Osmanlı yenilmişti. Masa üstünde Mondros'u, masa altında ise Sevr'i kabul etmişti.
İşgal ve Türk katliamları başladı. Bugün birinci ağızdan rahmet ve özür dilenen Ermeniler, Doğu Anadolu ve Karadeniz'de akıl almaz, vahşice katliamlar yapıyor, Müslümanları adeta yeryüzünden silme gayreti sergiliyorlardı.
Bir devlet için başkent diğer şehirlerden daha önemlidir, adeta namustur. Osmanlı'nın son başkentinde Fransız ve İngiliz bayrağı dalgalanıyordu.
Fatih'ten intikam veya rövanş almak gayesindeki Fransız general beyaz atla karaya çıkıyor, bütün Osmanlı yetkilileri karşısında el pençe duruyordu.
Fransız general, kendisi ikamet edeceği için padişahın derhal Dolmabahçe Sarayı'ndan ayrılmasını istiyordu.
İstanbul sokaklarında İngiliz ve Fransız devriyeler geziyor. Ermeni ve Rumlar zafer kutlamaları yapıyordu.
Bir diğer işgal ise Osmanlı'nın ilk başkentinde gerçekleşiyordu. Yunan askerleri, başbakanları Venizelos'un oğlu Sofokles'in komutasında 8 Temmuz'da Bursa'ya girmişti.
Bu işgal de aynen İstanbul gibi bir rövanş havasında gerçekleştiriliyordu. Sofokles, Bizans'ı yeniden almanın mutluluğu içindeydi.
Kitaplarda Sofokles'in, bir fotoğrafçı beklediği yazar. Nedenini biliyor musunuz? İntikamını resmetmek için!
Sofokles'in beklediği fotoğrafçı gelir. Sofokles fotoğrafçıyı da yanına alarak bir manga askerle birlikte Osman Gazi'nin türbesine hareket eder. Sofokles önde, fotoğrafçı arkada türbeye girerler.
Yine kitaplardaki ifadeyle Sofokles, mahmuzlu çizmelerini kaldırıp sandukaya üst üste üç tekme savurur.
Ardından kılıcını, hayali düşmanına doğru hamle yapar gibi sallayarak küfürle karışık şu narayı atar; " Kalk ey koca sarıklı, koca Osman! Kalk da torunlarının halini gör! Kurduğun devleti yıktık. Seni öldürmeye geldim!"
Bir müddet türbenin içinde kılıcını sallayarak dolaştıktan sonra zafer kazanmış bir kumandan havasına bürünen Venizelos'un oğlu, ayağını sandukanın üzerine koyup kılıcına dayanarak fotoğrafçıya şöyle seslenir; "Çek bakalım bir Bursa hatırası…"
Sofokles, fotoğrafı Atina'ya gönderirken arkasına ise şu satırları yazacaktı; "Ordularımız Bursa'ya hâkimdir. Şu anda Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman ayaklarımın altındadır."
Bursa'nın işgalinde Atatürk ne yaptı?
8 Temmuz 1920'de Yunan ordusunun, Osmanlı'nın ilk başkenti Bursa'yı işgal haberi Ankara'ya ulaşır ulaşmaz konu hemen meclis gündemine geldi ve müzakere edildi.
Kürsüye gelen Burdur Milletvekili İsmail Suphi Bey, Yunanların işgal ettiği Anadolu topraklarında yaptığı zulümleri bir bir anlattı.
TBMM'deki bu mütalaalar üzerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk, TBMM riyaset kürsüsüne kapkara bir örtü örtülmesini istedi.
O örtü 48'inci Süvari Alayı 3'üncü Bölük Komutanı Şükrü Naili (Gökberk) Bey, Bursa Belediyesi binasına Türk bayrağını çektiği güne kadar ki, tam 2 sene, 2 ay, 2 gün boyunca kürsüde durmuş ve zaferden sonra yine Mustafa Kemal'in talimatıyla kaldırılmıştır."
* * *
Osmanlı'nın başkentleri Bursa'yı, İstanbul'u ve Edirne'yi Haçlı işgalinden kurtaran tüm Anadolu'yu Haçlı postallarından temizleyen Atatürk'tür.
Baş Hocamın tabiriyle, "Mustafa Kemal bu milletin hem vatanını, hem de namusunu kurtarmıştır."
Ama namustan nasibi olmayanlar bu gerçeği görememiştir. Osman Gazi'nin türbesini tekmeleyen Yunan Sofokles, Menderes döneminde ülkemize gelir ve Anıtkabir ziyaret edilir.
Alçak ve namus fakirleri bu ziyareti gazete ve dergilerinde nasıl değerlendirdi biliyor musunuz?
"Osman Gazi'nin türbesini tekmeleyen Yunan komutan, Atatürk'ün mezarına çelenk koydu. Onlar bile dostunu, düşmanını çok iyi biliyor." (!)
Aynı zihniyet bugünlerde yine ortalıkta milletimize fitne, küfür saçıyor.
Bir vatandaşımız bunlar için çok güzel bir cümle kurmuştu; "Atatürk'ün kurtardığı topraklarda Osmanlıcılık oynamak kolay. Sıkıysa Osmanlı'nın kaybettiği topraklarda bunu yapın."
Hadi adamsanız! Bırakın Yunanistan'ı, Bulgaristan'ı, Bosna'yı da Ege'de Yunan'a verilen 18 adanın birine Osmanlı sancağı asın.
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025
- Atatürk’ün annesi gibi Erdoğan’ın annesi de annemizdir / 28.03.2025