Evet Pazar günü Çağlayan'dayım, saat tam 12.00'de... Bütün randevularımı erteledim, gideceğim yerlere haber saldım "beni beklemeyin" diye, "Bunu erteleyemem, bunu bekletemem ve orada, o saatte olamazsam... anlayın beni..." dedim.
Pazar günü Çağlayan'dayım. Çünkü bu bir çığlık, bu bir haykırış... Bu haklı olanın çığlığı, bu hakkı tutup ayağa kaldırmanın ilanı... Tabii ki ordayım, Çağlayan'dayım, saat tam 12.00'de orda olmalıyım!..
Ben bu sese kulak vereceğim, taaa ciğerden gelen bu sese: "Ne AB, Ne ABD, Tek Çözüm Bağımsız Türkiye" ve Çağlayan'a gideceğim. Diyorlar ki; "Elinizde ayyıldızlı bayrağımız olsun". "Başım gözüm üstüne" diyeceğim ve Çağlayan'a gideceğim, saat tam 12.00'de.
Pazar gününü tatil belleyen, o günü televizyon karşısında geçiren ben, saat tam 12.00'de Çağlayan'a gideceğim. Çünkü yollarda, caddelerde afişler gördüm, duvarlarda ilanlar gördüm; güzel insanlar gelecekmiş oraya, diyeceklermiş ki: "Bizim bayrağımızın rengi al'dır. Şehitlerin asil kanındandır. Boya değil, kan'dır. Ve onda Hilal vardır. Bizi anlatır, yalnızca bizi anlatır. Manası İslam'dır, imandır. O onun Yıldız'ı vardır, bir tek Yıldızı. O da İnsan'dır. En Büyük İnsan, En Güzel İnsan."
Bu yüzden Pazar günü Çağlayan'dayım hem de saat tam 12.00'de ve bu yüzden elimden bayrak olacak; ayyıldızlı bayrağım, rengi kan, Hilal'i iman, Yıldız'ı Güzel İnsan olan bayrağım...
O güzel insanlar diyeceklermiş ki; "Rengi al, rengi şehit kanı, Hilal'i iman, Yıldız'ı O Güzeller Güzeli İnsan olan bayrağımızı, rengi mavi, yıldızı çok olan ve hilali olmayan bir bayrakla değiştirmek istiyorlar. Yani bize, 'Siz yoksunuz, tarihiniz bitti, Hilal'inizi unutun ve Yıldız'ınızı terk edin' diyorlar. Biz buna 'hayır' diyoruz, ve 'Yeter! Artık millet konuşacak, milletin iradesi konuşacak, bir tarih dirilecek var mısınız!" Evet, böyle diyeceklermiş.
İşte bu yüzden Pazar günü Çağlayan'da olacağım, saat tam 12.00'de. Bu yüzden elimde bayrak Çağlayan'a koşacağım, 'Var mısınız' çağrısına 'Evet! Varım, vallahi de varım, billahi de varım!' diye karşılık vermek için. 'Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, hangi tarihi bilmez, hangi Biz'i bilmez çılgın' diye haykırmak için.
Güzel insanlar yine diyeceklermiş ki; "Asrın çapulcuları, devrin Haçlıları kilometreleri aştılar, hiç üşenmeden büyük bir hınçla, büyük bir kinle Irak'a üşüştüler. Müslüman olduğu için Iraklı'yı öldürdüler. Müslüman olduğu için Iraklı kadını kirlettiler, bir paçavra gibi sokağa attılar. Müslüman olduğu için Iraklı'nın geleceği çocukları süngülere taktılar. İçinde Müslümanlar olduğu için, içinde tek olan Allah'a secde edildiği için, bir tarih ve bir medeniyet eseri olduğu için camileri yaktılar, bombaladılar, yıktılar. Ve bunu yaparken güzelim ülkemizde, güzelim Anadolumuzda kurdukları üslerini kullandılar. Uçakları buradan uçurdular. Çapulcuları buradan gönderdiler. Peki buna 'evet' diyenler ne yaptılar? Tarihimizde hiç olmayanı yaptılar, tarihimizi lekelediler, kirlettiler, bizi kirlettiler, bizi utandırdılar, alnımıza kara çaldılar. Müslümanı vuranları 'müttefik' edindiler, Müslüman kanına giren çapulculara 'kahramanlar' diye seslendiler. Bu da yetmezmiş gibi bir de dua eklediler peşine: 'Onların sağ salim yurtlarına dönmeleri için dua ediyorum.' Alnımıza kara çalanlara 'dur' demek için buradayız var mısınız!"
İşte bu yüzden; utandığım için; Allah'tan, Peygamber'den, ceddimden, tarihimden, bayrağımdan utandığım için Çağlayan'a gideceğim. "Ne AB, Ne ABD, Tek Çözüm Bağımsız Türkiye" diye haykırmak için Çağlayan'a gideceğim hem de saat 12.00'de.
Yok, yok 12.00'de değil, daha erken, daha erken gitmeliyim Çağlayan'a; en önde olmalıyım. Elimde ayyıldızlı bayrağımla çağlamalıyım yüzbinlerle, rengi şehit kanı, Hilal'i iman, Yıldız'ı O Güzeller Güzeli İnsan olan bayrağımla çağlamalıyım Çağlayan'da.
Pazar günü Çağlayan'dayım. Bütün işlerimi iptal ettim, randevularımı tehir ettim. Bu sese kulak vermeye yemin ettim: "Ne AB, Ne ABD, Tek Çözüm Bağımsız Türkiye".
