Çukurova Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Türkiye Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, Türkiye'de bilim adamlarının toplumdan uzak, kendi kabuğuna çekilmiş hareketsizler ordusunu oluşturduğunu belirtti. Prof. Dr. Ortaş, öğretim üyelerinin bilimsel araştırma ve eğitim öğretim görevleri dışında bir diğer önemli görevinin toplumsal sorunlara yaklaşımı ve toplumun önünü açacak çözüm önerileri sunmak olduğunu söyledi. Sivil toplum örgütü görevi üstlenen öğretim üyeleri dernek ve sendikalarının halen istenilen düzeyde üye sayısı bulamadıkları için çeşitli konulardaki taleplerinin yetkililer tarafından dikkate alınmadığını savunan Ortaş, "Öğretim üyeleri dernek ve sendikalarının etkin olmayışı, yayın organlarının bulunmayışı, geniş anlamda öğretim üyelerinin kendi görüşlerini ifade edecek alan bulamamalarına neden oluyor. Böylece de üniversiteler kendi iç dinamiklerini tartışmıyor ve bilimsel alandaki üretimden gelen güçlerini yansıtamıyorlar" diye konuştu.
Bilim adamları korku içinde
Çeşitli konulardaki görüşlerini belirli platformlarda tartışamayan bilim adamlarının toplumsal sorunlardan da uzaklaştığını belirten Prof. Dr. Ortaş, şunları kaydetti: "Bilim adamları, dernek ve sendikaya 12 Eylül sonrasındakine benzer baskıya maruz kalacağını düşünerek üye olmamakta ve kendilerine resmi makamlar tarafından biçilen görevin dışında toplumsal ve evrensel bilgilendirme görevini yerine getirmeyerek ve toplumdan uzak, kendi kabuğuna çekilmiş hareketsizler ordusunu oluşturmaktadırlar. Bilim adamları tarihsel misyon içinde toplumun bilgilendirilmesi ve aydınlanmasından aldıkları güç nedeniyle halk kitlelerinin yakın geçmişe kadar en çok değer verdikleri kişilerdi. Dünyada halen öğretim üyelerine ve öğretmene saygı bilgiye saygı olarak ifade edilir. Türkiye'de ise son 40 yılın toplumsal olaylarının sorumluluğu çoğunlukla üniversitelere yüklendiği için öğretim üyelerinin evrensel düşünce anlayışına uygun olarak kendilerini, olayları ve olguları ifade etmeleri engellenmiştir. Örgütsüz ve maddi gücü zayıflatılmış olan öğretim elemanı maddi gücü oranında toplumda değer görmektedir. Ülkemiz ise maalesef örgütlülük düzeyi bakımından dünyayı gerilerden izlemektedir."
Bilim adamları korku içinde
Çeşitli konulardaki görüşlerini belirli platformlarda tartışamayan bilim adamlarının toplumsal sorunlardan da uzaklaştığını belirten Prof. Dr. Ortaş, şunları kaydetti: "Bilim adamları, dernek ve sendikaya 12 Eylül sonrasındakine benzer baskıya maruz kalacağını düşünerek üye olmamakta ve kendilerine resmi makamlar tarafından biçilen görevin dışında toplumsal ve evrensel bilgilendirme görevini yerine getirmeyerek ve toplumdan uzak, kendi kabuğuna çekilmiş hareketsizler ordusunu oluşturmaktadırlar. Bilim adamları tarihsel misyon içinde toplumun bilgilendirilmesi ve aydınlanmasından aldıkları güç nedeniyle halk kitlelerinin yakın geçmişe kadar en çok değer verdikleri kişilerdi. Dünyada halen öğretim üyelerine ve öğretmene saygı bilgiye saygı olarak ifade edilir. Türkiye'de ise son 40 yılın toplumsal olaylarının sorumluluğu çoğunlukla üniversitelere yüklendiği için öğretim üyelerinin evrensel düşünce anlayışına uygun olarak kendilerini, olayları ve olguları ifade etmeleri engellenmiştir. Örgütsüz ve maddi gücü zayıflatılmış olan öğretim elemanı maddi gücü oranında toplumda değer görmektedir. Ülkemiz ise maalesef örgütlülük düzeyi bakımından dünyayı gerilerden izlemektedir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.