Gazetemiz tarafından organize edilen Ehl-i Beyt panelleri büyük bir heyecan ve istekle devam ediyor. Prof. Dr. Haydar Baş ve yetiştirdiği güzide kadrosu, Ehl-i Beyt nefesini Anadolu'nun her köşesine ulaştırma gayretinde. Her hafta ülkemizin 100 farklı noktasında, 3 yüzden fazla konuşmacıyla gerçekleştirilen bu panellerde İslam'ın, imanın hakikati olan Ehl-i Beyt anlatılıyor. Ülkemizin sosyal, siyasal ve ekonomik sorunları ve de çözüm yolları dile getiriliyor. Rahmetli Atatürk'ün gerçek kimliği, tarihi belgelerle ortaya konuyor. Sayın Baş neden böyle bir yola girdi?Geçtiğimiz Pazar akşamı canlı yayında bu sorunun cevabı olabilecek şu açıklamaları yaptı Sayın Baş; "?Ama şunu itiraf etmeliyiz: Ben medresede okudum, ilahiyatta okudum, doktora tezimi verdim profesör oldum, Ehl-i Beyt'i hiçbir yerde bize anlatmadılar, izah etmediler?Benim doktora tezim "Veda Hutbesi'nde İnsan Hakları'dır." Peygamberimizin, Veda Hutbesi'nin, insan hakları açısından incelemek de (elhamdülillah) bana nasip oldu. Biz, Peygamber Efendimizin Veda Hutbesi'nde irad ettiği hutbenin dışında bir hutbe bilmiyorduk? Bendeniz, Azerbaycan'da üniversitede, 15 tane profesörden oluşan heyetin karşısında doktora tezimi savunurken, burada bir felsefe hocası ?zaten benimki felsefe doktorasıydı- dedi ki; "Niçin Gadir-i Hum'dan bir parça alıp da, Veda Hutbesi'nde olduğu gibi tahlil etmedin?"Ben, Gadir-i Hum'u ilk defa orada duydum. Ama ne demek istediğini de anlamadım. Benim tez hocam Vasım Bey, "Sen onlara deki; ben inşallah tezimi genişletme durumunda Gadir-i Hum konusunu da ele alacağım." "Gadir-i Hum nedir?" diye, sorduğumda Vasım Hoca; "Peygamberimiz, Veda Haccı'ndan sonra Gadir-i Hum denilen yerde bir hutbe daha irat ediyor" dedi ama işin teferruatına girmedi?"Tabi bu noktada akla, "Sayın Baş, Ehl-i Beyt'i, 12 İmamı bilmiyor muydu?" sorusu gelebilir. Tabii ki biliyordu. Hayatının her dönemini aktif olarak yaşayan Sayın Baş, geçmişte de çıkardığı dergilerde, yazdığı makalelerde, verdiği konferanslarda Hz. Fatıma'yı, Hz. Ali'yi, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i her daim anlatmış ve anlatıyordu. "Duymadım" dediği ise kendisinin de vurguladığı gibi Sünni dünyadan saklanan Gadr-i Hum ışığındaki Ehl-i Beyt'ti.İşte bu noktada M. Emin Koç hocamızın aracılığıyla Hatay'dan saygı değer Hasan Hüseyin Dede ile irtibata geçen Sayın Baş, Sünni dünyanın İslam ve itikadı gerçekler noktasında nasıl aldatıldığını gördü. Ve muhteşem bir çalışma sonrası 14 ciltlik bir külliyat ortaya koydu. Bu külliyatında Eyl-i Beyt'in sevilmişliğini, seçilmişliğini, tertemiz kılındığını, hilafet ve velayet hakkının Ehl-i Beyt ve soyuna ait olduğu ilahi hakikatini 220 Sünni alimin eserlerinden, Mezhep İmamlarımızın görüşlerinden, Kütüb-i Sitte'den belgelendirdi. İşte bu ilahi rahmeti kadrosuyla beraber evinize kadar getirdi. Sahip çıkana ne mutlu? Neye sahip çıkacağız? Zeyd b. Erkam (ra) anlatıyor: Allah Resulü (sav), Mekke ile Medine arasında Hummen denilen suyun başında (Gadir-i Hum'da) bir hutbe verdi. Allah'a hamd, sena ve zikirden sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Dikkat ediniz; Ben bir beşerim. Rabbimin ölüm elçisinin gelmesi ve benim, ona icabet edip aranızdan gitmem yakındır. Sizlere hukuku ağır iki kıymetli emanet bırakıyorum. Birincisi Allah'ın Kitabı'dır? İkinci emanet Ehl-i Beytimdir. Ehl-i Beytim hakkında Allah'tan korkmanızı hatırlatırım. Ehl-i Beytim hakkında Allah'tan korkmanızı hatırlatırım. Ehl-i Beytim hakkında Allah'tan korkmanızı hatırlatırım.""Ahir zamanda Ehl-i Beyt-imden gelecek ve müminleri toplayacak olan kimseye yardım etmek, davetine uymak her mümine vaciptir " (Ebû Dâvud, Sünen, Kitâbu'l-Mehdî, 12; Ali Nasıf, et-Tâc, V, 344).Peygamber Efendimiz (sav), İslam Ordusundan sayıca ve teçhizatça kat ve kat üstün olan müşrik ordusuyla Bedir'de karşılaştığında Yüce Allah'a şöyle dua etmişti; "Allah'ım! Bu bir avuç Müslüman mücahit helâk olursa artık sana yeryüzünde ibadet edecek kimse kalmaz." Şimdi bizlerde el açtık; "Ya Rabbi! Sosyal, siyasal, ekonomik ve dini bağlamda Sayın Baş ve kadrosuna her nevi saldırılar yapılıyor. Ya Rabbi! Sayın Baş ve kadrosu hedefine ulaşamazsa, yeryüzünde böylesi bir cesaretle Ehl-i Beyt'ini anlatacak kimse kalmaz. Bizleri muzaffer, muazzez ve muhafaza eyle. İnsanlığa rahmet vesilesi kıl" (Amin)
Akın Aydın / diğer yazıları
- Apo’nun ipini Türkiye’ye taktılar / 01.11.2024
- Erdoğan: ‘Toplu iğne yapamıyorduk toplu iğne’ / 31.10.2024
- Cumhuriyetin geleceğini tercihleriniz belirleyecek / 29.10.2024
- Dünden bugüne Cumhuriyet / 28.10.2024
- İnsanın şeytanlaşması / 27.10.2024
- Deliller iktidarın aleyhine / 26.10.2024
- AKP bu skandaldan da yırtar / 25.10.2024
- Kim derdi ki Devlet Bahçeli, İmralı’nın havarisi olacak! / 24.10.2024
- ‘Tehdit altındayız daha çok mülteciye ihtiyacımız var’ / 23.10.2024
- Hz. Ebu Talip’ten helallik istiyorum -3- / 21.10.2024
- Erdoğan: ‘Toplu iğne yapamıyorduk toplu iğne’ / 31.10.2024
- Cumhuriyetin geleceğini tercihleriniz belirleyecek / 29.10.2024
- Dünden bugüne Cumhuriyet / 28.10.2024
- İnsanın şeytanlaşması / 27.10.2024
- Deliller iktidarın aleyhine / 26.10.2024
- AKP bu skandaldan da yırtar / 25.10.2024
- Kim derdi ki Devlet Bahçeli, İmralı’nın havarisi olacak! / 24.10.2024
- ‘Tehdit altındayız daha çok mülteciye ihtiyacımız var’ / 23.10.2024
- Hz. Ebu Talip’ten helallik istiyorum -3- / 21.10.2024