Pazar günü Çağlayan'dayım. Çünkü bu bir çığlık, bu bir haykırış... Bu haklı olanın çığlığı, bu hakkı tutup ayağa kaldırmanın ilanı... Tabii ki ordayım, Çağlayan'dayım, saat tam 12.00'de orda olmalıyım!..
Ben bu sese kulak vereceğim, taaa ciğerden gelen bu sese: "Ne AB, Ne ABD, Tek Çözüm Bağımsız Türkiye" ve Çağlayan'a gideceğim. Diyorlar ki; "Elinizde ayyıldızlı bayrağımız olsun". "Başım gözüm üstüne" diyeceğim ve Çağlayan'a gideceğim, saat tam 12.00'de.
Pazar gününü tatil belleyen, o günü televizyon karşısında geçiren ben, saat tam 12.00'de Çağlayan'a gideceğim. Çünkü yollarda, caddelerde afişler gördüm, duvarlarda ilanlar gördüm; güzel insanlar gelecekmiş oraya, diyeceklermiş ki: "Bizim bayrağımızın rengi al'dır. Şehitlerin asil kanındandır. Boya değil, kan'dır. Ve onda Hilal vardır. Bizi anlatır, yalnızca bizi anlatır. Manası İslam'dır, imandır. O onun Yıldız'ı vardır, bir tek Yıldızı. O da İnsan'dır. En Büyük İnsan, En Güzel İnsan."
Bu yüzden Pazar günü Çağlayan'dayım hem de saat tam 12.00'de ve bu yüzden elimden bayrak olacak; ayyıldızlı bayrağım, rengi kan, Hilal'i iman, Yıldız'ı Güzel İnsan olan bayrağım...
O güzel insanlar diyeceklermiş ki; "Rengi al, rengi şehit kanı, Hilal'i iman, Yıldız'ı O Güzeller Güzeli İnsan olan bayrağımızı, rengi mavi, yıldızı çok olan ve hilali olmayan bir bayrakla değiştirmek istiyorlar. Yani bize, 'Siz yoksunuz, tarihiniz bitti, Hilal'inizi unutun ve Yıldız'ınızı terk edin' diyorlar. Biz buna 'hayır' diyoruz, ve 'Yeter! Artık millet konuşacak, milletin iradesi konuşacak, bir tarih dirilecek var mısınız!" Evet, böyle diyeceklermiş.
İşte bu yüzden Pazar günü Çağlayan'da olacağım, saat tam 12.00'de. Bu yüzden elimde bayrak Çağlayan'a koşacağım, 'Var mısınız' çağrısına 'Evet! Varım, vallahi de varım, billahi de varım!' diye karşılık vermek için. 'Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, hangi tarihi bilmez, hangi Biz'i bilmez çılgın' diye haykırmak için.
Güzel insanlar yine diyeceklermiş ki; "Asrın çapulcuları, devrin Haçlıları kilometreleri aştılar, hiç üşenmeden büyük bir hınçla, büyük bir kinle Irak'a üşüştüler. Müslüman olduğu için Iraklı'yı öldürdüler. Müslüman olduğu için Iraklı kadını kirlettiler, bir paçavra gibi sokağa attılar. Müslüman olduğu için Iraklı'nın geleceği çocukları süngülere taktılar. İçinde Müslümanlar olduğu için, içinde tek olan Allah'a secde edildiği için, bir tarih ve bir medeniyet eseri olduğu için camileri yaktılar, bombaladılar, yıktılar. Ve bunu yaparken güzelim ülkemizde, güzelim Anadolumuzda kurdukları üslerini kullandılar. Uçakları buradan uçurdular. Çapulcuları buradan gönderdiler. Peki buna 'evet' diyenler ne yaptılar? Tarihimizde hiç olmayanı yaptılar, tarihimizi lekelediler, kirlettiler, bizi kirlettiler, bizi utandırdılar, alnımıza kara çaldılar. Müslümanı vuranları 'müttefik' edindiler, Müslüman kanına giren çapulculara 'kahramanlar' diye seslendiler. Bu da yetmezmiş gibi bir de dua eklediler peşine: 'Onların sağ salim yurtlarına dönmeleri için dua ediyorum.' Alnımıza kara çalanlara 'dur' demek için buradayız var mısınız!"
İşte bu yüzden; utandığım için; Allah'tan, Peygamber'den, ceddimden, tarihimden, bayrağımdan utandığım için Çağlayan'a gideceğim. "Ne AB, Ne ABD, Tek Çözüm Bağımsız Türkiye" diye haykırmak için Çağlayan'a gideceğim hem de saat 12.00'de.
Yok, yok 12.00'de değil, daha erken, daha erken gitmeliyim Çağlayan'a; en önde olmalıyım. Elimde ayyıldızlı bayrağımla çağlamalıyım yüzbinlerle, rengi şehit kanı, Hilal'i iman, Yıldız'ı O Güzeller Güzeli İnsan olan bayrağımla çağlamalıyım Çağlayan'da.
Pazar günü Çağlayan'dayım. Bütün işlerimi iptal ettim, randevularımı tehir ettim. Bu sese kulak vermeye yemin ettim: "Ne AB, Ne ABD, Tek Çözüm Bağımsız Türkiye".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Okan Egesel / diğer yazıları
- Hz. İnsan’a… / 20.04.2020
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018