Olan bize oluyor

Yıkılan kubbeler bizim kubbelerimiz, devrilen minareler bizim minarelerimiz, tahrip edilen binlerce yıllık kültürel doku bizim medeniyetimize ait.
Öldürülen Ahmetler Mehmetler, Hasanlar Hüseyinler, Ayşeler Fatmalar, Elifler Zeynepler bizim insanlarımız, bizim kardeşlerimiz, annelerimiz bacılarımız.
Bu gerçek Irak’ta da böyle, Mısır’da da böyle, Libya’da da böyle Suriye’de de böyle.
Elin gavurunun; “biz niye uğraşalım, para harcayalım, düşürelim Müslümanları bir birine, uzaktan seyredelim” planı, projesi tıkır tıkır işliyor.
Nerede kaldı Müslümanın basireti, feraseti, iz’anı ve idraki?
Kahrolası, kendi ayaklarına dolanası haçlı-siyonist proje içerisinde yer aldıktan sonra, aptallığın, ahmaklığın farkına varamadıktan sonra hangi tarafta olursan ol ne fark eder ki?
Suriye’ye karşı bir savaş ilan edilseydi, İngiliz’i, Fransız’ı, Yahudi’si, Amerikalısı Irak’ta yaptıkları gibi askeri işgale kalksaydılar hem masraflı olacaktı hem de dünyadan belki itiraz sesleri yükselecekti.
Şimdi aynı güçler güya çaktırmadan, ajanları, teröristleri aracılığı ile Suriye’de Müslüman katliamına devam ediyorlar, minareler devirmeye, kubbeler yıkmaya devam ediyorlar.
Adını “özgür Suriye Ordusu” koymuşlar, bilmem ne bela koymuşlar.
Olan yine bize oluyor.
Ölen yine bizim insanımız, bombardıman edilen kültürel miras bizim medeniyetimizin mirası.
Bu ihanet planında yer alan, görev alan, haçlının, siyonistin işini kolaylaştıran sözde Müslümanlara bu mübarek günde söyleyecek söz bulamıyorum.
Hırsız evden olmasaydı öküz bacadan çıkamazdı.
Müslüman geçinen insanlar, devletler, yöneticiler kılavuz olmasaydılar, öncü olmasaydılar ne Irak işgali yaşanırdı, ne diğerleri ne de bu gün Suriye felaketi.
Basiretsizliğin, ferasetsizliğin bu kadarına yazıklar olsun.
Olan bize oluyor, her tarafta kardeşlerimiz ölüyor ve binlerce yıllık medeniyet birikimleri ateşe veriliyor.
Daha beterinden Allah’a sığınıyoruz.