımızla oynamak isteyenlere gerekli cevabı da vermiş oldu.
Bugün başta Rusya ve Çin olmak üzere birçok devlet onun izlerini takip ediyor. 27 Şubat 2013 tarihinde Rus Meclisi Duma'da 6 saatlik muazzam bir sunumla dünyayı saran kapitalizm tortularından insanlığı arındırdı.
Sayın Baş, MEM (Milli Ekonomi Modeli) ile beraber asgari ücretin 10 bin TL olması gerektiğini ilan ederek ezilenlerin, sömürülenlerin ve mazlumların sesi oldu. Ev hanımı maaşı, vatandaşlık maaşı ve çocuk maaşı alanlar artık ezenlerin, sömürenlerin ve zalimlerin hedef kitlesi olmayacaktı.
Sayın Baş, "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyttir" düsturundan yola çıkarak binlerce sayfalık Ehl-i Beyt Külliyatını oluşturdu. Bu sayede hastalıklı bünyeler ve hastalıklı kafa yapıları şifa buldu.
Yönünü ve kıblesini şaşıran klikler, ekoller Ehl-i Beyt'e koştu. Sayın Baş, "Ehl-i Beyt Nuh'un gemisidir, ona binen kurtulur" yani Fırka-i Naciye olur hadisini sık sık hatırlattı. Sayın Baş, kurtuluşun gizli ve meçhul bir sır veya muamma olmadığını tam aksine apaçık delillerle ortaya konduğunu hayatı ile bize ispat etti.
Sayın Baş, Batı tarafından Şii-Sünni diye paramparça edilmek istenen Müslümanlara tevhidin adresi olan Ehl-i Beyt'i işaret etti. Düzenlediği onlarca Ehl-i Beyt programlarına Şii, Sünni, Alevi, Bektaşi ilim adamlarını davet etti. Bütün dünya hayranlıkla Sayın Baş'ın bu başarısını takip etti. Dünyada ilk defa bir ilim adamı böyle bir vizyon ortaya koymayı başardı. Sayın Baş, yüzyılların tortularını atmakla kalmadı o tortuları aşkla, sevgiyle, merhametle, muhabbetle, cesaretle, ilimle, irfanla ve cömertlikle altına çevirdi. Suriye'den, Irak'tan, Bosna'dan, İran'dan Afrika'dan, Afganistan'dan, Mısır'dan ve dünyanın dört bir yanından gelen Şiiler ve Sünniler muhabbetle ayrıldılar. Sayın Baş, bir kez daha zihni perişanlığı gidererek darmadağın gönülleri birleştirdi.
Sayın Baş, Atatürk'ü en güzel şekilde anlattı. Hoş Geldin Atatürk eseriyle bizlere oynanan oyunları bozdu. İngiliz ve Yunan imalatı iftiraları ortaya çıkararak "Evladım, Atatürk karşıtlığı bir projedir. Atatürk vatandır. Atatürk tam bağımsızlıktır. Atatürk dindardır. Ehl-i Beyt soyundan ve nakipoğullarından bir seyyittir. Milli mücadeleyi daha doğmadan bitirmek için Atatürk'e dinsiz iftirasını atan İngilizlerdir." demekle Türk milletine müjdeler vermek suretiyle bağımsızlığımıza vurulmak istenen prangaları paramparça etti.
Şimdi bize düşen onun bu devasa mirasına sahip çıkmak ve son nefese kadar bu gerçeklerin peşinde gitmektir. Bizim asla ümitsiz ve bedbin olmak gibi bir lüksümüz olamaz. Şunu iyi bilelim ki Prof. Dr. Haydar Baş'ın fikirleri sadece günümüzün mevcut problemlerini çözmekle kalmıyor, gelecekte vuku bulacak ekonomik, toplumsal ve siyasal bunalımlara da çare olacak bir mahiyet arz etmektedir. Sayın Baş'ın fikirleri, asırların getirdiği maddi -manevi tortuları da kazıyabilecek kuvvet ve de kudrettedir.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024